Advertisement
FİNANSAL TEKNOLOJİ ABONE OL

Yapı Kredi Kurumsal Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Kaan Şakul, kurumsal bankacılık tarafında önümüzdeki dönemde pek çok ürün ve hizmetin dijital alana taşınacağını söyledi. Bloomberg HT televizyonunda Sefer Yüksel’in hazırlayıp sunduğu Finansal Teknoloji programına konuk olan Şakul, mümkün olan her ürün ve hizmeti regülasyonun da desteği ile ilerde çok farklı boyutlarda görüleceğini ifade etti. Regülasyon değişiminden sonra da kurumsal bankacılık tarafında müşterilerin hesap açmasının çok kolaylaşacağını belirten Şakul, “Dijital çek cüzdanı çalışmamız var. Bu, firmaların çek portföylerini dijital ortamda yönetmelerini, takibini ve ihtiyaçları olduğu zaman bu çekleri teminata verip ihtiyaçları olduğu zaman bu çekleri teminata verip kredi kullanabilmelerini sağlayacak. Yılın ikinci yarısında kurumsal müşteriler için nakit akışı izleme platformunu hizmete sunacağız. Burada çift taraflı bir avantaj yaratmayı hedefliyoruz. Burada firmalar hem bizde olan nakit akışların platform üzerinden takip edebilecekler, ileride ihtiyaç duyabilecekleri kredileri burada öngörebilecekler, biz de onların ihtiyaçlarını önceden tespit edip zamanında onlara doğru ürünü doğru fiyatla sunma imkanına erişeceğiz” diye konuştu.


Sektörde ilk elektronik teminat mektubu veren özel banka olduklarını vurgulayan Şakul, “Bu konuyu önemsiyoruz. Teminat mektubu değerli bir kağıt, fiziki ortamda basılıyor ve bunun pek çok sakıncası olabiliyor. Ama elektronik ortamda verilen teminat mektubunu alan taraf da çok rahat yönetiyor. İşi bittiği zaman yine elektronik ortamda serbest bırakıyor, otomatik riskten çıkıyor gibi pek çok yeniliği var. Sürdürülebilirlik kısımda ise biz e-dekonta geçerek ilk adımları atmıştık. Şu anda yine regülasyonun da desteği ile pek çok yerde e-dekont hem kabul ediliyor hem de etki alanı genişliyor” dedi.

‘Bireysel bankacılıktaki pek çok yenilik kurumsal dünyaya da taşındı’

Pandeminin bir çok mecburiyetten yenilikleri de beraberinde getirdiğini ve hem firmaların hem de bankaların iş yapış şekillerini değişime zorladığını belirten Şakul, “Bunun artıları da oldu. Yıllardır biz daha hızlı hizmet verebilmek ve operasyon hatalarının minimize edildiği ortama taşımak için hep müşteriyi dijital kanallara çekmeye zorluyorduk. Pandemiyle beraber firmalar bu sefer bizi dijital kanallardaki ürün çeşitliliğimizi artırmaya teşvik ettiler. Bu da hem ülkemizi hem de dünyayı farkında olmadan pilot bir çalışmaya itti” dedi. Bu dönemde kurumsal bankacılık müşterilerinin hem mobilden onay verme anlamında hem de ürünlere erişim anlamında oldukça mesafe kat ettiğinin altını çizen Şakul, bireysel bankacılıkta olan pek çok yeniliğin kurumsal dünyaya da taşındığını vurguladı. Artık müşterilerin senetlerini, çeklerini, takiplerini, tahsilat durumlarını, SGK gibi kurum ödemelerini dijital kanallardan yaptığına dikkat çeken Şakul, “Düzenleyici kurumlar da aldıkları ödemeleri dijital kanallara yönlendirerek hem firmaların hem de bankaların işlerini kolaylaştırdılar” diye konuştu.

‘Firmaların işletme sermayesi ihtiyacı daha da artacak’

Küresel olarak içinden geçilen ekonomik konjonktürde firmaların bankalardan beklentilerine de değinen Şakul, 2022’nin pandeminin etkisinin azalacağı ve hızlı bir normalleşmeye geçileceği bir yıl olarak beklendiğini ancak Rusya-Ukrayna savaşı ile beraber dünyanın enflasyonist bir sürece girildiğini ifade etti. Şakul, bir çok genç insanın ilk kez enflasyonu yaşadığını vurgulayarak, “Dolayısıyla enflasyonist ortamda nasıl iş yapılır, firmaların ihtiyaçları nasıl değişir, pek çok insan ve ülkemiz bunları tecrübe ediyor. Enflasyon ve artan hammadde fiyatlarından dolayı firmaların ihtiyaçları farklılık arz ediyor. İyi giden ekonomilerde özellikle büyük firmalar, daha çok yatırıma yönlenir ve yatırım kredisi arayışında olurlar. Uzun vadeli ucuz krediler ajandalarının ilk maddesi olur. Fakat enflasyonist ortam firma ihtiyaçlarını değiştirdi. Artan hammadde fiyatları, piyasalarda vadelerin kısalması, işçilik maliyetlerinin artması gibi birçok nedenden dolayı firmaların hayatını idame ettirmesi için gerekli olan işletme sermayesi ihtiyacı bir hayli arttı. Bu dönemde bizim karşımıza kredi talebi olarak en çok işletme sermayesi limit artışları damgasını vuruyor. Biz de çalışmalarımızı bu yönde ilerletiyoruz. Hemen hemen bütün sektörlerde gördüğümüz temel ihtiyaç işletme sermayelerinin artması. Biz bu anlamda sektör ayrımı yapmadan firmaları değerlendiriyoruz. Firmaların bilançolarına bakıp bu talepleri mümkün olduğunca karşılamaya çalışıyoruz. Önümüzdeki dönemde işletme sermayesi artışının daha da artacağını söyleyebilirim. Çünkü sadece Türkiye’ye özgü bir olay değil, dünya da enflasyonist bir ortamda. Dolayısıyla hem ihracat bacağında çalışan firmaların hem yurt içi piyasaya çalışan firmaların bu ihtiyaçları artacak. Bizler de hem Yapı Kredi olarak hem de diğer bankalar bu ihtiyacı gözetmek durumundayız. Çalışmalarımızın eksenini daha çok bu taraf oluşturuyor” diye konuştu.