Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

Rusya’da Moskova Borsası Ukrayna üzerinden ABD ile Rusya arasında artan gerginliğin etkisiyle pazartesi günü yüzde 7 değer kaybetti. ABD’de vadeli piyasaslar ve Avrupa piyasaları da küresel risk iştahının azalmasıyla haftaya düşüşle başladı.

Nasdaq vadeliler yüzde 0,5 düşüş kaydederken Euro Stoxx 50 yüzde 2’den fazla düşüş kaydetti. CAC 40 yüzde 2 düşerken FTSE 100 yüzde 1,3 düşüş kaydetti. Borsalardaki düşüşte ve küresel risk iştahındaki azalmada ABD Dışişleri Bakanlığı, olsa bir Rusya müdahalesine karşı, Kiev büyükelçiliğindeki personelinin ailelerine Ukrayna'dan ayrılma talimatı vermesi de etkili oldu.

Dışişleri Bakanlığı, Rusya ile Ukrayna arasında artan gerilim üzerine Ukrayna'ya yönelik seyahat uyarısı yayınladı.

Uyarıda, "23 Ocak 2022'de Dışişleri Bakanlığı, devam eden Rus askeri harekatı tehdidi nedeniyle ABD'nin Kiev Büyükelçiliğinde doğrudan işe alınan çalışanların gönüllü olarak Ukrayna'dan ayrılmasına izin verdi ve diplomatik aile üyelerinin ayrılmaları talimatını verdi. Ukrayna'daki ABD vatandaşları, ticari veya diğer özel ulaşım seçeneklerini kullanarak ayrılmayı değerlendirmelidir." ifadesine yer verildi.

Küresel piyasalarda jeopolitik gerilimler fiyatlamaları baskılarken, negatif tablo Borsa İstanbul'a da yansıdı.

BIST 100 endeksi, günü yüzde 5,02 değer kaybıyla 1.910,29 puandan tamamladı. Endeks, önceki kapanışa göre 100,88 puan azalırken, toplam işlem hacmi 39,3 milyar lira seviyesinde gerçekleşti.

Bankacılık endeksi yüzde 3,83 ve holding endeksi yüzde 5,25 değer kaybetti. Tüm sektör endeksleri gerilerken, en çok kaybettiren yüzde 6,07 ile metal, ana sanayi oldu.

Bu arada, Borsa İstanbul'da endekse bağlı devre kesici sistemi devreye girdi.

BIST 30 endeksi şirketleri arasında en sert düşüş yüzde 6'ya yakın gerileme ile Tüpraş ve Erdemir'de yaşandı.

Küresel piyasalarda satış rüzgarı hızlandı

ABD ile Rusya arasındaki siyasi gerilimler küresel piyasalardaki risk iştahını olumsuz etkileyen unsurların başında geldi.

ABD'de güne pozitif başlayan vadeliler kırmızıya dönerken, Rus borsası da yüzde 6 düşüşle Aralık 2020'den bu yana en düşük seviyeyi gördü.

Dünyada en büyük altına dayalı borsa yatırım fonu olan SPDR’ye net para girişi geçen hafta cuma günü listelendiğinden bu yana en yüksek seviyeye ulaştı. Yatırımcılar SPDR Altın Fonu’na cuma günü 1,63 milyar dolar değerinde para yatırdı.

SPDR fonuna olan girişler yatırımcıların uzu dönemli altın yatırımlarının bir göstergesi olarak görülüyor. Değerli metal altının kayıpla kapattığı 2021 yılında SPDR fonundan ciddi derecede çıkış yaşanmıştı.

Ukrayna üzerinden ABD ve Rusya arasındaki gerilimin tırmanması, Fed’in bu haftaki toplantısı ve Bitcoin’deki sert düşüş sonrasında SPDR Altın Fonu’na bu miktarda bir giriş olması yatırımcıların güvenli liman varlıklara yöneldiğinin bir işareti olarak da yorumlanıyor.

Fed’in para politikasını belirleyen Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) salı ve çarşamba günü toplanarak Ocak ayı için faiz kararını açıklayacak. Bloomberg anketine katılan ekonomistler Fed’in bu toplantıda Mart ayındaki faiz artırımının sinyalini vermesini beklediklerini belirtti.

Goldman Sachs ise Fed’in politika faizini Wall Street’in beklediğinden daha agresif bir şekilde artırma riski olduğunu söyledi. Goldman Sachs Baş Ekonomisti Jan Hatzius, haftasonu müşterileriyle paylaştığı bir notta Mart, Haziran, Eylül ve Aralık’ta olmak üzere 4 adet faiz artırımı beklediklerini söyledi.

Altın fiyatları, yatırımcıların Fed’in faiz artırımlarına odaklanmasıyla yatay bir seyir izliyor. Gram altın ise 800 TL sınırında bulunuyor.

Fed’in para politikasını belirleyen Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) salı ve çarşamba günü toplanarak Ocak ayı için faiz kararını açıklayacak. Bloomberg anketine katılan ekonomistler Fed’in bu toplantıda Mart ayındaki faiz artırımının sinyalini vermesini beklediklerini belirtti.

Goldman Sachs ise Fed’in politika faizini Wall Street’in beklediğinden daha agresif bir şekilde artırma riski olduğunu söyledi. Goldman Sachs Baş Ekonomisti Jan Hatzius, haftasonu müşterileriyle paylaştığı bir notta Mart, Haziran, Eylül ve Aralık’ta olmak üzere 4 adet faiz artırımı beklediklerini söyledi.

Ons altın fiyatı

Ons altın, geçen haftayı yüzde 1’e yakın yükselişle kapatarak son 6 haftanın 5’ini kazançla geçirmiş oldu. Haftaya yatay bir seyir başlayan ons altın, geçen hafta ulaştığı 1.835 dolar üstü seviyeleri koruyarak 1.837 dolar civarında işlem görüyor.

Gram altın fiyatı

Gram altın, geçen hafta küresel altın fiyatlarındaki yüksek seyre rağmen dolar/TL’deki dalgalanmadan etkilenmişti. Yeni haftaya da dolar kurundaki yükselişi takip ederek başlayan gram altın, pazartesi günü sabah saatlerinde 797 TL seviyesinde bulunuyor.

Goldman Sachs Group Inc. ekonomistleri, ABD Merkez Bankası Fed’in Mart ayından itibaren her Federal Açık Piyasa Komitesi toplantısında faiz artırması yönünde risklerin arttığı görüşünde.

Jan Hatzius liderliğindeki ekonomistler tarafından hafta sonunda banka müşterileri ile paylaşılan raporda mevcut beklentilerinin Mart, Haziran, Eylül ve Aralık aylarında olmak üzere dört faiz artırımı yapılması ve Fed bilançosunun küçültülmesine yönelik açıklamanın Temmuz ayında yapılması yönünde olduğu belirtildi. Ancak raporda, enflasyon baskılarının, “risklerin bu baz senaryo üzerine bir miktar yukarı yönlü” olduğu anlamına geldiği ve Fed yetkililerinin “enflasyon görünümü değişene kadar her toplantıda” adım atabileceği değerlendirmesine yer verildi.

“Bu ilave bir faiz artırımı ya da mayıs ayında, yani daha erken, bir bilanço açıklaması ve dörtten daha fazla sayıda faiz artırımı ihtimalini artırıyor” denilen raporda, “Arka arkaya gelen toplantılarda faiz artışlarına geçiş için bir dizi potansiyel tetikleyici öngörebiliyoruz” ifadeleri yer aldı.

Fed yetkililerinin Ocak toplantısında 2018’den bu yana ilk faiz artırımının sinyalini vermeleri ve Mart ayında atılacak bir adımın önünü açmaları bekleniyor.

Küresel devlerin gelişen piyasalara yönelik beklentileri

Goldman Sachs ile BNP Paribas Asset Management, Fed gibi gelişmiş ülke merkez bankalarının bu yıl faiz artıracak olmalarına karşın, gelişmekte olan ülke merkez bankalarının daha sınırlı bir sıkılaştırma ihtiyacı olduğuna işaret ederek, gelişmiş ülke hisselerine yöneldi.

Gelişen ülke hisseleri ABD hisselerine göre 2007’den bu yana en ucuz seviyelerine inerken, Goldman’a göre gelişen ekonomiler bu yıl daha güçlü bir büyüme ortaya koyabilir.

BNP Paribas Asset’ten Daniel Morris de kasım ayında EM hisselerinde alıma geçtiklerini açıkladı. Morris, “Fed bu yıl faiz oranlarını piyasaların şu anda beklediğinden daha fazla artırabilir. Buna karşılık, birkaç gelişen ülke merkez bankası zaten politikalarını sıkılaştırdı ve bu nedenle yakın gelecekte destekleyici hale gelebilirler” dedi.

Enerji Enformasyon İdaresi’nin verilerine göre, ABD’de propan talebi 2004’ten bu yana tutulan verilerde rekor yüksek seviyeye ulaştı. ABD’nin Kuzey Doğu ve Orta Batı bölgelerinde geçirilen sert kışın bu yükselişte etkili olduğu belirtilirken, ülkedeki kırsal kesimin büyük kısmı ısıtma için propan kullanıyor.

ABD’de Fed’in enflasyona karşı faizleri artırması doların kuvvetlenmesiyle beraber bu yıl gelişen piyasaları zor durumda bırakabilir. Fed faiz artırımının gelişen piyasaları nasıl etkileyeceği düşünüldüğünde ise akla ilk olarak 2013’teki taper tantrum geliyor.

Bloomberg Economics’in çalışmasına göre, Arjantin Fed’in faiz artırımlarına karşı en kırılgan ülke konumunda bulunurken Türkiye ikinci sırada yer alıyor. Arjantin ve Türkiye’nin ardından en fazla risk altında bulunan diğer ülkeler ise Güney Afrika, Kolombiya, Mısır ve Brezilya.

Rusya ve Suudi Arabistan gibi enerji ihracının ekonomide önemli bir yere sahip olduğu ülkeler ise en az kırılgan gelişen piyasa ülkeleri arasında yer alıyor. Doların yükselmesi dolar cinsinden fiyatlanan emtiadan elde edilen gelirleri de artırarak bu ülkelerin doların kuvvetlenmesinden daha az etkilenmesi anlamına geliyor.

Brezilya’nın halihazırda ekonomik resesyona sürüklendiğini ve buna ek olarak mali ve siyasi gerilimin de arttığını belirten Bloomberg Economics, Türkiye’de reel sektörün döviz cinsinden borcunun yüksek seviyelerde olduğunu belirterek ülkenin Brezilya’dan daha da endişe verici bir durumda olduğunu vurguladı.

Fed’den 50 baz puanlık faiz artırımı beklentileri artıyor

Milyarder yatırımcı Bill Ackman’ın ardından Singapur’daki PineBridge Investments Portföy Yöneticisi Omar Slim de Fed’in enflasyonla mücadele konusunda getiri eğrisinin gerisinde kaldığını ve Mart ayında faizi 50 baz puan artırması gerekebileceğini belirtti.

Slim “Fed’in uzun zamandır devam eden enflasyonun geçici olduğu söylemi kredibilitelerini azalttı, eğrinin gerisinde kaldıkları için Mart’ta 50 baz puanlık faiz artışı masada” değerlendirmesini yaptı.

Bloomberg’in opsiyon fiyatlamalarını kullanarak yaptığı hesaplamaya göre, Mart ayında Fed’in 25 baz puanlık bir faiz artırımının gerçekleşme ihtimalinin yüzde 100 üzerinde olması katılımcıların bir kısmının da 50 baz puanlık artırımı fiyatlamaya başladığını gösteriyor. Bu da piyasaların Mart ayında 25 baz puanlık bir faiz artırımına neredeyse kesin gözüyle baktığına ve 50 baz puanlık bir artırımında gelebileceğine işaret ediyor.