Advertisement
HABERLER ABONE OL

Chicago Üniversitesi Ekonomi Profesörü Prof. Dr. Ufuk Akçiğit, Fed Başkanı Jerome Powell'ın konuşma yaptığı Jackson Hole Sempozyumu'nda yaptığı sunumun ardından Bloomberg HT'ye değerlendirmelerde bulundu.

Prof. Dr. Akçiğit, "Amerikan Merkez Başkanı Powell, toplantının başında yerel konjönktürden bahsetti ve verimlilik artışındaki yavaşlamadan bahsetti. Bizim de Fed'den Dr. Sina Ateş ile yaptığımız çalışmada ABD ve diğer ülkelerdeki verimlilik artışında neden bir yavaşlama olduğunu sorduk.
Peki Fed neden bu konuyla ilgileniyor? Çünkü para politikalarının ne kadar etkili olacağı, piyasadaki firmaların bu duruma nasıl reaksiyon verecekleriyle alâkalı. Yani para politikası ile reel ekonomiyi birbirinden ayrı düşünmek çok kolay değil. Bunu arabanın dört tekerleği gibi düşünebiliriz. Sol ön tekerleği yani para politikasını çok iyi şişirebilirsiniz ama eğer sağ ön tekerlekte bir patlaklık varsa bu durumda sol ön tekerleğin de çok fazla işe yaramayacağını görebiliyorsunuz. Bu da piyasaların uygulanan para politikasına ne kadar cevap verebileceğiyle alâkalı.
ABD'de son 30 yıldır bir durgunluk var ve son 20 yılda da verimililk artışında ciddi bir yavaşlama görüyoruz. Bu sorunun cevabı çok önemli. ABD'de büyük şirketlerin pazar paylarında çok ciddi bir artış var. Durum böyle olunca yani piyasa büyük şirketler tarafından domine dilmeye başlayınca onlarla rekabet etmeye çalışan küçük şirketler bu topa girmek istemiyorlar. Rekabeti zaman içinde bu şekilde yavaşlatırsanız yatırım ortamını ne kadar çekici hale getirirseniz getirin küçük şirketler mevcut durumdan korktuğu için size cevap vermeyecekler. Bu sadece ABD ekonomisi için geçerli değil. Bu tarz politikaların yeterince verimsiz olduğunu dünyanın bir çok yerinde görüyoruz " dedi.

Prof. Dr. Ufuk Akçiğit konuşmasını şöyle sürdürdü:

"TCMB ile birlikte de bir araştırma yaptık ve Türkiye konusunda hikayeyi daha farklı görüyoruz. Örneğin, Türkiye'deki rekabet ortamı 2012 senesine kadar yukarı doğru gitmiş ancak 2013'ten sonra aşağı doğru bir gidiş var. Rekabet konusunda ve şirketlerin dinamizmi konusunda 2013 sonrasında aşağı yönlü bir hareket var. Gelişmekte olan ülkelerle gelişmiş ülkeleri birbirinden ayırmamız gerekiyor. Çünkü firmaların yapısında çok büyük farklar var. ABD'ye bakaranız zaten global liderler ABD'de. Onların ciroları ülkelerin Gayri Safi Milli Hasıla'larından daha yüksek. Türkiye'de ise şirketlerin boyutları çok daha küçük ve çok daha mikro ölçekte şirketler var Türkiye'de. Ve onların asıl ihtiyaçları finansal kaynak. 2013 sonrasında Türkiye'de krediye olan ulaşım sorunlu hale gelmeye başladı.Ve küçük ölçekli şirketlerin bu likidite daralmasından çok ciddi şekilde etkilendiğini ve 2013 sonrasındaki finansman eksikliğinin Türkiye'ye negatif etki yaptığını görüyoruz."