Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

BofA, Goldman ve Deutsche Bank’tan sonra Morgan Stanley de Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın bu hafta yapacağı toplantıda alacağı faiz kararıyla ilgili tahminlerini içeren bir bilgi notu geçti.

Banka TCMB’nin Perşembe günü yapacağı toplantıda politika faizini 11,5 puan artırarak yüzde 20’ye çıkarmasını, öte yandan iletişimde enflasyona odaklanılması ve kademeli deregülasyon yapılmasnıı beklediklerini kaydetti.

Morgan Stanley ekonomistleri Hande Küçük ve Alina Slyusarchuk Pazartesi günü yayımladıkları notta poizitif reel faizi işaret eden seviyelere hızlı bir şekilde ulaşılmasını beklemediklerini ifade etti.

İki ekonomist geçtikleri notta, “İlk adımların politika faizinin enflasyon beklentileriyle arasındaki büyük farkı kapamayı hedefleyeceğini düşünüyoruz. PPK, enflasyon beklentilerini yönetmeyi hedeflemek amacıyla büyük olasılıkla daha fazla faiz artış sinyali verecek” ifadelerini kullandı.

Bank of America Securities Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın politika faizini yüzde 25’e yükseltmesini beklediğini, ancak aşağı yönlü bir sürpriz için de alan gördüklerini belirtti.

Aralarında Zümrüt İmamoğlu’nun da bulunduğu ekonomistlerin pazar yayımladığı raporda tahminlerinden daha düşük bir faizin, faiz koridoru ya da daha fazla faiz artışı sinyaliyle desteklenebileceği belirtildi.

Regülasyonlar ve kontrollerin tedrici olarak kaldırılmasının beklendiği belirtilen raporda “Kontrolleri kaldıracak tek seferde büyük bir faiz artışı daha az ihtimal olarak görüyoruz” denildi.

Raporda “TCMB için iki patika mümkün. İlk patika faizleri artırmak ve regülasyonları, kontrolleri yavaşça kaldırmak. Bu senaryoda faizin yüzde 25 veya daha aşağıda belirlenmesi ve daha fazla faiz artışı sinyali verilmesi mümkün. Diğer senaryo ise mevcut finansal koşulları gevşetmeden faizi kısıtlayıcı seviyelere yükselterek başlamak. Bu senaryo ekonomide daha hızlı bir düzeltmeye izin verecek ve kredibilite ile öngörülebilirliği güçlendirecek. Bize göre ihtimaller daha çok hızlı yerine kademeli düzeltmeden yana. Faiz artırmadan ek sıkılaşma yapmak için koridor da kullanılabilir” değerlendirmesi yapıldı.

Kurum, TCMB'nin yüzde 15-18 gibi düşük bir faizle başlaması durumunda mevcut banka faizlerini yakalamak için en az iki faiz artışı daha yapabileceğini öngördü.

Raporda "TCMB aynı zamanda regülasyonları gevşetmek özel sektörün finansmana erişimini kolaylaştırabilir. Buna mevduat faizlerinin mevcut seviyelerinden gevşemesiyle birlikte döviz talep artışı eşlik edebilir. Ancak yaz turizm gelirleri para birimini destekleyecektir. Para biriminde sabitleme beklemesek de TCMB müdahalelerinin gereken süre boyunca devam etmesini bekliyoruz" ifadeleri kullanıldı.

Deutsche Bank, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz artış patikasına dair öngörülere yer verdiği bir rapor yayımladı. Banka TCMB’nin bu hafta politika faizini 1150 puanlık artışla yüzde 20’ye çıkarmasını; Temmuz ayında ise piyasa tepkisine bağlı olarak ilave bir 500 baz puanlık artış beklediklerini kaydetti.

Deutsche Bank, Christian Wietoska imzalı 16 Haziran tarihli raporda, bu faiz artışlarının ardından yılın geri kalan kısmında politika faizinin yüzde 30’a çıkarılması için alanı olacağı değerlendirmesine yer verildi.

Öte yandan bankanın raporunda, diğer ihtimallerin de değerlendirmeye alındığı belirtildi. Deutsche Bank, bu haftaki toplanti için baz senaryo olarak ortaya koydukları yüzde 20’lik faiz tahmini yerine faizin biraz daha az agresif bir adımla yüzde 18’e ya da çok daha agresif bir hamle olarak önden yüklemeli bir adımlar yüzde 25’e yükseltilmesi ihtimallerinin de gözardı edilemeyeceğinin altını çizdi.

Raporda reel faizlerin negatif bölgenin derinlerinde kalmaya devam edeceği ve TCMB’nin TL mevduat faizlerine sadece yetişmeye çalışacağına dikkat çekilerek faiz artışının boyutu dışındaki faktörlerin de eşit derecede önemli olacağının değerlendirildiği belirtildi.

Banka buna örnek olarak TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın karar sonrası yayımlanacak metinde, gerekmesi halinde daha fazla parasal sıkılaştırma taahhüt etmesi ve makroihtiyati tedbirlerin nasıl yönetileceği gibi konularda iletişim dilinin nasıl kullanılacağı gibi konuları öne çıkardı.