Bloomberght
SON DAKİKA
Bloomberg HT Haberler Şimşek: Kriz Türkiye'nin adımlarının doğruluğunu gösterdi

Şimşek: Kriz Türkiye'nin adımlarının doğruluğunu gösterdi

  • Maliye Bakanı Şimşek Bloomberg HT'ye yaptığı açıklamada krizin Türkiye'nin attığı adımların doğruluğunu gösterdiğini söyledi

Giriş: 22 Ekim 2010, Cuma 11:21
Güncelleme: 22 Ekim 2010, Cuma 11:21

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek Bloomberg HT Genel Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Kerem Alkin'in sorularını yanıtladı.

Bakan Şimşek, küresel krizin Türkiye'nin attığı adımların doğruluğunu gösterdiğini söyledi. Şimşek, Türkiye'nin çok büyük bir stres testinden geçtiğini ve krizi başarıyla atlattığını belirtti.

Türkiye'nin küresel krizden etkilendiğini ancak kalıcı tahribata uğramadığını söyleyen Maliye Bakanı, "Türkiye sabahı çıkarmaz diyorlardı; bu sebeple yapılan bir sürü değişiklik görmezden gelindi" dedi.

Mehmet Şimşek, Türkiye'nin makroekonomik temellerinin ayrışma içerisinde bulunduğunu ve yeniden sınıflandırılması gereken bir ülke olduğunu ifade etti.

Mehmet Şimşek, Türkiye'nin bir transformasyon sürecini yaşadığını ve hem iç, hem de dışta yeniden sınıflandırılması gereken bir ülke konumunda olduğuna dikkat çekti.

Küresel krizle ilgili olarak, balonların oluştuğunun hissedildiğini; ancak ne zaman patlayacağının kestirilemediğini söyleyen Şimşek, "siz potansiyel dengesizlik olduğunu söyleyebilirsiniz, ancak bunu tetikleyebilecek faktörleri belirlemek ve öngörüde bulunmak güç. Krizin boyutları bu sebeple herkesi şaşırttı" dedi.

Kerem Alkin'in dolar bolluğu, Türkiye'ye sermaye girişi ve Türk Lirası'nın değer artışının hükümetin gündemindeki yerine ilişkin sorusunu, Mehmet Şimşek şöyle yanıtladı:

"Ar-ge konularındaki, alt yapılar, eğitim ve daha rekabetçi bir ortam yaratmak için, çok derinlikli çalışmalar sürdürülüyor.

Avrupa Yatırım Bankası "Akıllı büyüme" forumuna katıldı. Biz de bu örnek üzerine kafa yoruyoruz.

Sektörlerin teker teker sorunlarından çok, Türkiye ekonomisinin yapısına bakıldığı zaman, Türkiye'nin içinden geçtiği büyük değişim ve dönüşüm süreci görülüyor. "

Maliye Bakanı, kur savaşlarının oluşmasında Batı'nın politikalarının etkisinin büyük olduğuna dikkat çekerek, global ekonomi ve finans dünyasında ciddi anlamda bir entegrasyon sorunu olduğunu söyledi. "Küresel dengesizliklerin yeniden ortaya çıkmaya başladığını" öne süren Şimşek, aceleci davranmadan, orta ve uzun vadeli perspektifle yaklaşmak gerektiğini vurguladı.

Şimşek küresel makroekonomik dengesizliklere değinerek, bu durumun yeniden başladığını ve bu konudaki en büyük problemin her ülkenin sıkıntılarını kendi başına çözmeye çalışmasından kaynaklandığını söyledi.

Başka ülkelerin kur ve maliye politikalarının, birbirlerine yansıdığına işaret eden Bakan şimşek, bunlara diyalog ve işbirliği ile yaklaşılmadığı takdirde, sorunların çözülemeyeceğini hatırlattı.

"ABD en kötü dönemini yaşıyor"

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, küresel resesyonların kaçınılmaz olduğunu ifade ederek, 1930'larda yapılan hataları hatırlattı ve "buhranın bu kadar büyümesi ve maliyetinin böyle ağır olmasının sebebi, işbirliği eksikliğindendi. Küresel anlamda, politikaları koordine etmezsek, elimizdeki resesyon, buhrana döner" dedi. G-20'nin finansal krizin 2008-2009 dönemindeki işbirliğini överek, şu anda bunun kaybolmaya başladığını söyledi.

Ayrıca, ABD'nin en kötü dönemini yaşadığına dikkat çeken Bakan, ülkenin Basel 3'ün 2018'e ertelenmiş olmasını örnek göstererek, bankacılık sektöründeki büyük tahribata işaret etti.

Twitter üzerinden gelen soruları da fırsat buldukça yanıtladı

Maliye Bakanı Twitter'dan gelen soruları da fırsat buldukça yanıtladı. Merkez Bankası'nın politikaları, dünya genelindeki parasal politikalardaki gevşemeye yönelik atılan dolar ve Euro basılması adımları ile tahvil ihraçları konusunda ne düşündüğünü sorusunu da şöyle yanıtladı:

"Türkiye olup bitenlere kayıtsız kalamaz. Mutlaka bir takım tedbirler alıp, rekabet yükünü artıracak. Cari işlem dengesinin çok daha dengeli bir boyuta çekilmesi gerekiyor. Kurdan olumsuz etkilenen sektörlerin sorunları tartışılmalı" dedi ve "ilke olarak özel sektörün uzun vadeli kaynağa ulaşmasının çok önemli" olduğunu vurguladı.

ABD ve Avrupa ülkelerinin, gevşeme politikaları yoluyla para basması konusunda ise Şimşek, bunun gelişmekte olan ülkeler için sorun yarattığına dikkat çekti. Diğer bir gevşeme politikası olan tahvil alımlarına ilişkin olarak da, "Türkiye'nin de tahvil ihracı kaynağının kazandırılmasını istiyorum; ancak bu bir takım işidir" diye konuştu.

"Tek oranlı vergi sistemi için gelir imkanlarının daha fazla olması gerekir"

Bloomberg HT Ekonomi Direktörü Kerem Alkin, Maliye Bakanı Şimşek'e CHP'nin tek oranlı vergi sistemi önerisi hakkında da soru yöneltti.

Mehmet Şimşek, CHP'ye, AKP'den farklı bir şey koymak için, kendi felsefeleriyle uyumsuz önerilerde bulunduğuna ilişkin eleştiri getirerek, yine de önerinin tartışılabileceğini; ancak vergide adalet unsurunun çok önemli olduğunu vurguladı.

Mevcut vergi sistemi ve tek oranlı vergi önerisine dair, Maliye Bakanı şu açıklamalarda bulundu:

"Türkiye'nin vergi oranları OECD'nin en düşüğü. Verginin tabana yayılması gibi konulara yoğunlaşmak, Türkiye'nin geleceği için daha önemli bir karardır. Verginin artan oranlı olması, adalet açısından daha faydalıdır.

AKP döneminde prim ve KDV yüklerini indirdik. Bu adım Türkiye'de sermaye denetimi açısından önemli. Çok düşük tutarsanız, kayıtdışılığı azaltırsınız. Ancak bizim başka gelir imkanımız yok. O sebeple, tek oranlı vergi sistemi adalet açısından da olumsuz.

Türkiye'de vergi yükü de, vergi oranları da yüksek değil. Vergide, gelire %23.5 oranla, Meksika dışında OECD'de en düşük değere sahibiz."

Akaryakıt, telekomünikasyon ve otomotiv sektörlerindeki vergi yükünün daha ağır olduğunu kabul eden Maliye Bakanı, mali imkan yaratmadan bir indirime gidilmesinin mümkün olmadığını söyleyerek, bunun bütçe açığını artıracak bir hareket olacağı konusunda uyardı.

Bakan Şimşek, vergiler konusunda önceliğin arz yönlü ve üretim kapasitesini artırmaya yönelik olduğunu ifade etti.

Maliye Bakanı sözlerine cari açık konusundaki açıklamalarıyla son verdi.

"Türkiye hızlı büyüdüğü zaman cari açık veriyor. Kamu tasarruflarını artırırsak, cari açığı kontrol edilebilir düzeyde tutabiliriz."