Bloomberght
SON DAKİKA
Bloomberg HT Covid Ankara TOBB/ Hisarcıklıoğlu: Ticaret eskisi gibi olmayacak, alıştığımız rutinler değişecek

TOBB/ Hisarcıklıoğlu: Ticaret eskisi gibi olmayacak, alıştığımız rutinler değişecek

  • Türkiye ekonomisinde koronavirüs seferberliği kapsamında Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu Bloomberg HT'ye özel kaleme aldı...

Giriş: 13 Mayıs 2020, Çarşamba 20:41
Güncelleme: 13 Mayıs 2020, Çarşamba 20:41

Son yüzyılın en büyük felaketlerinde biri olarak tanımlanan Kovid-19 salgınıyla karşı karşıyayız. İki dünya savaşından sonraki dünyanın karşı karşıya kaldığı en büyük kriz olabilir. Yeryüzündeki bütün insanları tehdit ediyor. Herkes tedirgin ve yarına nasıl bir günde uyanacağı endişesinde.

Modern çağda ilk kez bir salgın, zengin-fakir, gelişmiş-gelişen ekonomi ayırımı yapmadan herkesi vurdu. Şimdiye kadar yaşanan hiçbir küresel krizde ekonomik ve sosyal bakımdan tüm dünya böylesine felç olmadı. Ekonomilerin, ülkelerin, toplumların eski normale dönmesi yıllar sürecek.

Bizim TOBB olarak bu dönemde benimsediğimiz ana fikir yaşatmaktır. Yani firmalarımızı, girişimcilerimizi, çalışanlarımızı, üretim ve ticaret kapasitemizi hayatta tutmak. Böylece bu süreç geride kaldığında, yeniden ve hızla ayağa kalkabilmektir.

Bu kapsamda salgının ülkemizde ortaya çıktığı ilk andan itibaren Odalarımız, Borsalarımız ve Sektör Meclislerimizle istişare içinde olduk. Bu sayede sahadan hızlı bir şekilde aldığımız bilgileri tasnif ederek 70 maddelik bir öneri seti hazırladık ve hükümete sunduk. Firmalar üzerindeki yüklerin hafifletilmesi, işletme sermayesi desteği sağlanması, piyasadaki nakit akışının korunması, özellikle çek ödemelerine yönelik tedbir alınması, insanlara ve en başta da işini kaybedenlere gelir desteği verilmesi ilk etapta öncelik olmalı dedik.

Bunların önemli bir kısmı hayata geçti. Çeşitli sektörlerdeki vergi ve SGK ödemeleri ertelendi. İstihdam maliyetlerini düşürmek üzere kısa çalışama ödeneğinin kapsamı genişletildi, daha hızlı işler hale getirildi. Firmalarımıza yönelik çeşitli kredi paketleri başlatıldı.

Salgın konusunda, hükümetimiz bir yandan ekonomiyi canlı tutacak önlem paketlerini hazırlayıp uygularken, sağlık alanında da önemli tedbirler gerçekleştirdi. Bu süreçte sağlık sektörümüz ve en başta da sağlık sektörü çalışanları müthiş bir performans sergiledi. Hepsine teşekkür ve takdirlerimi sunuyorum. Normalleşme sürecini de iyi planlanmış bir şekilde yürüttüğümüz takdirde, bu süreci en az hasarla atlatacağımıza inanıyorum.

NELER DEĞİŞECEK?

Biz de TOBB olarak ekonomideki destek paketlerine katkı sağladığımız gibi, şimdi de normalleşme sürecinin planlanmasına da katkı sağlıyor ve bu konuda analizler, araştırmalar yapıyoruz. Üyesi olduğumuz bütün uluslararası iş örgütleri ile sürekli iletişim ve istişare içindeyiz. Zira Kovid-19 hayatımızın örgütlenme biçiminde, iş hayatında ve iş yapma şekillerinde kapsamlı bir değişiklik getirecek.

Normalleşmeyle birlikte ekonomide çarkların yeniden dönmeye başlaması ve toplumsal güvenin tesisi için düşük gelir gruplarına doğrudan gelir desteği gerekecek. Mali piyasalarda dalgalanmaların azalmasını bir ön koşul olarak görmek gerekir. Sektörel ve coğrafi bazda normalleşme sürecine geçiş planlaması gerekecek.

Ticaret de eskisi gibi olmayacak, alıştığımız rutinler değişecek.

-Kovid-19 döneminde e-ticaretin toplam perakende içindeki payı hızla yükseldi. Normalleşme döneminde de bu eğilim hız kesmeden devam edecek. İnternetten alışveriş yapmaya başlayan tüketici için e-ticaret bir alışkanlık haline gelecek. Bu nedenle işletmelerin ürün ve hizmetlerini dijital ortama taşımak için bir strateji geliştirmeleri gerekiyor.

-Şirketler tedarik zincirlerini kısaltıp ve dijitalleşmeye yönelecek.

-Sabit ofislerin ve büyük binaların önemi azalırken, video konferansların önemi artacak, bazı insanlar evlerinden çalışmaya devam edecek.

-Uzaktan eğitime geçiş beklenenden daha çabuk olacak. Öğretim kurumlarımız bu dönemde kurdukları uzaktan eğitim altyapısını normalleşme sonrasında da kullanmaya devam edecek.

-Esnek çalışma, uzaktan çalışma, istisna değil bir nevi norm olacak. İş yerleri seyahat yerine, video konferansa ağırlık verecek.

- Harcama ve tasarruf alışkanlıkları değişeceğinden artık firmalarımız için yatırım harcamalarında daha dikkatli ve tedbirli hareket etmek gerekecek.

- Evden çalışma, kısmi zamanlı çalışma, akıllı otomasyon teknolojileri ve e-ticaret öne çıkacak. Dolayısıyla kamu ve özel sektör için dijitalleşmenin hızlanması gerekecek.

- Ürünlerinin hikayeleri olan şirketler başarılı olacak.

- Dijital teknolojilere erişim kolay ama organizasyonunu bu teknolojilere adapte edebilen şirketler öne geçecek.

- Üretim zincirinin devamlılığına sağlamak üzere, ‘insansız karanlık fabrika’ sisteminin yaygınlaşması, üretim sürecine otonom araçların dahil edilmesi, tedarik zincirinin teknolojiyle takip ve yönetimi hız kazanacak.

- Global tedarik zincirleri yerele geri dönecek. Artık ürünü Çin’de yaptırmak yerine satılacağı pazara yakın yerlerde üretmek esas olacak. Bu sayede üç boyutlu yazıcılar ve katmanlı üretim önem kazanacak. Bu sistemde bir üründen çok yapıp ölçek ekonomisi sağlamak değil, esnek ve atik olmak, tasarım ve pazarlamayla öne çıkmak rekabet avantajı sağlayacak.

- Tüm sektörlerde hijyen standartları yeniden ele alınacak. Hijyenin kaygılarıyla seyahat etmek eskisinden çok zaman alacak ve daha pahalı olacak. Bu da uluslararası iş ilişkilerinin gelişmesini yavaşlatacak. Dijital araçlarla yeni iş yapma biçimleri öne çıkacak. Ancak aşı bulunana kadar mevcut ilişkileri güçlü olanlar avantaj kazanacak.

Öte yandan Çin’in özellikle Avrupa’da bırakacağı boşluğu dolduracak üretim altyapısı gerekecek. Bunun için mevcut üretim kapasitesinin analizine ve hangi sektörlerin/firmaların buraya yönlendirilebileceğinin belirlenmesine ihtiyaç var. Mevcut ve yeni küresel tedarik zincirlerine entegrasyon için firmalarımızın ihtiyaçları belirlenecek. Yüksek teknolojili ürün üretimine geçiş yapabilecek kapasiteye sahip Kobi’ler ve yeni arayış içinde olan, yeniliğe açık girişimciler aranacak. Sonrasında yeni tedarik ağları kapsamında belirlenecek yeni üretim eksenlerinin ve teşvik edilmesi gerekecek.

DAYANIŞMA RUHU ÖNEMLİ

Son olarak alınması gereken dersler var. En önemli ders ise dayanışma ruhunu güçlendirmek. Koronavirüs sınır tanımıyor, adres sormuyor, dil-din-gen ayrımı yapmıyor. Bütün bir insanlık birlikte aynı düşmana karşı aynı cephede. Ya hep birlikte kaybedeceğiz, ya da bütün ülkeler ortak bir amaçta birleşip bu belanın üstesinden geleceğiz.

M. RİFAT HİSARCIKLIOĞLU

TOBB BAŞKANI