Küresel borç riski
Yoksul ülkelerin borçlanmaları rekor seviyeye çıkarken Çin'in merkezinde olduğu borç ağı da küresel ortam için risk oluşturuyor.
BLOOMBERG HT ARAŞTIRMA
Pandemi süreci ve ardından dünyanın “yeni normal” döneme geçişi, ekonomik parametreler açısından ele alınırken yoksul ülkelerin borçluluğuna dair olgular da kendisine yer buluyor.
Dünya Bankası’nın geçtiğimiz hafta yayınladığı rapordaki rakamlara göre Kovid-19 sürecinde yoksul ülkelerin borçları rekor seviyelere ulaştı.
Başkan David Malpass “Uluslararası Borç İstatistikleri 2022” raporuyla ilgili yaptığı açıklamada, virüsün neden olduğu gelişmelerin zengin ve yoksul ülkeler arasındaki uçurumu artırdığına dikkat çekerek uyarılarda bulundu.
Malpass, mevcut sistemin borçlar açısından sürdürülebilirliğine dair endişelerini dile getirirken; şirketlerin iflaslarının mümkün olabilmesine karşın ülkelerin borçlarını ödeyemeyecek durumda olmasının yeterince anlaşılamadığını belirtti. Yeniden yapılanma, şeffaflık ve borçların azaltılmasına yönelik yeni yaklaşımların elzem olduğunu vurguladı.
Dünya Bankası’nın yayınladığı verilere bakıldığında 70’den fazla düşük gelirli ülkenin borç yükünün, 2020’de yüzde 12’lik rekor artışla 860 milyar dolara eriştiği görülüyor.
Öte yandan kişi başına gelir açısından bakıldığında 2020’de gelişmiş ülkelerin ortalama yüzde 5 artış kaydetmesi beklenirken, bu oranın gelişmekte olan ülkelerde yüzde 0,5 olacağı düşünülüyor.
Kuruluşun Başekonomisti Carmen Reinhart, yüksek borçlu ülkelerin durumunun olası küresel faiz artışlarıyla daha da kritikleşeceğini belirtti.
Alacaklı ülkeler ve gelişmiş 20 ülkeden oluşan Paris Kulübü, borçların yeniden yapılandırılması amacıyla bir girişim oluşturmuş ancak bu girişimde sadece Etiyopya, Çad ve Zambiya başvuranlar arasında yer almıştı.
Çin'in borç kapanı
Konuya ilişkin bir diğer olgu da Çin’in merkezinde olduğu borç ağı.
Çinli şirketlerin de borç konusunda yaşadığı haber akışları gündemde önemli yer tutarken, Dünya Bankası raporunda Arjantin, Brezilya, Türkiye, Hindistan, Endonezya, Meksika, Rusya Federasyonu, Güney Afrika ve Tayland ile en yüksek dış borç stoğu bulunan ülkelerden biri olan Çin’in, Kuşak ve Yol Girişimi kapsamında yoksul ülkeleri 385 milyar dolarlık bir yükümlülük ile karşı karşıya bıraktığı belirtiliyor.
AidData’nın açıkladığı rapora göre Çin’in bürokratlar, devlet bankaları ve kurumlar üzerinden 2013 sonrası özellikle Afrika ve Orta Asya’da yoğunlaştırdığı altyapı yatırımları; şeffaf olmayan şartlar nedeniyle 45 düşük ve orta gelirli ülkeyi GSYH’lerinin %10’undan yüksek oranlarda Çin’e borçlu hale getirdi.
Kurumun üst düzey yöneticilerinden yönetici direktörü Brad Parks, Çin’in kuşak projesinin müttefik ilişkileri kurmaktan çok karlılığı hedeflediğini ve borçluların mevcut durumları nedeniyle Çin’in borç verme trendinin yavaşladığını belirtti.
Çin’in bu aksiyonlarına karşılık son olarak; Dubai kamu girişimi DP World ve İngiltere yatırım ajansı CDC’in Afrika’ya 1,7 trilyon Dolarlık yatırım projesi öne çıkıyor. İki kurum arasındaki iş birliği Afrika kıtasında son yıllarda oldukça dikkat çekiyor. Uluslararası kurum ve konsorsiyumların kıtaya yöneldiği evrede Batı’nın Çin’e karşı adımları da takip ediliyor.