Merkez bankaları büyümenin direksiyonundan kalkabilir

2016, merkez bankaları için kendi sınırlarını keşfettikleri bir yıl oldu. Zayıf küresel büyümenin yükünü omuzladıkları için övgü toplamak yerine, durumu daha da kötüleştirdiklerine yönelik algının etkisiyle olumsuz yönde tepki gördüler.

Negaif faiz oranlarının banka karlarını azalttığı öne sürüldü. Büyük miktarlı tahvil alım programları yatırımları artırmaktan çok piyasa spekülasyonunu artırmakla suçlandı.

Şimdi ise artan popülizm ve hükümet harcamalarının tekrar rağbet görmeye başlamasıyla birlikte, 2017 yılı merkez bankalarının sahnenin ortasından çekildikleri bir yıl olacağa benziyor.

Japonya Merkez Bankası (BOJ) elindeki araçlarla daha fazlasının yapılamayacağını farketmiş durumda. Öte yandan Avrupa Merkez Bankası (AMB) tahvil alım programının sonsuza kadar devam etmeyeceğinin sinyalini verdi. Küresel ekonomonin Fed tarafında ise Yellen, düşük faizlerin ekonominin arz tarafında ne kadar az etkisi olduğunu keşfetti.

Hong Kong'da “Merkez bankalarının benzini bu yıl bitti” diyen HSBC Holdings Plc Asya ekonomik araştırma birimi yöneticisi Frederick Neumann, “Parasal genişleme bu yıl zirveyi görmüş ve kademeli olarak azalacak olabilir” diye devam etti.