Advertisement
HABERLER ABONE OL

Merkez Bankası politika faizini 1 puan indirimle yüzde 14 seviyesine çekerken, karar metninde indirim alanının tamamlandığı ve 2022 yılının ilk çeyreğinde para politikası çerçevesinin gözden geçirileceği mesajları dikkat çekti.

Karar metninde para politikası patikasıyla ilgili şu ifadeler kullanıldı: Enflasyonda Kasım ayında gözlenen yükselişte; döviz kuru gelişmeleri, küresel gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar ve talep gelişmeleri etkili olmaktadır.

Kurul, politika faizinin 100 baz puan indirilerek, arz yönlü ve para politikası etki alanı dışındaki arızi faktörlerin fiyat artışları üzerinde oluşturduğu geçici etkilerin ima ettiği alanın kullanımının tamamlanmasına karar vermiştir.

Alınmış olan kararların birikimli etkileri 2022 yılının ilk çeyreğinde yakından takip edilecek ve bu dönemde fiyat istikrarının sürdürülebilir bir zeminde yeniden şekillenmesi amacıyla geniş kapsamlı politika çerçevesi gözden geçirme süreci yürütülecektir.

Cari denge vurgusu korundu

Karar metninde cari işlemler dengesi vurgusu korundu.

Metinde milli gelir verileri ve öncü göstergelerin yurt içinde iktisadi faaliyetin, dış talebin de etkisiyle güçlü seyrettiğine işaret ettiği belirtildi.

Aşılamanın toplumun geneline yayılmasının salgından olumsuz etkilenen hizmetler, turizm ve bağlantılı sektörlerin canlanmasına ve iktisadi faaliyetin daha dengeli bir bileşimle sürdürülmesine olanak tanıdığı ihracattaki artış eğiliminin güçlenmesiyle cari işlemler dengesinin 2022 yılında fazla vermesinin öngörüldüğü ifade edildi.

Cari işlemler dengesindeki iyileşme eğiliminin güçlenerek devam etmesinin fiyat istikrarı hedefi için önem arz ettiğini belirten TCMB bu bağlamda ticari ve bireysel kredilerin yakından takip edildiğini de ekledi.

Yüksek küresel enflasyonun etkileri izleniyor

Karar metninde küresel duruma ilişkin olarak gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası iletişimlerine ve yüksek küresel enflasyona dikkat çekildi.

Salgında yeni varyantlar nedeniyle kapanma tedbirlerinin ve seyahat kısıtlamalarının yeniden başlamasının küresel iktisadi faaliyet üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tuttuğunu belirten TCMB küresel talepteki toparlanma, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve taşımacılık maliyetlerindeki artışın uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının yükselmesine yol açtığını söyledi.

Metinde yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkilerinin yakından izlendiği bununla birlikte gelişmiş ülke merkez bankalarının artan enerji fiyatları ve arz-talep uyumsuzluğuna bağlı olarak enflasyonda görülen yükselişin beklenenden uzun sürebileceğini değerlendirdiği vurgulandı.

Metinde bu çerçevede, "iktisadi faaliyet, işgücü piyasası ve enflasyon beklentilerinde ülkeler arasında farklılaşan görünüme bağlı olarak gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası iletişimlerinde ayrışma gözlenmekle birlikte, merkez bankaları destekleyici parasal duruşlarını sürdürmekte, varlık alım programlarına devam etmektedir." değerlendirmeleri yapıldı.

Ekonomistler nasıl yorumladı?

Bloomberg HT yayınına katılan Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Burak Saltoğlu TCMB’nin faiz kararı için şunları söyledi: "Metnin önemli bir kısmında faizi değiştirmemeye karar vermiş gibi duruyor. Dünkü Fed toplantısında 2022 için 3 kere faiz artışı olacağı beklentisi çıkmıştı. Biz 100 baz puan indirirken dünyanın en büyük rezerv parasına sahip merkez bankası 100 baz puan arttıracağı mesajını veriyor. Şu anda baktığımızda gelişmekte olan ülkelerle, hatta gelişmiş ülkelerle aramızda bir farklılık var. Farklı olduğumuzu nasıl anlatacağımız konusunda da metinden bir şey çıkmıyor."

İş Portföy Genel Müdür Yardımcısı Nilüfer Sezgin ise TCMB’nin faiz kararı hakkında şunları söyledi:
Beklenen bir karardı. Metinde söylenen şey çok önemli, gelecek dönemin nasıl olacağı konusunda verilen mesaj önemli. Faizi pas mı geçer indirir mi diye konuşmaktan önce önümüzdeki dönemde mevcut faiz korunsa bile, enflasyondaki yükseliş devam edeceği için negatif reel faiz de giderek artıyor olacak. Piyasadaki dalgalanmaları durdurmak için indirmemek ve faiz tutmak yeterli olacak mıdır? Bu tartışmalı bir konu..."

Piyasa 100 baz puan indirim bekliyordu

Bloomberg HT Araştırma Birimi'nin 17 kurumun katılımıyla gerçekleştirdiği ankette medyan beklenti politika faizinin 100 baz puan indirimle yüzde 14'e çekilmesi yönündeydi.

Ankette iki kurum 200 baz puanlık faiz indirim beklentisi içinde olduğunu belirtirken, bir kurum 75 baz puan ve diğer bir kurum ise 25 baz puan indirim tahmininde bulunmuştu.

Yabancı kurumlar da bu toplantıda 100 baz puanlık indirim yapılmasını öngörmüştü.

Unicredit Merkez Bankası’nın 100 baz puanlık bir faiz indirimi yapacağını ve gelecek yılın başlarında ise politika faizini yüzde 12'ye kadar indireceğini tahmin etmişti.

TCMB’nin 100 baz puanlık bir indirim yapmasını bekleyen Deutsche Bank, sonraki üç para politikası toplantısında ise agresif bir faiz indirimi beklemediklerini belirtmişti.

Kurum, TCMB’nin dolarizasyon, zayıf Türk lirası ve artan enflasyondan dolayı 2022’nin ilk çeyreğinde politika faizini yüzde 25’e çıkarmak zorunda kalabileceğini ifade etmişti.

Barclays ise TCMB'nin bu toplantıda 200 baz puanlık bir faiz indirimi yapmasını ve Ocak ayında 100 baz puanlık bir indirim kararı daha almasını bekliyordu.

TCMB Döviz piyasasına satım yönünde müdahaleye başlamıştı

Faiz kararından önce en kritik gelişmelerden birisi Döviz piyasasına satım yönünde yapılan müdahaleler olmuştu.

TCMB’nin 1 Aralık tarihindeki ilk müdahalesi yaklaşık 650 milyon dolar, 3 Aralık’taki ikinci müdahalesi yaklaşık 400 milyon dolar, 10 Aralık’taki üçüncü müdahalesi ise yaklaşık 500 milyon dolar seviyesindeydi. TCMB’nin dördüncü ve 2,5 milyar dolarlık son müdahalesi ile birlikte toplam tutar yaklaşık 4 milyar seviyesine yükselmişti.

Enflasyon 3 yılın zirvesine çıkmıştı

Tüketici fiyatları Kasım'da yıllık yüzde 21,31 arttı. Böylelikle yıllık tüketici enflasyonunda Kasım 2018'den bu yana en yüksek seviye kaydedildi.

Üretici fiyatlarında yıllık artış ise yüzde 54,62 ile 2002'den bu yana en yüksek seviyeye çıktı.

Bu rakamların ardından tüketici ve üretici enflasyonu arasındaki fark rekor kırdı.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) döviz müdahalelerine karşı iş dünyasından da yorum geliyor.

İSO Başkanı Erdal Bahçıvan Twitter hesabından yaptığı açıklamada "Dün faiz indirimine giden Merkez Bankası’nın, bugün elindeki kıymetli döviz kaynaklarını piyasaya sürmesini şaşkınlıkla izliyoruz."

Perşembe günü TCMB'nin faizi 100 baz puan indirmesinin ardından dolar/TL kurunda yeni rekorlar kaydedilirken, haftanın son işlem gününde kurda 17 seviyesinin üzeri kaydedildi.

Kurun 17'yi geçmesinin ardından TCMB piyasaya beşinci kez döviz satışıyla müdahale etti.

TCMB’nin 1 Aralık tarihindeki ilk müdahalesi yaklaşık 650 milyon dolar, 3 Aralık’taki ikinci müdahalesi yaklaşık 400 milyon dolar, 10 Aralık’taki üçüncü müdahalesi ise yaklaşık 500 milyon dolar seviyesindeydi. TCMB’nin dördüncü ve 2,5 milyar dolarlık son müdahalesi ile birlikte toplam tutar yaklaşık 4 milyar seviyesine yükselmişti.

17'ye çıkan dolar/TL kuru sonrasında TCMB piyasaya müdahale etti.

TCMB'den yapılan açıklamada "Döviz kurlarında görülen sağlıksız fiyat oluşumları nedeniyle piyasaya satım yönünde doğrudan müdahale edilmektedir." ifadeleri kullanıldı.

Bu müdahale TCMB'nin Aralık başından bu yana yaptığı beşinci müdahalesi oldu.

TCMB’nin 1 Aralık tarihindeki ilk müdahalesi yaklaşık 650 milyon dolar, 3 Aralık’taki ikinci müdahalesi yaklaşık 400 milyon dolar, 10 Aralık’taki üçüncü müdahalesi ise yaklaşık 500 milyon dolar seviyesindeydi. TCMB’nin dördüncü ve 2,5 milyar dolarlık son müdahalesi ile birlikte toplam tutar yaklaşık 4 milyar seviyesine yükselmişti.

Faizi 100 baz puan indirmişti

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası lirada hızlanan değer kaybı ve bozulan enflasyon görünümü gölgesinde politika faizini 100 baz puan indirerek yüzde 14’e çekmişti.

Bloomberg HT anketine katılan kurumların beklentisi TCMB’den 100 baz puan indirim yapılması yönündeydi.

TCMB karar metninde faiz indirimleri için ima edilen sınırlı alanın tamamlandığı vurgusu yaptı. Metinde “Alınmış olan kararların birikimli etkileri 2022 yılının ilk çeyreğinde yakından takip edilecek ve bu dönemde fiyat istikrarının sürdürülebilir bir zeminde yeniden şekillenmesi amacıyla geniş kapsamlı politika çerçevesi gözden geçirme süreci yürütülecektir” ifadeleri kullanılmıştı.

Konuya yakın kaynakların Bloomberg’e verdiği bilgiye göre yetkililer, TL'deki düşüş sonrasında kamu bankalarının sermaye yapısını ve kredi kapasitesini desteklemek için kamu bankalarında sermaye artışına gidilmesine karar verdi.

Pazartesi günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan son onay alınırken Hazine ve Maliye Bakanlığı, sermaye enjeksiyonun büyüklüğü ve yöntemi konusundaki detaylar üzerinde çalışmalarını sürdürüyor.

Sermaye artışı kamu bankalarına son üç yılda yapılan üçüncü sermaye artışı olacak.

Türkiye Varlık Fonu konuya ilişkin ilk etapta yorum yapmadı. Halkbank ve Vakıfbank yetkilileri konuya ilişkin Bloomberg’in elektronik posta ve telefon ile sorularına dönüş yapmadı. Ziraat Bankası yetkilileri, genel müdürün daha önce kamu bankalarında sermayenin güçlendirilmesine yönelik çalışma yapıldığı yönündeki açıklamalarını işaret etti.

Haberin ardından bankacılık endeksinde yükseliş yüzde 3'ü aştı.

Dolar son altı yılın en büyük yıllık kazancına hazırlanıyor ve Singapur’dan Tokyo’ya, piyasa katılımcılarına göre, bu ralli bitmekten uzak görünüyor. Bu hareketin ardındaki temel faktör, önümüzdeki üç yıllık dönem boyunca faiz artırımları için bir yol haritası çizen şahin bir Fed’e karşılık diğer merkez bankalarının teşvikleri azaltma konusunda çok daha suskun kalması gösteriliyor.

Mizuho Bank Ltd. ekonomi ve strateji müdürü Vishnu Varathan, “Genele yayılan bir dolar yükselişi. Hazırlanılması gereken bu. Emtia paraları daha sert satışlarla karşılaşabilir ve gelişen piyasalar da, merkez bankaları faiz artırımlarına gitse bile, baskı altında kalacak. Bu artırımlar, Fed’in atacağı muhtemel adımların etkisini dengelemek için yeterli olmayacak” dedi.

Bank of America Corp.’un bu ay açıklanan bir anketine göre, yatırımcıların dolarda pozisyonlanması ve bu para birimine yönelik fikirleri 2015’ten bu yana en yukarı seviyeye yükseldi. Dolar 2021 yılında, G-10 ülkelerinin para birimlerinin tümü karşısında güç kazandı ve doların bu paralar karşısındaki seyrini gösteren Bloomberg Dolar Spot Endeksi söz konusunda dönemde yüzde 5,9 tırmanarak Temmuz 2020’den bu yana en yüksek seviyesine yaklaştı.

Dolar geçmişte de buna benzer bir hareket gerçekleştirdi. Amerikan para birimi 2016 yılı itibarıyla dört yıl üst üste değer kazandı ve bu süre boyunca toplam yüzde 28 yükseldi.
Bloomberg Dolar Spot Endeksi Çarşamba günü, Fed’in kararının piyasa beklentileri doğrultusunda çıkması ile birlikte yüzde 0,2 geri çekilirken, piyasa katılımcıları bu gibi düşüşlerin muhtemelen kısa ömürlü olacağını söylüyorlar.

Sumitomo Mitsui DS Asset Management Co., doların Japonya Merkez Bankası’nın zayıf enflasyon ortamında para politikasını normalleştirmekte zorlanmasından dolayı daha iyi performans göstereceğini kaydederek, yen karşısında doları tercih ediyor.

Sumitomo Mitsui DS Asset kıdemli fon yöneticisi Kei Yamazaki, “Fed’in bilançosunu daraltmaya 2023’te başlamasını bekliyorum. Bu doları destekleyici bir hareket. ABD’nin ekonomik büyümesinin diğerlerini aşması, Fed’in politika normalleştirmesini makul kılıyor. Doların, Fed’in geleceğe yönelik politika patikası dikkate alındığında daha da güçlenmesini bekliyorum” dedi.

National Australia Bank Ltd.’ye göre, piyasalar hali hazırda Fed’in birkaç faiz artırımına gitmesini fiyatlarken, ilave şahinliğin fiyatlanması için halen alan var. Banka, tersine, euro ve sterlinin artan enerji fiyatları ve güvercin bir Avrupa Merkez Bankası’ndan dolayı düşüşe hazırlandığını kaydetti.
National Australia Bank kıdemli döviz stratejisti Rodrigo Catril, “2022 riski, Fed’den üç değil de dört faiz artırımı gelmesi. Bu doların gücünü destekleyecektir. Euronun 1,10 dolar ve sterlinin 1,30 dolar seviyelerinin altında seyretme riskini görüyoruz” dedi.

“Daha Kırılgan”

Fon yöneticileri, doların, ABD faizlerindeki yükselişin muhtemelen birçok gelişen ülkede cari işlemler açığı üzerinde baskı oluşturacağı iddiası ile, gelişen piyasa paralarının büyük kısmı karşısında da yukarı trendde kalacağını düşünüyor.

MSCI gelişen piyasa para endeksi bu yıl sert dalgalanmalar gösterdi ve şimdilerde İsrail şekeli ve Çin yuanındaki yükselişlerin Türk Lirası ve Arjantin pesosundaki düşüşlerle dengelenmesinin etkisi ile yılın başındaki seviyelerin yakınında seyrediyor.

Scotiabank stratejisti Qi Gao, dolardaki topyekun alım çılgınlığı bankanın baz senaryosu olmazken, Hindistan, Kore ve Tayland paralarının en kırılgan paralar arasında yer alacağını söyledi ve rupinin sermaye çıkışları ve petrol fiyatlarındaki sıçrama ile karşı karşıya olduğunu sözlerine ekledi.

Fed’in 2022 Haziran ayında faiz artıracağına dair beklentiler, çarşamba günü gerçekleştirilen toplantı sonrasında zirveye çıktı. Beklentiler Kasım sonunda Omikron varyantına dair endişelerle hızlı bir şekilde geriledikten sonra Aralık ayında neredeyse ikiye katlandı.

Federal Açık Piyasa Komitesi, çarşamba günü politika faizinde herhangi bir değişiklik yapmadı fakat varlık alımı azaltımı hızını ikiye katlayarak 30 milyar dolara çıkardı. Fed politika yapıcıları ise 2022 ve 2023 yıllık üçer faiz artırımı, toplamda 6 faiz artırımı gerçekleşmesini bekliyor.

Karar metninde enflasyonun pandemi ve tedarik zinciri sıkıntıları ile yükseldiği ifade edildi. Metinden enflasyonun geçici olduğu yönündeki ifadelerin de çıkarıldığı görüldü. Metinde ekonominin görünüme yönelik devam eden risklerle karşı karşıya olduğu belirtildi.

Fed ekonomiye ilişkin projeksiyonları da yayımladı. Buna göre Eylül ayında yüzde 5,9 olarak açıklanan 2021 büyüme beklentisi yüzde 5,5 seviyesine çekildi. 2022 büyüme beklentisi ise yüzde 3,8'den yüzde 4'e yükseltildi. 2023 büyüme tahmini yüzde 2,5'ten yüzde 2,2'ye düşürüldü.