Advertisement
HABERLER ABONE OL

Merkez Bankası politika faizini yüzde 19 seviyesinde tutarken, metinde yapılan değişiklikler dikkat çekti.

Bir önceki karar metninde yer alan "uzun bir müddet sıkı duruş" ve "gerekmesi durumunda ilave parasal sıkılaşma yapılacaktır" ifadeleri bu metinde yer almadı. Karar metnindeki bu değişiklikler sonrasında Dolar/TL kurunda yükseliş gerçekleşti.

Merkez Bankası'nın faiz kararı metninde, salgına bağlı olarak 2020 yılında sert daralan küresel ekonominin, destekleyici politikalar ve aşılama sürecindeki olumlu gelişmelerin etkisiyle toparlanmaya devam ettiği belirtildi. Bu iyileşme sürecinde, özellikle imalât sanayi faaliyeti ve küresel ticaretteki ivmelenme belirleyici olduğu vurgulanırken emtia fiyatlarındaki artış eğiliminin hız kestiği, yükselen küresel enflasyon beklentilerinin uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkilerinin önemini koruduğu ifade edildi.

"Bireysel kredi büyümesinde yükseliş eğilimi görülüyor"

"Salgının sınırlayıcı etkilerine rağmen, iç ve dış talep kaynaklı olarak yurt içi iktisadi faaliyet güçlü seyretmektedir." diyen TCMB imalât sanayi faaliyeti kuvvetli bir ivme sergilerken, salgın kısıtlamalarından olumsuz etkilenen hizmet sektörlerindeki zayıf seyrin sürdüğünü belirtti.

Salgının gidişatı ve aşılama sürecine bağlı olarak iktisadi faaliyet üzerinde her iki yönde riskler bulunduğuna dikkat çeken TCMB ihracattaki artış ve altın ithalatındaki gerilemeye rağmen, güçlü iç talep ve emtia fiyatlarının cari işlemler dengesini olumsuz etkilemeye devam ettiğini vurguladı.

Önceki karar metninde vurgulanan kredi büyümesine yeni metinde de dikkat çekildi. Metinde konuyla ilgili olarak, "Ticari kredilerde ılımlı bir seyir gözlenirken, finansal koşullardaki sıkılaşmaya rağmen bireysel kredi büyümesinde yükseliş eğilimi görülmektedir." ifadeleri kullanıldı.

"Hedefe ulaşılıncaya karar faiz enflasyon üzerinde oluşturulmaya devam edecek"

TCMB'nin karar metninde parasal duruşa ilişkin şu vurgular yapıldı:

Talep ve maliyet unsurları, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeler, fiyatlama davranışları ve enflasyon görünümü üzerinde risk oluşturmaya devam etmektedir. Mevcut parasal duruşun krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkilerinin önümüzdeki dönemde belirginleşeceği öngörülmektedir. Bu doğrultuda Kurul, politika faizini sabit tutarak sıkı parasal duruşun korunmasına karar vermiştir.

TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar politika faizi, güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edecek şekilde, enflasyonun üzerinde bir düzeyde oluşturulmaya devam edilecektir.

Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikâmesinin başlaması, Döviz rezervlerinin artış eğilimine girmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır.

“Faiz indirimi en iyi ihtimalle üçüncü çeyreğin sonlarına doğru gelebilir”

Bloomberg HT’ye konuk olan Garanti BBVA Yardımcı Başekonomisti Seda Güler Mert, Merkez Bankası’nın faiz oranını sabit tutması kararını değerlendirdi.

Mert, TCMB’nin PPK metnine göre, aktivite tarafında güçlü seyrin korunduğunu ve bu noktada Merkez Bankası’nın belirgin bir kaygı duymadığını söyledi. Enflasyonun döviz kuruna olan etkisini değerlendiren Mert şu ifadeleri kullandı:

“Enflasyonun nasıl bir seyir izleyeceği kritik olacak. Bizdeki son güncellediğimiz tahminlerde, ikinci çeyrek özelinde yüzde 18’in üzerine çıkabilecek bir manşet enflasyon görebileceğimizi hesaplıyoruz. Bununla beraber kurda kademeli değer kaybının devam etmesi durumunda, ekim dahil yüzde 17’e kalan bir enflasyon, yılın son iki ayında ancak yüzde 15’e doğru gevşeyen bir seviye olarak hesaplıyoruz. Dolayısıyla en iyi ihtimalle üçüncü çeyreğin sonlarına doğru bir faiz indiriminin gelebileceği bir alan oluşabiliyor.” dedi.

Mert TCMB’nin faiz kararı hakkında mevcut gelişmelerin var olan duruşun korunmasını gerektirecek şekilde devam ettiğini ifade etti. PPK metninde ilave sıkılaşma vurgusunun kaldırılmış olmasını değerlendiren Mert, “Bu çerçevede, ilave sıkılaşma vurgusunun kaldırılmış olması bize önümüzdeki dönemde biraz daha kendine alan yaratmaya çalışacak bir Merkez Bankası olduğunu gösteriyor.” dedi.

Societe Generale EM Strateji Direktörü Phoenix Kalen de kararı ve metindeki değişiklikleri şöyle yorumladı: Karar TCMB’nin Naci Ağbal dönemindeki parasal sıkılaştırma adımlarını tersine çevirmede aceleci davranacağına yönelik endişeleri yumuşattı. Ancak gerekmesi durumunda ilave parasal sıkılaştırmaya gidileceği ifadesinin metinden çıkarılması bugünün en endişe verici gelişmesi. Bu kritik bir şekilde eski TCMB yönetimi ile yenisinin yaklaşım farkını ortaya koyuyor. Yatırımcılar, TCMB’nin mevcut yönetiminin, gerekmesi durumunda faiz artırmak gibi zor kararları alma kapasitesine sahip ya da bu konuda istekli olmadığı konusunda endişe duyabilirler. Gelecek aylarda Türk Lirası'nın kademeli şekilde değer kaybetmesini, dolar/TL’nin yıl sonunda 8,9 seviyesine yükselmesini bekliyoruz. Bununla birlikte Türk Lirası'nın sonrasında toparlanacağını öngörüyoruz”

Ekonomist Haluk Bürümcekçi de karar sonrası reel faiz görünümüne dikkat çekti: Mevcut faiz oranı ile gerçekleşen enflasyona göre hesaplanan politika reel faizi yüzde 2,4 ve beklenen enflasyona göre hesaplanan reel faiz yüzde 7,0 seviyesine gerilemiş bulunuyor. Bu ise, benzer EM ülkelerine göre çok daha yüksek reel faiz seviyelerine işaret etse de, TCMB Başkan değişimi sonrası Türkiye’nin CDS priminin son dönemde 440 baz puan civarında seyretmesi bu cazibeyi azaltmış ve yabancı yatırımcı çıkışlarının görülmesine neden olmuştu. Ayrıca, son dönemde kurlarda gözlenen artışın korunması durumunda, yıllık TÜFE’nin Nisan-Mayıs aylarında %17-18 aralığına yükseleceği, kurlarda yükseliş eğiliminin devam etmesi durumunda ise enflasyonda zirve noktasının daha da yüksek olabileceği dikkate alınırsa reel faizin belirgin azalacağı da söylenebilir”

Piyasa faizde değişiklik beklemiyordu

Bloomberg HT'nin 26 kurumun katılımıyla gerçekleştirdiği faiz anketinde medyan beklenti politika faizinin yüzde 19 seviyesinde sabit tutulacağı yönünde olmuştu. Ankette sadece bir kurum 100 baz puanlık artış öngörürken 25 kurumun beklentisi ise TCMB'nin bu toplantıyı pas geçeceği şeklinde kaydedilmişti.

Ankette yıl sonuna ilişkin faiz beklentisinin ise 2 puan arttığı izlendi. Bloomberg HT'nin bir önceki anketinde piyasanın beklentisi yüzde 14 olurken, son ankette bu beklenti yüzde 16'ya çıktı. Yıl sonuna ilişkin en yüksek beklentiye sahip kurum politika faizini yüzde 18 seviyesinde öngörürken, en düşük beklentiyi paylaşan kuruma göre yıl sonunda politika faizi yüzde 14 olarak gerçekleşecek.

Yeni başkanın ilk mesajları sıkı duruşa işaret etmişti

Başkanlık değişiminin ardından TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu farklı platformlarda para politikasına yönelik mesajlar verdi. Kavcıoğlu, Bloomberg'e verdiği özel röportajda “Nisan veya sonrasındaki aylarda PPK kararıyla ilgili hemen faiz indirilecek şeklinde önyargılı bir yaklaşımı doğru bulmuyorum” ifadelerini kullandı. TCMB Başkanı, Merkez Bankası'nın yüzde 5 enflasyon hedefine de sıkı sıkıya bağlı olduğunu vurgulamıştı.

Kavcıoğlu bankanın olağan genel kurulunda ise "Enflasyon ve enflasyon beklentileri sıkı bir para politikası duruşu gerektiriyor. Politika faizini enflasyon üzerinde bir düzeyde oluşturmaya devam edeceğiz. Kararlarımızı veri odaklı alacağız. Enflasyondaki düşüşün kalıcılığını sağlayacağız" ifadelerini kullandı.

Kavcıoğlu'nun katıldığı yatırımcılarla yapılan toplantılarda da benzer mesajlar verilirken, sunumda gerekmesi durumunda ilave parasal sıkılaşma yapılacağı ifadeleri de yer aldı.