Özen: Kredi büyümesinden bir rahatsızlık var
-
TBB Yönetim Kurulu Üyesi Ergün Özen, kredi büyümesinden bir rahatsızlık olduğunu belirterek, ''Bu çok net bir şekilde gözüküyor'' dedi.

İSTANBUL (A.A) - 12.11.2010 - Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Üyesi Ergün Özen, kredi büyümesinden bir rahatsızlık olduğunu belirterek, ''Bu çok net bir şekilde gözüküyor'' dedi.
Özen, Türkiye ekonomisi ve bankacılık sektöründe yaşanan güncel gelişmelerin değerlendirildiği basın toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtlarken, bankacılık sektöründe marjların düştüğünü, bunu karşılamak için hacme ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
Özen, gelecek yıla ilişkin büyümek için iddialı rakamlar belirlediklerini ifade ederek, şunları söyledi:
''Türk lirası kredilerde sanırım yüzde 30 civarında büyüme koyulacak. Çünkü beklediğimiz marj düşüklüğünü kompanse edecek büyüme budur. Döviz kredilerine bakıldığında yüzde 20-25 arası bir büyüme koymak mantıklıdır. Herkesin bütçesini bu yönde yaptığını düşünüyorum. İşin ikinci tarafı, makro dengeleri ilgilendiren taraf, Hükümet, Merkez Bankası, BDDK... Kredi büyümesinden bir rahatsızlık var, bu çok net bir şekilde gözüküyor. Bunu engellemek için de kurumların elinde araçlar var. Bunlardan biri kullanılmış vaziyettedir. KKDF oranı artırılmış vaziyettedir. Diğer bir araç da munzam karşılıktır, bu kullanılmış vaziyettedir. Daha da arkası gelecektir. Merkez Bankası'nın çok net bir şekilde ifade etmektedir. Normalleşmeye geri döneceğiz, zaten munzam karşılık olarak kriz öncesi seviyelere döneceğiz. Rahatsızlığın boyutunu şu anda tahmin edemiyoruz. Munzam karşılıklarda 6,5'lar zaten gözüküyor, ama daha üstü olacak mı bu işin boyutuyla alakalı...''
Cari işlemler açığı ve enflasyon konusundaki endişeleri hatırlatan Özen, Türkiye büyümesine bakıldığında dış talep ile iç talep arasında ciddi bir ayrışmanın gözüktüğünü anlattı.
Türkiye'de iç talep kaynaklı bir büyüme sağlandığını, bunda da kredilerin payı olduğunu ifade eden Özen, ''Dolayısıyla biz önümüzdeki günlerde KKDF'de daha fazla artış görebiliriz, munzam karşılıkta daha fazla artış görebiliriz. Merkez Bankası çıkış stratejisini açıkladığı zaman zaten bize bunları çok net bir şekilde ifade etti. Son çare olarak da politika faiz oranlarının artışına kadar bahsedildi. 4. çeyrek itibariyle bu da gerçekleşebilir gibi duruyor'' dedi.
Türkiye'de gerçek anlamda kredi büyümesinde hız var mıdır diye bakıldığında, bunun iyi analiz edilmesi gerektiğinin altını çizen Özen, ''Burada erken bir hareket yapmamamız lazım. Makro dengelerin bozulmasını bankacılık sektörü istemez çünkü eninde sonunda gelir o bankacılık sektörüne vurur, bu çok nettir. Bu konuda bizim bir fikir ayrılığımız yoktur. Makro dengelerin sağlıklı olması bizim en çok istediğimiz şeyler biridir'' diye konuştu.
Ergun Özen, bunun zamanlanmasının çok önemli olduğuna dikkati çekerek, finansal istikrar için kredi büyümesinin bir tehdit oluşturmaması gerektiğini vurguladı.
-''TÜKETİCİ KREDİLERİ ÖZELİNDE ASLINDA ÇOK RAHATSIZ EDİCİ BİRŞEY YOK''-
Merkez Bankası'nın son söylemlerinde finansal istikrar kelimesini çok ön plana çıkardığını, cari işlemlere etkisinin olduğunu söylediğini hatırlatan Özen, şöyle devam etti:
''Basel 3 kapsamında öngörülen konjonktürel sermaye tamponu, bu nedir diye baktığımızda kredi büyümesinin çok hızlı olduğu zamanlarda bankalar için sermaye yeterlilik rasyosunun artırılması... Bu kapsamda kredi büyümesinin tanımı uzun dönem trend analizini ortaya koyan bir şeydir. Uzun dönem trend analizine baktığımız zaman tüketici kredileri özelinde aslında çok rahatsız edici bir şey yok. Ama bizim bunu daha iyi ifade edebilmemiz lazım. Krediler bölü GSYİH rakamı 42'dir. Şurası hiçbir zaman unutulmamalı; Türkiye'nin büyümesinde kredilerin çok büyük bir katkısı vardır. Kredi olmadan büyüme olmaz. Bunun zamanlamasını doğru yapmak gerektiğini düşünüyorum. Tabii ki frene basmamızın, en azından ayağımızı gazdan çekmenin zamanlamasını çok çok önemsiyorum. Bunun zamanlamasını doğru yapmalıyız.
Türkiye'nin ekonomik büyüme için kredi büyümesine ihtiyacı vardır. Dolasıyla tedbirlerin erken alınması halinde ekonomik büyüme üzerinde aşağı yönlü riskler oluşacaktır. Bu çok nettir. Tüketici kredilerindeki artışın ben bir tehdit oluşturmadığını düşünüyorum. Kredi büyümesi bence kredi döngüsünün henüz toparlanma evresindedir. Bundan yaklaşık 1 yıl önce biz eleştiriliyorduk; 'bankalar kredi vermiyor' diye. Yani ne oldu da biz bu kadar çok kredi verir hale geldik ve kredi büyümesi patladı? Bu bizi şu noktaya getiriyor; evet bizim verdiğimiz krediler cari işlemler dengesini aleyhte bozmaktadır, bu doğrudur, biz bunu kabul ediyoruz ama cari işlemler dengesindeki diğer temel bozuklukları hiç gündeme getirmiyoruz. Belki biraz da bunları gündeme getirmemiz lazım. Yani cari işlemler dengesi eşittir kredi büyümesi dediğimiz anda Türkiye mahkum kalır.''
-''YÜZDE 80 MÜŞTERİDEN KOMİSYON ALMIYORUZ''-
Özen, bankacılık komisyon ücretlerine ilişkin, askere yollanan paradan alınan paranın çok fazla gözüktüğünü belirterek, maliyetlere işaret etti.
Yüzde 80 müşteriden komisyon almadıklarını ifade eden özen, ''Komisyon gelirlerini nasıl büyüteceğiz, işte o almadıklarımızdan alacağız, kimse kusura bakmasın. Bunları yapacağız. Kredi kartlarında maşallah yok efendim, Maximum puanlar, World puanlar, Bonus puanlar... Bayılıyorsunuz almaya, ama maliyettir bunlar. Millerle uçmak maliyet. Ama kredi kartına ücret ödemeye geldiğinde...'' diye konuştu.
Merkez Bankası'nın gecelik faiz oranlarını borçlanmada yüzde 5,75'den yüzde 1,75'e düşürmesine ilişkin, Merkez Bankası'nın bankalar arası piyasayı daha iyi işletmek istediğini söyledi. Özen, bankalar arası piyasada verimin kaybolduğunu söyledi.
Bankacılık sektörünün makro riskleri gördüğünü, büyümek için kredi gerektiğinin altını çizen Özen, ''Ama bunu kredileri açalım, saçalım, yeni köpükler yaratalım... Biz bunu istemiyoruz'' dedi.
-''FAİZ DIŞI GELİRLER ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE ODAKLANILMASI GEREKEN KONU''-
TBB Yönetim Kurulu Üyesi Faik Açıkalın ise, kredilerdeki büyümenin Türkiye için yabancı bir büyüme olmadığını altını çizdi.
2008 yılında bankacılık sektörünün kredi büyümesinini yüzde 30'lar civarında olduğunu hatırlatan Açıkalın, bu yılı da yüzde 25 ile kapatabileceklerini bildirdi.
Açıkalın, karlılığın dağılımına bakıldığında birincisinin kredi olduğunu belirterek, faiz gelirinin Türk bankacılığında belki olması gerekenden çok fazla miktarda yüzde işgal ettiğini söyledi.
Marj düşüşünün kredi artışıyla karşılanmaya çalışıldığını anlatan Açıkalın, doğal sınırın ötesine geçildiğinde bunun bedelini bankacılık sisteminini ağır bedelle ödediğini ifade etti.
Açıkalın, faiz dışı gelirlerin önümüzdeki dönemde Türk bankacılığının odaklanması gereken konuların başında geldiğini belirtti.
Bankacılığın pahalı bir iş olduğunun altını çizen Açıkalın, maliyetlerin müşterilere ne kadar yansıtıldığına bakıldığında, bunun yüzde 53 oranında olduğunu söyledi.
Açıkalın, ''Önümüzdeki dönemde müşteri tabanını yaygınlaştıracağız. Gerçekten bize maliyet yaratan işlemleri masraflandıracağız. Müşterileri sınıflandırarak onlara kanal alternatifleri vererek diyeceğiz ki şubeden yaparsan bu işlem 5 lira, ATM'den yaparsan 50 kuruş, internetten yaparsan bedava...Müşterilerimize bu alternatifleri sunacağız'' diye konuştu.
Türk bankacılığının büyüklüğünün GSMH'ye oranının yüzde 84 civarında olduğunu belirten Açıkalın, İspanya, Portekiz, Yunanistan gibi ülkelere bakıldığında bankacılığın GSMH'nin 2,5-3 katını oluşturduğunu söyledi.
Açıkalın, Türk bankacılığının bugünkü mertebeden çıkacağı 3 katı daha yer bulunduğuna işaret etti.
-''BANKALAR KREDİ VERMEYE HAZIR, REEL SEKTÖR İSTEKLİ DEĞİL''-
TBB Genel Sekreteri Ekrem Keskin de bankacılık sektörünün büyümeyi desteklediğini, kredi büyümesinini yüzde 20'ler civarında olduğunu söyledi.
KOBİ ve tüketici kredilerinin en hızlı büyüyen kredi grubu olduğunu belirten Keskin, Türk Lirası mevduatının yüzde 86'sının krediye dönüştüğünü anlattı.
Kredi kalitesinin de arttığının altını çizen Keskin, tahsili gecikmiş alacakların kredilere oranının düştüğünü söyledi.
Keskin, bankaların kredi vermeye hazır olduğunu ancak reel sektörün istekli görünmediğini, bankacılığın kredi vermek için yeterli özkaynağı sahip olduğunu ifade etti.
Ekrem Keskin, sektörün gündeminde uluslararası düzenlemeler, kredi kartlarına limit uygulaması, ücret ve komisyonlar, KKDF, müşteri şikayetleri, İran'a yönelik yaptırımlar gibi konular olduğunu anlattı.