MGK bildirisinde altı çizilen uluslararası haklar neler?
-
Kritik detaylar 1926 yılında imzalanan Ankara Anlaşması'nın maddelerinde gizli
Bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan ve 3 saat süren Milli Güvenlik Kurulu sonrası yayınlanan bildiride altı çizilen bir ifade dikkat çekti: Türkiye'nin ikili anlaşmalardan ve uluslararası anlaşmalardan doğan hakları.
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin Kuzey Irak'ta düzenlemeye çalıştığı referandumu sert bir dille eleştiren ve referandumun aktörlerini uyaran Milli Güvenlik Kurulu bildirisinde, IKBY'nin 25 Eylül 2017 tarihinde düzenleyeceğini açıkladığı referandumun gayrimeşru niteliği ve kabul edilemezliği belirtilirken, bu girişimin bir yandan Irak'ın siyasi birliği ve toprak bütünlüğü için, diğer yandan ise Türkiye'nin milli güvenliği için doğrudan tehdit oluşturduğu ifade edildi.
IKBY yönetimini bu girişimden vazgeçmeye çağıran MGK bildirisinin son cümlesi ise belki de bildirinin en kritik cümlelerinden birini oluşturuyordu: "Tüm ikazlarımıza rağmen bu referandumun yapılması halinde Türkiye, ikili ve uluslararası anlaşmalardan doğan haklarını mahfuz tutar."
Türkiye'nin Ankara Anlaşması'ndan doğan uluslararası hakları
Peki MGK bildirisinde özellikle altı kuvvetle çizilen bu uluslararası anlaşmalardan doğan hakkı neydi? İşte bu kararın ardından gözler Türkiye ve Irak arasındaki sınırların ve Musul sorununun çözümünün de garanti altına alındığı Ankara Anlaşması'na çevrildi. Bu anlaşmanın ilk maddesine göre Türkiye ile Irak sınırı, geçici olarak Birleşmiş Milletler'in (Yani o zamanki Milletler Cemiyeti) 29 Ekim 1924 tarihli toplantısında kararlaştırıldığı şekilde (Brüksel Sınır Çizgisi) kesinleşmiş oldu.