Bloomberg HT Haberler Süleyman Aslan'ın avukatı Ersan Şen: "Türkiye'deki dava yeniden açılamaz"
HABERLER

Süleyman Aslan'ın avukatı Ersan Şen: "Türkiye'deki dava yeniden açılamaz"

  • Sarraf, geçen 3 günde verdiği ifadelerde İran ile ilişkili işlemlerin Halk Bankası'nda yapılması için eski genel müdür Süleyman Aslan'a rüşvet verdiğini iddia etti. Gazete habertürk'ten Kübra Par, merak edilen tüm soruları Süleyman Aslan'ın avukatı Prof. Ersan Şen'e sordu

Giriş: 03 Aralık 2017, Pazar 09:57
Güncelleme: 03 Aralık 2017, Pazar 09:57

17-25 Aralık sürecinde Süleyman Aslan’ın evinde ayakkabı kutuları içinde 4.5 milyon dolar civarı para bulunduğu öne sürülmüş; Aslan o paraların ‘yardım parası’ olduğunu söylemiş ve 14 Şubat 2014’te tahliye edilmişti. Peki Zarrab’ın iddiaları ne anlama geliyor? Türkiye’de takipsizlik kararı verilen dava yeniden açılabilir mi? Süleyman Aslan şimdi nerede?

Gazete habertürk'ten Kübra Par, merak edilen tüm soruları Süleyman Aslan’ın avukatı Prof. Ersan Şen’e sordu.

"ZARRAB’IN ABD’DEKİ İFADELERİNDEN HAREKETLE TÜRKİYE’DEKİ DAVA YENİDEN AÇILAMAZ"

ABD’de görülen davada Reza Zarrab’ın sanıklıktan tanıklığa geçmesi, Türkiye için ne anlam ifade ediyor?

Zarrab’ın sanıklıktan tanıklığa geçmesi meselesinin esasında Türk hukukunda karşılığı yok. Çünkü bizde savcı pazarlık yapmak suretiyle, “Ben bu davada bu kişiyi tanık olarak dinleteceğim, sanık olarak yargılanmasını istemiyorum” diyemez. Bizde etkin pişmanlık vardır ama yetki mahkemededir. ABD’de ise savcı ile Zarrab, avukatı huzurunda bir anlaşmaya varmış gözüküyor. Burada bu tanıklığın doğrudan Türkiye Cumhuriyeti’ni bağlayan bir tarafı yok. Çünkü biz Uluslararası Adalet Divanı’nda veya BM’nin İran meselesinde tatbik ettiği herhangi bir kısıtlamayı ihlal ettiği iddiasıyla itham edilen bir ülke değiliz. Bu şahsın tanıklığının Türk hukukunda da bağlayıcı bir tarafı yok. Türkiye’de bitmiş bir yargılama var. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti’nde İran ticareti ve yaptırımları konusunda 16 Ekim 2014 tarihinde verilmiş bir takipsizlik kararı var. 63 sahifeden ibaret bu karara da bakılıp süreç ona göre değerlendirilmelidir. Türkiye’deki yargılamanın yeniden açılması yeni delil, etkili delil ve sulh ceza hâkimliğinin izniyle mümkün olabilir. Ancak bizde “Suçu kabul ediyorum” baskısı olamayacağı için verdiği ifadenin burada hukuki bağlayıcılığı yoktur, dikkate alınacağını da düşünmüyorum. Özetlemek gerekirse, Zarrab’ın orada ceza tehdidi altında ifade vermesi ve bu şekilde bir usulün bizde olmaması nedeniyle burada “Yargılama sürecini tekrar açalım” denilemez.