TMSF/Gülal: TMSF'nin sigortalı mevduatı 750 milyar liraya yaklaştı
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Muhiddin Gülal, mevduatta sigorta limitini 100 bin liradan 150 bin liraya çıkarmalarının ardından sigortalı mevduatlarının hemen hemen 750 milyar liraya yükseldiğini belirtti
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Muhiddin Gülal, mevduatta sigorta limitini 100 bin liradan 150 bin liraya çıkarmalarının ardından sigortalı mevduatlarının hemen hemen 750 milyar liraya yükseldiğini belirterek, "Rezervin sigortalı mevduatı karşılama oranı yüzde 6 seviyesinde. Bu Avrupa'nın en yüksek oranı. Bu manada Avrupa'nın en kuvvetli mevduat sigortacılığı kurumlarından biriyiz." dedi.
Aydınlı Grup'un 2019 performansı, 2020 yatırım ve büyüme planları ile gelecek dönem hedeflerinin paylaşıldığı basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Gülal, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra FETÖ aidiyeti ve iltisakı tespit edilen şirketlerin TMSF kayyumluğunda yönetildiğini hatırlattı.
Gülal, bu şirketleri devraldıkları andan itibaren "milli servet ve devletin malı" olarak gördüklerini, onları basiretli tüccar anlayışıyla yönettiklerini vurgulayarak, "Şu an itibarıyla TMSF kayyumluğunda yönetilen 807 şirketimiz var. Bunların aktif büyüklüğü 60,3 milyar lira, öz kaynak büyüklüğü de 25,9 milyar lira seviyesinde. Hemen hemen 10 milyar dolarlık bir aktif büyüklüğe sahip bir yapıya vaziyet ediyoruz. İstihdam sayımız da 40 bin 669. Tedarikçilerimizi de işin içine dahil ettiğimizde bu sayı 70-80 bin seviyelerine kadar çıkıyor. Bu manada aslında çok önemli bir sosyal sorumluluk da yürütüyoruz. Şu an bizim işçilerimizin herhangi bir alacağı söz konusu değil." diye konuştu.
Şirketlerin sürdürülebilir bir büyümeye kavuşması gerektiğine işaret eden Gülal, devralmalarından bu yana öz kaynakların yüzde 42, aktiflerinin ise yüzde 40 büyüdüğü bilgisini verdi.
Gülal, yönettikleri 807 şirketin içinde 12-13 tane büyük grup bulunduğunu, bunların toplam aktifinin, tüm şirketlerin aktifinin yüzde 80'ini oluşturduğunu aktararak, bu nedenle de söz konusu büyük şirketlere odaklandıklarını söyledi.
Bunu yaparken, iki temel parametre ile performans değerlendirdiklerini anlatan Gülal, şunları kaydetti:
"Birincisi biz bu şirketleri aldığımızda neredeydiler diye bakıyoruz. İkincisi de yıllar itibarıyla nasıl bir gelişim gösterdiler. Bu açıdan baktığımızda Aydınlı Grup'un özkaynak büyüklüğü biz devraldığımızda 712 milyon lira idi, şu an 2,4 milyar lira seviyesine ulaştı. Artık çok daha güçlü bir şirketle karşı karşıyayız. Yüzde 243 artış söz konusu. Bunun iki temel sebebi var; geçmiş yıllarda ciddi karlar elde ettik, artık bu karları eski sahiplerine dağıtmıyoruz, öz kaynaklara dahil ediyoruz. Burada bir de sermaye artırımı söz konusu oldu. Özkaynaktaki artışın genel olarak sebepleri bu. Asıl önemlisi biz Aydınlı Grup'u 2,4 milyar liralık aktif büyüklüğüyle devraldık. Şu anda grubun aktif büyüklüğü 4,6 milyar lira seviyesinde. Biz bu grubu yüzde 89 aktif olarak büyüttük."
Gülal, Aydınlı Grup'un geçen yıl 2,5 milyar lira ciro elde ettiğini belirterek, bir önceki yıla kıyasla burada yüzde 27'lik artışın söz konusu olduğunu ifade etti.
Grubun 2018 itibarıyla ihracat rakamının 450 milyon lira olduğuna değinen Gülal, mağaza sayısının ise 659'a yükseldiğini, geçen yıl 70 mağaza açtıklarını, 2020 itibarıyla burada yüzde 20 büyüme hedeflediklerini bildirdi.
"Beni en fazla yoran inşaat şirketleri"
Gülal, bir gazetecinin "Çok büyük bir aktifi yönetiyorsunuz. Bu aktif ve şirketleri siz yönetmeye devam edecek misiniz, yoksa satma, elden çıkarma söz konusu olacak mı?" sorusunu şöyle yanıtladı:
"Bu şirketlerin hukuki süreçleri devam ediyor. Geçen hafta itibarıyla Aydınlı Grup'da müsadere kararı ilk derece mahkemesi tarafından verildi. Müsadere kararı suça iştirak etmiş eski hissedarların hisselerinin Hazine'ye devri manasına geliyor. Bu manada Erciyes Anadolu Holding'de, Koza Altın'da, Naksan'da ve Aydınlı'da müsadere kararı verildi. Tabii bu kararlar kesinleşmediği ve hukuki süreçleri devam ettiği için, biz özellikle büyük gruplar nezdinde satış için hukuki süreçlerin tamamlanmasını ve bu kararların kesinleşmesini bekleyeceğiz. İnşallah 2020 içerisinde özellikle büyük grupların müsadere kararının Yargıtay tarafından onanmasını bekliyoruz. Artık kesinleştikten sonra satmak dahil her türlü projeksiyonu gerçekleştireceğiz."
"Dumankaya Mozaik projelerinde sona yaklaşıldı"
Gülal, Dumankaya şirketinde yaşanan mağduriyetlere ilişkin bir sorunun iletilmesi üzerine de şunları söyledi:
"3 yıldır TMSF Başkanlığı yapıyorum ve beni en fazla yoran inşaat şirketlerimiz. Maalesef burada dairesini bekleyen mağdur arkadaşlarımız var, hemen hemen 8 bin 156 seviyesinde. Göreve başladığımızda da 'Bu mağduriyetleri nasıl giderebiliriz?' diye güzel bir çalışma yaptık. Bir Alman grup 'Biz bu inşaatları tamamlarız.' diye bize geldi. Ciddi olarak görüştük, biz onları değerlendirdik, onlar bizi tarttı ve bir anlaşma yaparak özellikle Dumankaya'nın Sancaktepe Mozaik projelerini tamamlamak üzere başladık ama Alman grubun başına gelmeyen kalmadı. PKK Almanya'daki ofislerini bastı, Dumankaya ailesinin oradaki mensupları bunları tehdit ettiler, burada taşeronlarla ilgili baskılar neticesinde sıkıntılar yaşadık ve işler çok ağır gitti. En son geçen hafta itibarıyla bir araya geldik ve inşallah o iki projeyi tamamlayacaklar, yüzde 90-95 seviyesine geldi. Sonrasında tekrar bir araya gelip 'Onlarla mı devam edeceğiz, yoksa biz farklı bir modelle mağduriyeti nasıl gideririz?' diye bir çalışma yapacağız."
Burada ciddi bir mağduriyet yaşandığını vurgulayan Gülal, "İnanın en fazla çözmek istediğim konu bu. Malum inşaat firmalarını biliyorsunuz, öz kaynak yok, para yok, hep böyle model üzerinden satarak finanse ediyorlar ve finansman kasaları boş. Şunu da net olarak söyleyeyim; ne devlet ne TMSF geri alamayacağı bir lirayı oraya koymaz. Ben de koymam. Fi Yapı'da mağduriyet oluşalı 10 yıl oldu, 2007-2008'den bu yana o insanlar para bekliyor. Devreye TMSF girince vatandaşlarımız iştahlandı haklı olarak ama inanın Fi Yapı'nın kasasında bir lira bile yok. Hatta orada ufak tefek maaş veriyorduk, onları da artık verecek durumda değiliz."
"Şirketlere yerli ve yabancı gruplardan ilgi var"
Muhittin Gülal, şirketlerin satışına yönelik tahmin edilen bir süre olup olmadığı, gelen talep ve satış yöntemi hakkında da soruları yanıtladı.
Kendi yönetimleri altındaki yapının satış sürecini anlatan Gülal, burada firmanın ekonomik devamlılığını ve sürdürülebilirliği esas aldıklarını söyledi.
Gülal, ekonomik devamlılıkta bir tehlikenin bulunması ve sürdürülebilir olmaması durumunda firmayı satabileceklerinden bahsederek, şöyle devam etti:
"Ancak büyük gruplarda henüz hukuki süreç devam ettiği için, hukuki altyapımız satışa müsait değil. Yasal bir düzenlemeye ihtiyaç var. Diğer taraftan baktığımızda sürdürülebilir olmayan şirketler de var. Takip ettiğiniz gibi Naksan ciddi mali borçlanması olan bir grup. İnşallah 2020 içerisinde sürdürülebilir olmayan şirketle alakalı bir satış politikamız var. Bu 2020'nin ilk yarısı olur, ikinci yarısı olur onu henüz değerlendirmedik ama büyük gruplar nezdinden hukuki süreçleri beklemekle ilgili bir irademiz, kararlılığımız var. Satış yöntemimiz ise TMSF ağırlıklı olarak ihale yöntemiyle, şeffaf bir şekilde kamuoyunu bilgilendirerek yürütürüz. Her manada ilgi var, yerli ve yabancı gruplardan, 'Bu şirketleri ne yapacaksınız? diye bize geliyorlar. Biz de onlara bahsediyoruz; 'Biraz sabırlı olun, hukuki süreç tamamlansın.' diye.
Mülkiyet sorunu önemli. Bu şirketler kamulaştırılmış değil, biz burada sadece idari olarak bulunuyoruz. Kararlar kesinleşmediği için mülkiyet hala eski sahiplerinde. Dolayısıyla ilerde doğabilecek hukuki sorunlar elimine etmek adına hukuki süreçlerin netleşmesini bekliyoruz. Zaten şirketlerimizin de bu noktada sıkıntısı yok, her sene iyi rakamlarla büyüyoruz. İnşallah 2020 sonuna kadar özellikle büyük gruplar nezdinde Yargıtay süreci netleşirse daha elimiz ve imkanlarımız artacaktır diye tahmin ediyorum."
"Koronavirüs krizini fırsata çevirebiliriz"
Muhittin Gülal, Aydınlı Grup'ta e-ticaret ve IT altyapısını kuvvetlendirmek için ciddi yatırımlar yaptıklarını belirterek, "Bu yıl itibarıyla bu alana 40 milyon liralık yatırım düşünceleri var. Bu alan daha az maliyetli, operasyonu daha kolay. Dolayısıyla Aydınlı Grubunu bu alanda büyütmek istiyoruz." dedi.
İnanlar şirketinin daha sürdürülebilir ve sorunsuz bir şekilde gittiğini anlatan Gülal, "Orada mağduriyet ağırlıklı olarak paraları ödenmiş, tapuları üstüne alınmamış kişiler var. Onların üzerinde banka ipotekleri söz konusu." ifadelerini kullandı.
Gülal, gelen bir soru üzerine FETÖ kapsamında son 4-5 ayda kendilerine kayyum atamaları için yeni bir şirket gelmediğini belirterek, "Yeni şirket gelebilir mi, evet gelebilir. Mücadele devam ediyor. Bu noktada mahkemelerin iade kararı verdiği şirketler de olabilir, onların da iadesi söz konusu olabilir. An itibarıyla 807 şirket var. Bu şirketlerin 640 tanesi faal, kalanlar ise gayri faal. Bunlarla ilgili de tasfiye çalışmaları devam ediyor. Şu ana kadar hemen hemen 80-90 şirketi tasfiye ettik." ifadelerini kullandı.
Koronavirüsün şirket faaliyetlerine etkisine de değinen Gülal, "Ben şahsen şirketlerimizi takip ettiğimde Çin'deki krizin şirketlerimizin lehine dönebileceğini düşünüyorum. Giresun'daki çorap imalatı yapan fabrikamız, koronavirüs vakasından sonra talep yetiştiremiyor. Bunun diğer şirketlere de yansıyacağını düşünüyorum. Biz bu krizi fırsata çevirebiliriz." diye konuştu.
"Avrupa'nın en kuvvetli mevduat sigortacılığı kurumlarında biriyiz"
Gülal, geçen yılın ağustos ayında mevduatta sigorta limitini 100 bin liradan 150 bin liraya çıkardıklarını anımsattı.
TMSF'nin bir sigorta fonu olduğuna dikkati çeken Gülal, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Biz, mevduat sahiplerinin mevduatta 150 bin liraya kadar olan kısmını sigortalıyoruz ve buna mukabil olarak da bankalarımızdan sigorta primi tahsil ediyoruz. Buna istinaden de oluşturduğumuz bir rezerv var. Bu rezerv an itibarıyla 49,4 milyar lira seviyesinde. TMSF'nin 50 milyar liralık rezervi var. Burada önemli olan rezervin sigortalı mevduat karşılama oranı. Bu rakamı 150 bine çıkarttıktan sonra sigortalı mevduatımız hemen hemen 750 milyar liraya yükseldi. Karşılama oranımız yüzde 6 seviyesinde.
Bu Avrupa'nın en yüksek oranı. Bu manada Avrupa'nın en kuvvetli mevduat sigortacılığı kurumlarından biriyiz. Bu kararın mevduata çok olumlu yansıması oldu. Bankalarımızda mevduat artışı yaşandı. Oransal olarak da bankalarımızda hemen hemen yüzde 4-5 seviyesinde mevduat artışı olduğunu takip ettik. 15 Temmuz'dan sonra şirketler falan derken bir eksen kayması yaşadık, kimse bu yönümüze bakmıyor ama hakikaten çok kuvvetli bir mevduat sigortacılığı kuruluşuyuz."