Advertisement
HABERLER ABONE OL

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, bankanın yıl sonu enflasyon tahmininin yüzde 58’den Orta Vadeli Program ile uyumlu şekilde yüzde 65’e, 2024 yıl sonu enflasyon tahmininin ise yüzde 33’ten yüzde 36’ya yükseltildiğini açıkladı.

Ankara’da düzenlenen basın toplantısında yılın son Enflasyon Raporu’nu sunan Erkan, görevlerinin fiyat istikrarı ve sonucunda dezenflasyonun kısa sürede tesis edilmesi, enflasyonun tek haneye indirilmesi olduğunu söyledi.

Erkan, enflasyonda düzelme görülene kadar parasal sıkılaşmanın devam edeceğini vurguladı.
İç talepte dengelenmeye dair öncü sinyallerin alındığını belirten Erkan, dezenflasyon sürecinin 2024’ün ikinci yarısı itibarıyla başlamasının beklendiğini ifade etti.

“Eylül enflasyonu, ekimdeki yüksek frekanslı veriler, tüm öncü göstergeler, şokların enflasyona yansımasının büyük ölçüde tamamlandığına işaret ediyor” diyen Erkan, talepte güçlü seyrin devam etmesine karşın bazı göstergelerin talepteki aşırılığın ortadan kalktığına işaret ettiğini belirtti.

Erkan, TCMB’nin para politikasında kararlılık ve tutarlılık ile iletişim politikasının beklenti oluşumunda ağırlığını artırarak beklentilerin çıpalanmasını hedeflediğini dile getirdi.

“Ekim ayı öncü göstergeleri aylık enflasyondaki gerilemenin devamına işaret etmektedir” açıklamasını yapan Erkan kasım, ocak ve mayıs aylarında geçici etkiler nedeniyle aylık enflasyonda ivmelenme görülebileceğini öngördü. TCMB Başkanı, enflasyonun mayıs ayında yüzde 70-yüzde 75 arasında tepe yapmasının beklendiğini ifade etti.

Erkan, Kur Korumalı Mevduat’a ilişkin olarak da “Rezervler artarken KKM bakiyesinde düşüş olması TL mevduata geçiş stratejisinin doğru yolda olduğunu gösteriyor” dedi.

Gıda enflasyonu için iyimser beklenti

Enflasyon raporunda gıda enflasyonu için ise 2024 manşet enflasyonun altında bir beklenti belirlendi. Rapora göre TCMB gıda enflasyonunda 2023 beklentisini yüzde 61,5'te yüzde 66,7'ye çıkardı. 2024 tahmini ise yüzde 35'ten yüzde 31'e indirildi.

Petrol fiyatlarında da yukarı yönlü revize gerçekleşti. TCMB 2023 petrol tahminini 79,4 dolardan 84,2 dolara çıkardı. 2024 beklentisi ise 76,3 dolardan 88,7 dolara yükseltildi.

OVP'de yıl sonu tahmini yüzde 65 olarak açıklanmıştı

TCMB tarafından Temmuz'da yayımlanan son raporda enflasyonun yıl sonunda yüzde 58 olacağı öngörülmüştü. Raporda enflasyonun yüzde 54 ile yüzde 62 aralığında olacağı tahmin edilmişti.

TCMB'den daha sonra yapılan açıklamalarda yıl sonu enflasyonunun tahmin aralığı üst bandına çıkabileceği belirtilmişti.

OVP’de ise yıl sonu enflasyon oranı yüzde 65 olarak öngörülmüştü.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) yılın son enflasyon raporunda yaptığı çıktı açığı ile ilgili analizi enflasyonla mücadele sürecinde büyümenin seyrine ilişkin önceki raporlardan farklı işaretler verdi.

Enflasyon raporunda çıktı açığı ile ilgili bölümde Mart 2024'ten sonra çıktı açığının negatif tarafa geçeceği ve Eylül 2026'ya kadar negatif bölgede kalacağı öngörüldü. Temmuz ayında açıklanan raporda çıktı açığına ilişkin projeksiyonlar Eylül 2026'ya kadar sıfır seviyesinde öngörülmüştü.

Çıktı açığı tahminlerindeki bu revizyon TCMB'nin enflasyonla mücadele sürecinde büyümenin potansiyelinin altına ineceği beklentisi içinde olduğuna işaret etti.

TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan da çıktı açığıyla ilgili bu analize ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Erkan, hükümetlerin büyüme projeksiyonu ile merkez bankalarının büyüme projeksiyonu arasında değişiklik olabileceğini merkez bankalarının attıkları adımlardan dolayı daha muhafazakar büyüme projeksiyonuyla ilerlediklerini söyledi.

Erkan TCMB'nin çıktı açığındaki değişmeden dolayı bir miktar OVP'den daha düşük bir büyüme projeksiyonuna sahip olduğunu fakat TBMM'deki Plan ve Bütçe Komisyonu'ndaki sunuşunda da ele alındığı gibi enflasyonun belli bir eşik değerin üzerinde yüksek seyrettiğinden dolayı hem ihracat ve yatırımı destekleyip hem de dezenflasyon yaratabileceğini söyledi. Bununla birlikte Erkan 2024 yılında bu eşik değere ulaşılamayacağını belirtti.

"TCMB potansiyelin altında bir büyüme öngörüyor"

Ekonomistler de TCMB'nin bu analizlerinin potansiyelin altında bir büyüme öngörüsü olarak ele aldı.

Bloomberg HT yayınına katılan İş Portföy Genel Müdür Yardımcısı Nilüfer Sezgin, OVP'de bu yıl için öngörülen yüzde 4,4 ve önümüzdeki yıl için öngörülen yüzde 4'lük büyüme tahminlerinin ekonomide soğumaya işaret eden rakamlar olmadığını dolayısıyla piyasada en fazla sorgulanan konulardan birinin öngörülen bu büyümelerle enflasyonun nasıl düşürüleceği konusu olduğunu söyledi.

Sezgin, TCMB'nin çıktı açığı tahminini negatife çekmiş olmasının potansiyelin altında bir büyüme eğilimi öngördüğünü gösterdiğini ifade etti. Sezgin, "OVP'de öngörülen bir büyüme olmayabileceği anlamına da geliyor. Bu da yüzde 4'lük büyümeye götüremeyecektir. Ben enflasyonu düşürme kararlılığını teyit etmesi açısından bu revizyonun önemli ve pozitif olduğunu düşünüyorum" dedi.

Rota Portföy Başekonomisti Özlem Bayraktar Gökşen, de TCMB'nin gerçekçi bir düzlemde tahminlerde bulunduğunu söyledi.

Bayraktar Gökşen, TCMB'nin çıktı açığının negatife kaymasıyla beraber enflasyon üzerinde etki yaratacak baskıları da bertaraf edip revizyonun yukarı yönlü oluşunu biraz daha sınırlı tuttuğunu ifade etti.

Bloomberg HT yayınına katılan Coface Türkiye ve Orta Doğu Ekonomisti Seltem İyigün de potansiyel büyümenin altında bir büyüme öngörüsünün oldukça normal olduğunu enflasyonu aşağı getirmek için uygulanan politikaların sonucunda feragat edilmesi gereken büyüme oranı olduğunu belirtti. Kredilerin kısılmasıyla birlikte iç talepte bir yavaşlama beklediklerini söyleyen İyigün kurum olarak 2024 büyüme beklentilerinin yüzde 3 olduğunu ifade etti.

Plan ve Bütçe Komisyonu sunuşunda sözler kamuoyunda tartışma yaratmıştı

Enflasyonun büyümeden feragat etmeden düşürülüp düşürülmeyeceği konusu TCMB Başkanı Erkan'ın Ekim ayı başında TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'ndaki sunuşunda da kamuoyu gündemine gelmiş ve Erkan'ın sözleri tartışma yaratmıştı.

Erkan, sunuşunda konuyla ilgili olarak şu ifadeleri kullanmıştı:

Dezenflasyonun her koşul ve durumda kaçınılmaz olarak büyümeden feragat yoluyla gerçekleşeceği yönündeki yanlış algı ve kaygılar kamuoyunda zaman zaman ifade edilmektedir.

Oysa enflasyonun yüksek ve oynak olduğu durumlarda enflasyon belli eşik değerlere gerileyene kadar doğru politika tasarımlarıyla büyümeden ödün vermeden de dezenflasyon sağlanabilir. Büyüme enflasyon ödünleşimi ise ancak enflasyondaki aşırılık devre dışı bırakıldıktan sonra gelinen eşik değerlerde devreye girecektir.

Çıktı açığı ne anlama geliyor?

Çıktı açığı kavramı merkez bankacılığında temel kavramlardan biri olarak öne çıkıyor.

Bir ekonomide tüm üretim faktörlerinin normal kapasite ile katılması halinde ulaşılacak üretim seviyesi, o ekonomideki potansiyel çıktı düzeyini veriyor.

Çıktı açığı, bir ekonomide gerçekleşen çıktı ile o ülkenin potansiyel çıktısı arasındaki farkı anlatıyor.

Gerçekleşen çıktı, potansiyel çıktıdan fazla ise pozitif çıktı açığı, gerçekleşen çıktı potansiyel çıktıdan küçükse negatif çıktı açığı kaydedildiği anlamına geliyor.

Çıktı açığı ile enflasyon arasında da bir ilişki bulunuyor. Bir ekonominin uzun süre pozitif çıktı açığı vermesi ekonominin ısındığına işaret ediyor.

Ekonomi potansiyel üretim seviyesindeyken, talebin artmaya devam etmesi halinde, ekonomi kapasitesinin üzerinde üretim yapmaya zorlandığı için girdi maliyetleri artıyor ve fiyatlar genel seviyesi yükseliyor.

Pozitif çıktı açığı bu yüzden merkez bankaları açısından enflasyonist baskıya yol açması nedeniyle önemli bir gösterge olarak ele alınıyor.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Hafize Gaye Erkan, yılın son enflasyon raporunun sunumunda para politikası patikasına ilişkin değerlendirmelerinde kendisinin ilk toplantısında piyasa beklentilerinin altında attığı faiz artışı kararına ilişkim kamuoyuna ilk kez açıklamalarda bulundu.

Erkan, ilk Para Piyasası Kurulu toplantısında piyasa beklentisinin altında faiz artışı kararının nedeni olarak makro ihtiyati çerçevenin aktarım için uygun olmamasını gösterdi.

Erkan'ın ilk PPK toplantısı bu yılın Haziran ayında gerçekleşmişti. Bu toplantıda PPK politika faizini yüzde 8,50'den yüzde 15'e çıkarmıştı. Bloomberg HT anketine katılan ekonomistlerin beklentisi ise o toplantıda faizin yüzde 25'e çıkarılması yönündeydi.

Erkan konuyla ilgili açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

Haziran ayındaki ilk PPK toplantısında politika faizi yüzde 8,5’den yüzde 15’e çıkarıldığında piyasaların beklentileri yüzde 15’in çok üzerindeydi. Ne var ki makro ihtiyati çerçeve bankacılık sektöründe attığımız faiz artırım adımlarının aktarımını sağlayacak bir durumda değildi. Dolayısıyla orada daha fazla atılacak bir adım, boşuna atılmış bir adım olacaktı.

Haziran ayında KKM+TL mevduat oranın yüzde 60’ların üzerinde seyretmesini gerektiren bir oran söz konusuydu düzenlemede bankalar için. Kredi akışında bir durma söz konusu oldu.

Bir yandan makro ihtiyati çerçeveyi sadeleştirme, bir yandan KKM’den dolayı ortaya çıkan TL likiditesini sterilize etme, seçici kredilerle iç talebin dengelenmesi ama aynı zamanda da, makul oranda ihracat ve yatırımın desteklenmesi, dezenflasyon patikasına girebilecek şekilde bunları faizi artırımlarını desteklemek bizim bütünsel anlayış olarak betimlemek istediğimiz bir süreç. Buna da devam edeceğiz.