Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

EROL OYTUN ERCAN

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Semih Tümen, Dünya Bankası’nın düzenlediği Yeşil Ekonomi için Kayıtdışılık, Verimlilik ve Risk Paylaşımı panelinde yeşil dönüşüm politikalarının istihdam piyasası önlemleriyle birlikte yürütülmesinin önemine değindi.

Kayıtdışı işgücünü kayıtlı hale getirmenin zorlu olacağını belirten Tümen, “Yeşil dönüşüm istihdam piyasasında esnekliği artırabilir. Yeşil dönüşüm önlemleri ve istihdam piyasası önlemleri uyumlu olmalı” dedi. Tümen, Türkiye’de geçici iş düzenlemelerinin çok az olduğunu da belirtti.

Makul bir senaryoda yeşil dönüşümün enerjide geçişi tetikleyeceğini ve böylece enerji fiyatlarının da yükseleceğini belirten Tümen, bunun düşük vasıflı işgücünde artışa neden olabileceğini söyledi.

Bunun fırsat da oluşturabileceğini vurgulayan Tümen, Türkiye’nin petrol ve kimyasal ürünlere olan bağımlılığının azalmasıyla cari dengenin iyileşebileceğinin altını çizdi.

Türkiye'de en fazla iş gücü orta seviye sera gazı salınımı yapan şirketlerde

Kovid dönemindeki önlemlerin sadece kayıtlı çalışanları kapsadığını belirten Tümen, bu dönemde maliyet azaltmak için işine son verilen çalışanların büyük bir kısmını kayıtdışı çalışanların oluşturduğunu söyleyerek kayıtdışı iş gücünün bundan dolayı bu dönemde azaldığını vurguladı.

Türkiye’de en fazla iş gücünün orta seviye sera gazı salınımı yapan şirketlerde bulunduğunu söyleyen Tümen, iş gücü büyüklüğü bakımından ikinci sırada yüksek sera gazı salınımı yapan şirketlerin yer aldığını ve son sırada en düşük seviye sera gazı salınımı yapan şirketlerin bulunduğunu dile getirdi.

Panelde paylaştığı sunumda yüksek sera gazı salınımı yapan şirketlerde çalışanların daha fazla katma değer ürettiğini fakat bu şirketlerde çalışan başına düşen katma değerin 2018’den sonra azaldığını belirten Tümen, kesin olmamak ile beraber yeşil dönüşüm politikalarının verimliliği bir miktar düşürebileceğini fakat yeşil dönüşümün muhtemelen teknolojik gelişmeyi körüklemesiyle bunun ileride değişebileceğini ifade etti.

Tümen, paneldeki tüm yorumların kendi akademik görüşlerini yansıttığını belirtti.

İklim değişikliği ilk kez Merkez Bankası raporuna girmişti

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Mayıs ayında yayımladığı Finansal İstikrar Raporu’nda ilk defa iklim değişikliğinden kaynaklanan finansal riskler ve çevreci finans konusunda çalışmasını yayımlamıştı.

Raporda “İklim değişikliği, uluslararası finansal kuruluşlarca finansal sistem için çeşitli riskler barındıran yapısal bir sorun olarak ele alınmaktadır” diye belirtilirken Avrupa Birliği’nin Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM) ile büyüme stratejisinden de bahsediliyordu.

Raporda Ticaret Bakanlığı koordinasyonunda AYM kapsamında Türkiye’yi etkileyebilecek geçiş risklerinin yönetilmesi için çalışmalar yürütüldüğü belirtilirken bu sürecin düzensiz yönetilmesi halinde firmaların kırılganlıklarının artabileceği vurgulanıyordu.

Bankacılık sektörü tarafından ihraç edilen çevreci/sürdürülebilir tahvil miktarının 2016 yılından bu yana artarak toplam 2,7 milyar dolara ulaştığı ifade edilirken, finansmanın büyük kısmının Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası, Dünya Bankası, Avrupa Konseyi Kalkınma Bankası, Fransız Kalkınma Ajansı ve Alman Sanayileşme Fonu gibi kuruluşlarca sağlandığına değinilmişti.