Kredi büyümesinin olası yan etkileri 'Merkez'in radarında
Merkez Bankası'nın 4 Mart Çarşamba günü düzenlediği Yatırımcı Toplantısı'nda, son dönemde kredi büyümesinde yaşanan sert yükselişin olası yan etkilerinin masaya yatırıldığı ve olası yan etkilere karşılık hangi adımların atılabileceğinin değerlendirildiği öğrenildi
Kredi büyümesinde son dönemde yaşanan sert yükselişin olası yan etkilerinin Merkez Bankası'nın radarında olduğu öğrenildi. Konunun detaylarının Merkez Bankası'nın 4 Mart Çarşamba günü düzenlediği Yatırımcı Toplantısı’nda paylaşıldığı belirtildi. Bloomberg HT’nin konuya yakın kaynaklardan edindiği bilgilere göre, toplantıda ekonomi gündeminin iki önemli başlığına açıklık getirilirken, bunlardan ilkinin, büyümenin son dönemdeki toparlanmasını sağlayan iç talepte yaşanan patlamanın beraberinde enflasyon üzerinde ne gibi yukarı yönlü riskler doğuracağının tartışılması olduğu kaydedildi. Merkez Bankası yetkililerinin, ekonomistlerin özellikle kredi büyümesinde son dönemde yaşanan sert yükselişin enflasyona etkilerini yakından takip ettiklerini açıkladığı belirtildi. Öte yandan bu etkinin Merkez Bankası tarafında değerlendirildiği 19 Şubat 2020 tarihli Para Politikası Metni’nde de dikkat çekiyordu.
'HESAPLAMA DEĞİŞEBİLİR, BİREYSEL KREDİLERE KIRILIM GELEBİLİR'
TCMB’nin Yatırımcı Toplantısı’nda söz konusu olası yan etkilere karşılık hangi adımların atılabileceğinin de değerlendirildiği bilgisini veren kaynaklar, mevcut durumda 9 Aralık 2019 tarihli düzenleme de yer alan hesaplamanın değişebileceğinin de değerlendirildiğini ifade ediyor. Özellike bireysel kredilerde herhangi bir kırılım olmadığı için; bireysel kredilerin dışlanma oranının yüzde 50’den 70’e çıkabileceğini belirten kaynaklar, toplantıda, bireysel kredilerin kullanım amacına yönelik bir çalışma yapıldığı bilgisininin de verildiğini söylüyor.
9 ARALIK DÜZENLEMESİ İLE NE DEĞİŞMİŞTİ?
Bilindiği gibi Merkez Bankası, 9 Aralık 2019 tarihli zorunlu karşılık düzenlemesinde; reel kredi büyümesi hesaplamasını iki koşula bağlamıştı. Bunlardan ilkinde, yıllık kredi büyümesi yüzde 15’in üzerinde olan bankalar için 2 yıl ve daha uzun vadeli ticari krediler ile 5 yıl ve daha uzun vadeli konut kredileri reel değişimlerinin tamamı büyüme oranı formülünün pay kısmından düşülerek hesaplanan uyarlanmış reel kredi büyüme oranının yüzde 15’in altında olması koşuluydu. Yıllık kredi büyümesi yüzde 15’in altında olan bankalar için ise 5 yıl ve daha uzun vadeli konut kredileri dışında kalan bireysel kredi reel değişiminin yüzde 50’si büyüme oranı formülünün pay kısmından düşülerek hesaplanan uyarlanmış reel kredi büyüme oranının 5’in üzerinde olması gerekliliğiydi. Bu koşullar altında Merkez Bankası, bankalara zorunlu karşılık teşvikleri sunmuş, üretim ve yatırımla ilişkisi kuvvetli olan uzun vadeli ticari krediler ile ithalatla ilişkisi zayıf olan uzun vadeli konut kredilerini teşvik etmeyi amaçlamıştı.