Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ekonomistleri Türkiye'de krediler ile ekonomik faaliyet arasındaki ilişkiyi inceleyen ampirik bir çalışma gerçekleştirdi.

Hande Küçük Yeşil, Pınar Özlü ve Çağlar Yüncüler'in yaptığı çalışmada krediler açısından borçlanıcının hanehalkı mı işletme mi olduğu, kredinin konut ya da kişisel amaçla kullanıldığı ve yabancı ya da yerel para olmak üzere hangi para biriminden borçlanıldığı bileşenlerine odaklanılıyor.

Araştırmacıların ulaştığı sonuçlara göre kredi şoklarının ekonomik faaliyet üzerinde özellikle ilk iki çeyrekte istatistiksel olarak anlamlı bir etkisi var.

Ayrıca tüketici kredileri ve aynı orandaki Türk Lirası cinsi işletme kredilerindeki şoklar tüketim, nihai iç talep ve GSYİH üzerinde benzer etkilere neden olurken, tüketici kredilerinin yatırım üzerindeki etkisi işletme kredilerine kıyasla oldukça sınırlı.

Çalışmada Döviz cinsinden işletme kredilerindeki şokların toplam yatırım üzerinde önemli bir etkisi olmasına karşın özel tüketim ve GSYİH üzerinde çok daha az bir etkisi olduğu ifade ediliyor.

Varılan diğer bir sonuç ise konut kredilerinin yatırım üzerindeki etkisinin işletme kredileriyle karşılaştırılabilir olduğu. TCMB ekonomistlerine göre bu sonuç konut talebi ile inşaat yatırımları arasındaki güçlü desteği işaret ediyor.

Uzmanlar, finansman ve büyüme arasındaki ilişkiyi inceleyen ampirik çalışmaların büyük bir bölümünün veri olarak toplam banka kredilerini kullandığını belirtiyorlar. Ancak borçlanıcı çeşidi hesaba katılmaması durumunda, ulaşılabilecek önemli sonuçların gözden kaçırılacağını ifade eden TCMB uzmanları, "Farklı tipteki kredilerin etkinliğinin analizi finans sektörünün reel faaliyeti hangi kanallardan teşvik ettiğini anlamamıza yardım ediyor." diyor.

Bununla birlikte kredi şoklarının aktarım mekanizması hakkındaki tüm resmi görmeye yönelik olarak, her bir bileşende kredi şoklarını daha net belirlemek, bu şokların reel efektif döviz kuru, dış denge ve enflasyon gibi diğer makro ekonomik değişkenler üzerindeki etkilerini analiz etmek için daha fazla araştırma yapılması gerektiğinin altı çiziliyor.

Ayrıca çalışmada vurgulanan bir nokta kısa vadeli ve uzun vadeli etkilerin ayrımının yapılmasının da kritik önemde olduğu.

Zira kredi büyümesi kısa vadede büyümeyi tetikleyecek olmasına karşın makro finansal riskleri artırıp orta ve uzun vadede büyüme dinamiklerini olumsuz etkileyebilir.