Advertisement
HABERLER ABONE OL

Küresel piyasalarda tüm dikkatler Fed'in sıkılaşma mesajlarına çevrildi. 2013'teki sıkılaşmayı sert bir etkiyle yaşayan gelişmekte olan piyasalar açısından verilecek mesajlar özellikle önem sunuyor.

Fed'in 2022 sıkılaşma patikası Bloomberg HT’de Sabah Raporu programında da ele alındı.

Açıl Sezen ve Gökhan Şen geçtiğimiz dönemlerdeki parasal sıkılaşma ile piyasaların şu aşamada karşı karşıya olduğu parasal sıkılaşma arasında ciddi farklar olduğuna dikkat çekti.

Şen, sıkılaşma döngüleri arasındaki farkları şöyle yorumladı:

Geçtiğimiz yıllarda bir bilanço resesyonu olduğu için farklıydı. Bugün sistemdeki aşkın rezervlerin getirisi ve götürüsü çok farklı bir durumda. Fed’in bono alıyor olması, Fed para basıyor piyasaya sürüyor gibi bir durum oluşturmaz. O zaman sert satışlar gelmezdi. Bugünün farkı biraz krediler bacağında canlanma var çünkü özel sektör finansal olarak daralmıyor. Aşkın rezervler dönüp kredi olursa, bu sefer enflasyonu hiç kontrol altına alamazsın. Bunu sistemde bırakıp üstüne faizleri arttırdığı zaman o kadar para ödemek zorunda kalıyorsun bu da hazineden gidiyor. Faiz artışları Mart’ta başlar. Haziran’da, Eylül’de ve Aralık ile birlikte dört faiz artışı olur. Piyasa beklentisi bu yönde.

Finansal koşullar daha da daralırsa bu bazı problemlere yol açabilir. Bilanço sıkılaşma mesajının verileceğini ama o günün bugün olmadığını söylemesini bekliyorum. Bugün bu konuyu konuşursa riskli varlıklar bu durumdan etkilenir. Geçen seferki parasal sıkılaşma ile bugünkü parasal sıkılaşma arasında piyasa açısından ciddi farklar var. Operasyonun nasıl yapıldığını gördük. Bu sebeple nasıl bir şey olduğunu artık biliyoruz. İkincisi, rehberlik tarafından da işi iyi götürüyorlar. Savrulma var ama ne olduğunu söyleyerek bu işi yapıyorlar. Müthiş bir dönüşüm gerçekleştirdiler.

2013'te ne olmuştu?

2008 finansal krizi tüm dünyada etkisini hissettirirken merkez bankalarının, ağır resesyondan kaçınmak ve finans piyasalarını yeniden normal işleyişine kavuşturmak amacıyla, krize ilk tepkileri politika faizlerini sıfır seviyesine çekmek ya da yaklaştırmak olmuştu. Bazı faizler ilerleyen dönemlerde eksiye bile geçmişti.

Bunun da sorunu çözemediği görülünce, olağan dışı yöntemler gündeme gelmişti. Başta ABD ve İngiltere olmak üzere, Japonya ve Avrupa merkez bankaları varlık alımları yoluyla ekonomiyi canlandırmaya ve deflasyon sarmalından kaçınmaya çalışmışlardı.

Olağan dışı tedbirlere en iyi örnek, bilançosunun yaklaşık dört kat büyümesine neden olan Fed'in tahvil alım programlarıydı.

Krizi önlemek için alınan tedbirler sonucu, özellikle 2010 yılından sonra, fonlar, güçlü büyüme gösteren ve daha iyi getiri imkanları sağlayan gelişen piyasalara akmaya başlamıştı.

Gelişen piyasalara yönelen bu fonlar bazı ülkeler üzerinde konsantre oldu ve net sermaye akışının yüzde 90'ı Brezilya, Çin, Hindistan, Endonezya, Meksika, Peru, Polonya ve Türkiye'ye yönelmişti.

2013 yılının ilkbaharında ABD ekonomisinin güçlendiğine ilişkin işaretler gelmesi, dönemin Fed Başkanı Ben S. Bernanke'nin 22 Mayıs 2013'te Kongre'de yaptığı konuşmada, yılın ilerleyen dönemlerinde, varlık alımlarının hızında yavaşlamaya gidilebileceğini söylemeye yöneltmişti.

Bernanke'nin bu açıklamasını 19 Haziran'daki basın toplantısında da tekrarlaması ile birlikte, uzun vadeli ABD tahvil faizleri hızlı bir yükseliş gösterirken, dolar diğer para birimleri ve özellikle gelişen ülke paraları karşısında güçlenmişti. 2013 yılının yaz dönemindeki bu sert hareketlere, varlık alımlarının azaltılmasının yarattığı öfke anlamına gelen "taper tantrum" dendi.

Bu açıklamanın ardından piyasalarda sert bir satış dalgası yaşandı. Türk varlıkları da bu satış dalgasından etkilendi ve Dolar/TL kuru 1,80'den 2,33 seviyesine kadar yükselmişti.

Goldman Sachs stratejisti Peter Oppenheimer, beklentilerin yıl boyunca makul bir yükselişe işaret etmesine rağmen ABD endeks seviyelerindeki düşüşlerin alım fırsatı olarak görülmesi gerektiğini belirtti.

Piyasalardaki düzeltmelerin ayı piyasasına dönüşmeyeceğini düşündüğünü belirten Oppenheimer, sıkılaşma döngüsünün düşük ama pozitif hisse getirisi sağlayacağını belirtti.

"Yüksek reel faiz ve iyileşen kârlılık temelleri değer sektörlerini 'değer tuzağı'ndan 'değer fırsatları'na taşımalı" diyen Oppenheimer,ESG ve dekarbonizasyonun bu trendleri destekleyeceğini vurguladı.

Citigroup ise özellikle ABD endeksleri dışındaki hisselerin dipten alınması tavsiyesinde bulundu. Tüketici ürünleri, sağlık ve telekom gibi hisseleri öneren Citigroup, bu sektörlerin yüksek faizlere ve ekonomideki yavaşlamaya karşı daha az hassas olduğunu söyledi.

Döngüsel hisselerde yaşanan son düşüşün sert bir ekonomik yavaşlamadan ziyade kısa süreli bir piyasa satışına işaret ettiğini belirten Citigroup, sonraki düşüşlerde FTSE 100 ya da finansal hizmet şirketlerinin hisselerinin alınması tavsiyesinde bulundu.

Altın fiyatları, Fed toplantısı öncesinde 1.850 doların üzerine tırmandıktan sonra geriledi. Gram altın ise küresel altın fiyatlarındaki yükselişten destek bularak dün 800 TL’nin üzerine tırmandıktan sonra düşüş yaşadı.

Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) salı ve çarşamba günü toplanarak Ocak ayı için faiz kararını açıklayacak. Bloomberg anketine katılan ekonomistler Fed’in bu toplantıda Mart ayındaki faiz artırımının sinyalini vermesini beklediklerini belirtti.

Goldman Sachs ise Fed’in politika faizini Wall Street’in beklediğinden daha agresif bir şekilde artırma riski olduğunu söyledi. Goldman Sachs Baş Ekonomisti Jan Hatzius, haftasonu müşterileriyle paylaştığı bir notta Mart, Haziran, Eylül ve Aralık’ta olmak üzere 4 adet faiz artırımı beklediklerini söyledi.

Bloomberg Economics’in çalışmasına göre Arjantin Fed’in faiz artırımlarına karşı en kırılgan ülke konumunda bulunurken, Türkiye ikinci sırada yer alıyor. Arjantin ve Türkiye’nin ardından en fazla risk altında bulunan diğer ülkeler ise Güney Afrika, Kolombiya, Mısır ve Brezilya.

Ons altın fiyatı

Ons altın, geçen haftayı yüzde 1’e yakın yükselişle kapatarak son 6 haftanın 5’ini kazançla geçirmiş oldu. Haftaya yatay bir seyir başlayan ons altın, küresel piyasalardaki risk iştahının azalmasından destek bularak salı günü 1.853 dolara kadar tırmandı. Fed toplantısı öncesinde hafif bir gerileme kaydeden değerli metal, çarşamba günü 1.846 dolar seviyesinde bulunuyor.

Gram altın fiyatı

Gram altın, geçen hafta küresel altın fiyatlarındaki yüksek seyre rağmen Dolar/TL ’deki dalgalanmadan etkilenmişti. Yeni haftaya da dolar kurundaki yükselişi takip ederek başlayan gram altın, sonrasında küresel altın fiyatlarında yaşanan yükselişle salı günü 805 TL’ye kadar yükseldi.

Küresel piyasalarda risk iştahının azalması ve yaşanan satış dalgası sonrasında fon yöneticileri portföylerini hedgelemek için satım opsiyonlarına akın etti. S&P500'de satım opsiyonlarının hacmi pazartesi günü Mart 2020’den bu yana en yüksek seviyeye ulaştı.

Avrupa’da ise Euro Stoxx 50 Endeksi’nin düşeceğine dair kontratların sayısı Aralık ayından beri ilk defa 1 milyonu geçti. Rusya’da Moskova Borsası Ukrayna üzerinden ABD ile Rusya arasında artan gerginliğin etkisiyle pazartesi günü yüzde 5 değer kaybetti. ABD’de vadeli piyasaslar ve Avrupa piyasaları da küresel risk iştahının azalmasıyla haftaya düşüşle başlamıştı.

ABD Merkez Bankası Fed, faiz kararını bugün 22:00’de açıklayacak. Faiz aralığının %0-%0,25 bandında bırakılması bekleniyor. Fed Başkanı Jerome Powell 22:30’da basın toplantısı düzenleyecek, soruları yanıtlayacak.

Fed’in bu toplantıda Mart ayında faiz artıracağına dair bir sinyal vermesine neredeyse kesin gözüyle bakılıyor. Asıl merak edilen ise Powell’ın 50 baz puanlık bir faiz artırımı konusunda bir işaret verip vermeyeceği.

Fed Başkanı’nın aynı zamanda merkez bankası bilançosunun küçültülmesi sürecine ilişkin de daha ayrıntılı bir yol haritası sunabileceği tahmin ediliyor.

Powell iki hafta önceki konuşmasında enflasyonu dizginlemek için gerekeni yapacaklarını belirtmiş, ancak “Şu an bulunduğumuz yerden normale giden uzun bir yol var” ifadelerini kullanmıştı.

Teşviklerin geri çekilmesinde Şubat beklentisi

Standard Chartered’a göre Fed varlık alımlarının azaltımını Şubat ayında tamamlayabilir. Kurumun G-10 FX Araştırmaları Direktörü Steven Englander, “Bu, karar metninde şahin görünebilir, ancak Powell varlık alım azaltımında biraz daha hızlı giderek faizlerde biraz daha yavaş ilerleyebileceklerini umduklarını söylerse, o zaman piyasa dostu olur” değerlendirmesini yaptı.

Bununla birlikte kurumun baz senaryosu hala varlık alımları azaltımının mart ayında tamamlanması yönünde. Englander, “Powell, FOMC’nin enflasyonu rayına oturtmaya kararlı olduğunu ve hala bir miktar niceliksel sıkılaşma ile birlikte birkaç artışın yeterli olacağına dair umutlu olduğunu söylerse, bu piyasa fiyatlandırması için güvercin etki yaratır” dedi. Kurum bu yıl sadece iki faiz artırımı öngörüyor.

Bloomberg Economics faizlerin sabit kalmasını ve varlık alımlarının azaltılmasındaki mevcut patikanın Ocak toplantısında devam edeceğini öngörüyor. Bu toplantının temel hedefi Mart ayındaki faiz artışına ve bu yıl bilançonun küçültüleceğine ilişkin sinyal vermek. Omikron dalgasının ortasında olduğumuz dikkate alınırsa Fed'in büyümeye ilişkin belirsizliklere ve aşağı yönlü risklere vurgu yaparak temkinli olmasını bekliyoruz. Tom Orlik Bloomberg Economics Başekonomisti

Tahvil piyasaları nasıl tepki verecek?

Bazı stratejistlere göre, geçen hafta ABD hisse senedi piyasalarında yaşanan satış dalgası süresince yüksek faiz bekleyen yatırımcıların pozisyon kapatması, tahvil piyasalarının bugünkü Fed açıklamalarına daha makul bir tepki verebileceğine işaret ediyor.

İlgili haberler

JPMorgan Chase & Co.’nun müşterileri ile gerçekleştirdiği ve dün yayımladığı haftalık anket de tahvil pozisyonlarında ‘kısa’dan ‘nötr’e geçiş olduğuna işaret etti. Buna göre tüm müşterilerin tahvil kısa pozisyonları 7 yüzde puan düşerken, uzun pozisyonlar değişmedi. Aktif müşteri kısa pozisyonları da 12 yüzde puan geriledi ve yine uzun pozisyonlar aynı kaldı.

Citi stratejistleri Bill O’Donnell ve Ed Acton, “Hisse senedi piyasasındaki dalgalanmalar, bu yılın ilk birkaç haftasında ABD tahvillerinde oluşan ve aşırıya kaçmış durumda olan taktiksel açık pozisyon tabanını temizlemek için yeterli oldu” değerlendirmesini yaptı.

Stratejistler, piyasanın bugünkü Fed açıklamasına “uzun zamandır ilk kez” dengeli bir zeminde gidiyor gibi göründüğüne işaret etti. Açık pozisyona ilişkin CME Group Inc. verileri de - yatırımcıların pozisyon sahibi olduğu sözleşmelerin sayısı - geçen hafta ABD Hazine tahvili vadeli işlemlerinde fiyatlar yükseldikçe kısa pozisyonların kapatıldığı görüşüyle uyumlu olarak keskin düşüşler gösteriyor.

Bununla birlikte DBS Bank Ltd Stratejisti Eugene Leow’a göre yatırımcılar ABD enflasyonunun artışı karşısında gergin olduğu için, riskler getiri eğrisinin yakın tarafında daha yukarı yönlü olmaya devam ediyor.