TCMB'den enflasyon mektubu: Reformlar dezenflasyonist süreci destekleyecek
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası hesap verme sorumluluğunun yerine getirilmesi amacıyla hükümete enflasyon gelişmeleri hakkında açık mektup gönderdi. Mektupta reformların dezenflasyonist süreci destekleyeceği belirtildi. Mektupta, "Enflasyon hedeflemesi rejiminde toplumun bütün katmanlarının fiyat istikrarı hedefine odaklanması,buna inanması, karar alıcıların ve politika üretenlerin bu yönde adımları kararlı bir şekilde atmaları esastır. Bu çerçevede, enflasyonla mücadele sürecini tüm tarafların da sahiplendiği bir sürece dönüştürmek üzere açık, samimi ve etkili bir iş birliği ve iletişim politikası yürütülecektir." ifadeleri kullanıldı
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 2020'de enflasyon hedefinin tutturulamaması üzerine kanunda belirtilen hesap verme sorumluluğu bağlamında hükümete açık mektup gönderdi.
Mektupta 2020 yılında enflasyonu belirleyen faktörler arasında Kovid-19 önlemleri kapsamında alınan likidite önlemleri ve kredi büyümesine dikkat çekildi.
Mektuba göre 2020 yılında güçlü kredi ivmesine bağlı talep yönlü etkiler doğrudan ve dolaylı kanallarla enflasyon üzerinde belirleyici oldu.
Talep koşullarının güçlü seyrettiği gruplarda enflasyon baskıları artarken, kredi genişlemesiyle ekonomide sağlanan hızlı toparlanmanın rezervler, risk primi, dolarizasyon ve enflasyon beklentileri arasında oluşturduğu olumsuz döngü döviz kuru kanalıyla da enflasyondaki yükselişte önemli rol oynadı.
Kur gelişmeleri ve gıda fiyatlarına dikkat çekildi
Mektupta kurdaki gelişmeler ve gıda fiyatlarındaki artış ivmesine de vurgu yapıldı. TCMB'nin hükümete gönderdiği mektupta şu değerlendirmeler yapıldı: 2020 yılında salgın dinamikleri ve makro politika bileşimi çerçevesinde ortaya çıkan sektörel ayrışmaların enflasyon üzerinde belirgin etkileri olmuştur. Salgına bağlı olarak talep koşullarının zayıf olduğu mal ve hizmet kalemleri tüketici enflasyonunu sınırlarken, kredi ve döviz kuru gelişmelerine görece daha duyarlı gruplarda enflasyon yüksek seyretmiştir.
Böylece, mal grubunda enflasyon yüzde 15,87 olurken, hizmetler grubu enflasyonu yüzde 11,66 olarak gerçekleşmiştir. 2020 yılı genelinde Türk lirası döviz kuru sepeti karşısında yüzde 25 değer kaybetmiştir. Bu değer kaybı, döviz kuru geçişkenliğinin yüksek olduğu temel mallar başta olmak üzere alt gruplar geneline yayılmıştır. Temel mallarda enflasyon yılın ilk çeyreğinde yüzde 8,18 olarak gerçekleştikten sonra yıl sonunda yüzde 17,24’e yükselmiştir. Temel mal enflasyonundaki artışın ana sürükleyicisi dayanıklı mallar olmuştur. Dayanıklı mallarda (altın hariç) enflasyon ilk çeyrekteki yüzde 11,39 seviyesinden yıl sonunda yüzde 30,4’e yükselmiştir."
Görünümdeki risklere vurgu yapıldı
Mektupta enflasyon görünümündeki risklere de vurgu yapıldı. İç talep koşulları, döviz kuru başta olmak üzere birikimli maliyet etkileri, uluslararası gıda ve diğer emtia fiyatlarındaki yükseliş, bazı sektörlerde belirginleşen arz kısıtları ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyelerin fiyatlama davranışları ve enflasyon görünümünü olumsuz etkilemeye devam ettiği belirtildi.
Enflasyon beklentilerinin kontrol altına alınması ve enflasyon görünümüne yönelik risklerin sınırlanması amacıyla, Ağustos ayı başından itibaren salgın dönemine özgü politikalarda sıkılaşma adımları atılmaya başlandığını belirten TCMB hızlı kredi genişlemesinin birikimli etkileriyle talep koşullarının sergilediği güçlü seyir, yılın ikinci yarısında cari denge ve enflasyon görünümünü olumsuz etkilemeye devam ettiğini ifade etti.
Fiyat istikrarına götürecek stratejide sıkı duruş ve reform vurgusu
TCMB mektupta fiyat istikrarına götürecek stratejinin unsurlarını da saydı.
Para politikasındaki sıkı duruşun, hedef ufku içerisinde ülke risk priminin düşmesine, Türk lirası tasarrufların özendirilmesine, ters para ikamesinin başlamasına, döviz rezervlerinin artış eğilimine girmesine ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesine katkı yapacağını ifade eden TCMB bu durumun bir yandan makroekonomik ve finansal istikrarı olumlu etkilenirken, diğer yandan para politikasının sıkılık düzeyinin bu koşullar altında uyarlanmasına da imkân sağlayacağını belirtti.
TCMB stratejide şu noktalara dikkat çekti:
"Orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşmada güçlü politika koordinasyonu dâhilinde para ve maliye politikası arasındaki eş güdümün güçlendirilmesiyle sağlanacak mali konsolidasyon enflasyon hedeflerine varılmasında çok önemli bir girdi sağlayacaktır. Bu çerçevede mali disiplinin kararlılıkla sürdürülmesi kritik bir öncelik olarak önemini korumaktadır.
Mali duruşun yanı sıra yönetilen/yönlendirilen fiyat ve vergi ayarlamaları, gelirler politikası ve kamu borçlanma stratejisinin
de para politikası hedefleriyle uyumlu bir şekilde belirlenmesi, enflasyonla mücadelemizi destekleyecektir. Ayrıca hukuk ve ekonomi alanında atılacak reform adımları beklenti kanalıyla dezenflasyonist sürece önemli bir destek sağlayacaktır.
Enflasyondaki katılık ve oynaklıkları azaltacak yapısal adımlara devam edilmesi, fiyat istikrarına ve dolayısıyla toplumsal refaha olumlu katkıda bulunacaktır. Bu kapsamda TCMB, yapısal unsurları analiz etmeye, politika önerileri geliştirmeye ve enflasyonla mücadelenin önemi konusunda ilgili paydaşlar ve kamuoyu nezdinde farkındalık oluşturmaya yönelik çalışmalarına devam edecektir.
Diğer taraftan, para politikasının kurgulanması ve uygulanmasında, şeffaflık, öngörülebilirlik ve hesap verebilirliğin artırılması ve geliştirilmesi suretiyle para politikasına olan güvenin iyileştirilmesi yönünde de adımlar atılacaktır.