Advertisement
HABERLER ABONE OL

On Birinci Kalkınma Planı'nda, küresel ekonomide korumacı ticaret politikası eğilimleri, Çin ekonomisindeki ivme kaybı, Brexit’e ilişkin gelişmeler ve özel sektörün yüksek borçluluğunun "risk" unsuru olmaya devam edeceği vurgulandı, gelişmiş ülkelerin para politikalarındaki destekleyici duruşun devam etme eğiliminin ise kırılganlıkları öteleyebilecek "fırsat" olarak ortaya çıktığının altı çizildi.

TBMM'ye sunulan On Birinci Kalkınma Planı'nda (2019-2023) "Küresel Gelişmeler ve Eğilimler" başlığı altında, küresel ekonomik görünüme ilişkin tespitlere yer verildi.

Küresel ekonominin, imalat sanayinde gözlenen yavaşlama ve ticaret savaşları sebebiyle ivme kaybettiğine yer verilen planda, artan borçluluk ve azalan tasarruf oranlarının orta vadede ekonomileri finansal ve makroekonomik istikrar açısından şoklara karşı daha kırılgan hale getirdiğine işaret edildi.

Gelişmiş ülkelerin para politikalarındaki destekleyici duruşun devam etme eğiliminin bu kırılganlıkları öteleyebilecek bir fırsat olarak ortaya çıktığı belirtilen planda, şu değerlendirmede bulunuldu:

"Önümüzdeki döneme ilişkin küresel ekonomik görünüm, aşağı yönlü risklerin öne çıkması nedeni ile zayıflamıştır. Korumacı ticaret politikası eğilimleri, Çin ekonomisindeki ivme kaybı, Brexit’e ilişkin gelişmeler ve özel sektörün yüksek borçluluğunun yarattığı finansal kırılganlıklar risk unsuru olmaya devam edecektir. Küresel finansal koşulların kötüleşmesi durumunda gelişmekte olan piyasalara sermaye girişlerinde düşüş yaşanması önemli riskler arasındadır. Ticaret savaşları sadece kısa dönemli değil, oluşan belirsizlik ortamı ve yatırım-ticaret kararlarının ertelenmesi nedeniyle küresel ekonomik görünüme ilişkin orta ve uzun dönemli beklentileri de olumsuz etkilemektedir."

Küresel ekonomide beklentiler

Planda, yaşanan gelişmeler neticesinde 2014-2018 döneminde yıllık ortalama yüzde 3,6 büyüyen dünya ekonomisinin 2019'da ivme kaybederek yüzde 3,3 büyümesinin beklendiği kaydedildi, söz konusu dönemde gelişmiş ekonomilerin yıllık ortalama yüzde 2,1, gelişmekte olan ülkelerin ise yüzde 4,6 büyüdüğünün altı çizilerek, 2019'da bu oranların bir miktar ivme kaybıyla sırasıyla yüzde 1,8 ve yüzde 4,4 olacağı tahmin edildi. Plan döneminde (2019-2023) ise gelişmekte olan ekonomilerin toparlanma kaydederek yıllık ortalama yüzde 4,7 büyümesi öngörülürken, gelişmiş ekonomilerin de yüzde 1,7 büyüyeceği belirtildi.

Euro Bölgesi ortalama yüzde 1,4 büyüyecek

Brexit nedeniyle Birleşik Krallık ve birçok Avrupa ülkesinin büyüme tahminlerinin aşağı yönlü revize edildiği hatırlatılan planda, 2019-2023 döneminde Euro Bölgesi'nin yıllık ortalama yüzde 1,4 büyüyeceğinin öngörüldüğü kaydedildi.

İstihdam piyasasındaki olumlu gelişmelere rağmen, özellikle Euro Bölgesi'nde büyüme ve enflasyon hedeflerinden hala uzak olunduğuna işaret edilen planda, küresel ticaretteki belirsizliklerin artması sebebiyle gelişmiş ülke merkez bankalarından daha destekleyici bir duruş beklendiği vurgulandı.

Planda, özellikle ABD ve Çin arasında karşılıklı misillemelerle ilerleyen ticaret gerilimlerinin yanında dünya genelinde zayıflayan yatırımlar ve üretimle beraber gelecek dönemde dünya ticaret hacminin finansal krizden bu yana en düşük seviyelerde seyretmesinin beklendiği, 2019-2023 döneminde yıllık ortalama yüzde 3,8 artmasının öngörüldüğü aktarıldı.