Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Fed, Avrupa Merkez Bankası (AMB) gibi önemli merkez bankalarının genişlemeci mesajları, gelişen piyasa (EM) para otoritelerini de harekete geçirdi. Küresel genişlemeci koşullardan destek bulan EM MB de faiz indirimlerine başladı.

Güney Afrika ve Endonezya gibi ülkelerin ardından piyasa Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'ndan da (TCMB) faiz indirimi bekliyor. TCMB'nin faiz kararı TSİ 14:00'te açıklanacak.

Faiz ve enflasyonun mevcut görünümü nasıl?

Enflasyon geçen yılın ortalarında hızlanarak Ekim'de yıllık yüzde 25.24 ile zirve görmesinin ardından kademeli olarak hız keserek Haziran'da yüzde 15.72'ye kadar çekildi.

TCMB politika faizini Eylül 2018'de 625 baz puan artırımla yüzde 24'e çekti. Bloomberg HT'nin anketine göre bankadan yarın 250 bp faiz indirimi bekleniyor.

TEB Yatırım Stratejisti Işık Ökte, Fed beklentileri bağlamında TCMB faiz indirimi fiyatlamasına ilişkin şu değerlendirmede bulundu:

“Şu anda Federal Açık Piyasa Komitesi’nin (FOMC) 2019 senesi için 50 - 75 bp faiz indirimine işaret eden opsiyon fiyatlaması olmasaydı, TCMB faiz indirimlerinin swap piyasasında sene sonuna kadar 700 bp'a (yani politika faizinin %17’e) çekileceği fiyatlanmazdı. Böyle agresif bir swap fiyatlaması Sn. Uysal’ın göreve getirilmesiyle mi alakalı yoksa Fed’le mi tartışılır. Ben Fed fiyatlamasıyla daha ilişkilendiriyorum ve ana korkum da bu.”

TCMB’nin agresif faiz indirim döngüsünden geri dönmesi çok maliyetli olur”

Ökte, sözlerine “Fed fiyatlaması ters yöne değişirse (örneğin Temmuz toplantısında 50 bp indirim ve sonra temkinli duruş ve bir anda gelişen ülke kur oynaklık oranlarının yükselmeye başlaması) o zaman TCMB’nin agresif faiz indirim döngüsünden geri dönmesi çok maliyetli olur. Bundan dolayı önden yüklemeli diye tabir ettiğimiz indirim sürecinin TCMB tarafından tercih edilmemesi, Fed fiyatlaması açısından daha makul gözükmekte. Üç toplantı sonra TL oynaklık oranlarını, kaç bp faiz artırımı gerektiğini ya da kurun enflasyona geçişkenliğini konuşurken kendimizi bulmayalım isterim.” diye devam etti.

Enflasyon görünümü faiz indiriminin gerekliliğini gösteriyor”

“Enflasyon görünümü de ( yıl sonu beklenti %14 - %15) büyüme de ( yıl sonu beklentiler % -1) TCMB faiz indiriminin gerekliliğini gösteriyor.” diyen Perform Portföy Yönetim Kurulu Başkanı Cem Yalçınkaya, küresel gelişmelerin zamanlama olarak faiz indirimine izin verdiğini ekledi.

Yalçınkaya, “TCMB faiz indirim beklentisinin ardındaki temel itici gücün FED başta olmak üzere G - 3 (Fed, AMB, BoJ) MB'lerinin parasal genişleme politikalarına hız vermeleridir.” diyor.

Hem enflasyon hem de büyüme hedeflerine yakınsamakta zorlanan G - 3 ekonomilerinin tekrar genişlemeye hız verecek gibi göründüğünü belirten Yalçınkaya, bu gelişmenin 2008 sonrasındaki genişlemeci para politikalarının çok olumlu etkilediği EM piyasalarının aynı refleksle hareket etmelerine neden olduğunun altını çizdi.

Fed'den Temmuz'da 25 bp faiz indirimi fiyatlanıyor

TCMB'nin politka kararından yaklaşık bir hafta sonra Fed, 2015'te başladığı sıkılaştırmacı döngüsünü sonlandırabilir.

Haziran toplantısında 10 yıldan bu yana ilk kez faiz indirimi sinyali veren Fed, karar metninden de “sabırlı duruş” ifadesini çıkarmıştı. Fed fonlama oranı vadeli kontratlarına göre bankanın yüzde 78.5 ihtimalle 25 bp, yüzde 21.5 ihtimalle 50 bp indirime gitmesi bekleniyor.

Diğer gelişen piyasalar genişlemeci trende katılıyor mu?

Küresel MB'lerin güvercin mesajları sonrasında genişlemeci küresel trende katılan gelişen piyasalar da art arda faiz indirimlerine başladı.

Endonezya MB yakın zamanda politika faizinde 25 bp indirime giderek yüzde 5.75'e çekerken, Güney Kore MB de sürpriz bir şekilde faizini 1.5'e indirdi. Faiz indirimine giden diğer bir EM ise yüzde 6.50'ye çeken Güney Afrika. Bu ülkelerin en son açıklanan yıllık enflasyon rakamlarına bakıldığında sırasıyla yaklaşık yüzde 3.28, yüzde 0.7 ve yüzde 4.5 olduğu görülüyor.

Ancak 2008 sonrası parasal genişleme dönemiyle bugünkü FED için tekrar genişlemeye dönüşü beklenen dönem arasında çok temel bir fark bulunduğunu belirten Yalçınkaya, şu uyarıda bulunuyor:

Gelişmekte Olan ülkeler 2008 sonrası hızla büyürken, kredi kanalları açıkken ve kredi iştahı yüksekken bugün büyüme sorunu yaşanıyor, kredi kanalları da daraldı.”

Editör: F. Uğur Taçkınlar