Advertisement
ENERJİ ABONE OL

EROL OYTUN ERCAN

Son zamanlarda küresel enerji denkleminde hidrojene yönelik girişimlerin sayısı artıyor. Bu alanda öncü ülkelerden biri olan Almanya farklı kaynaklardan hidrojen temini üzerinde çalışırken, karbon salınımı konusunda dünyanın gündemindeki ülkelerden biri olan Çin de yeşil hidrojen üretiminde altyapı oluşturuyor.

Küresel olarak enerji gündeminin öne çıkan başlıklarından biri olan yeşil hidrojende Türkiye'nin de adı geçmeye başladı. Fakat uzmanlar Türkiye'nin bu alanda birçok ev ödevi olduğuna dikkat çekiyor.

Almanya-Türk Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Markus Slevogt, AA’ya verdiği bir röportajda Türkiye’nin Almanya’nın yeşil hidrojen ithal edeceği potansiyel tedarikçiler arasında bulunduğunu belirtmişti.

"AHK olarak enerji sektöründeki oyunculara destek olduğumuz gibi yeşil hidrojende de Türkiye'ye aynı desteği vereceğiz." diyen Slevogt, Türkiye'nin ihracatının yüzde 50'den fazlasını Avrupa bölgesine yaptığını ve Türk endüstrisinin önümüzdeki yıllarda bu değişimden etkilenerek iklim dostu teknolojilere yönelebileceğini söyledi.

Türkiye'nin büyük bir yatırıma ihtiyacı var

GAZBİR-GAZMER Temiz Enerji Teknolojileri Merkezi araştırmacıları ise Türkiye’nin büyük bir yatırıma ihtiyacı olduğunu ve devletin yol haritası oluşturması gerektiğini söylüyor.

Maliyet konusunda diğer ülkelere göre Türkiye’nin rekabetçiliğinin düşük olabileceğini belirten Temiz Enerji Teknolojileri Merkezi Ar-Ge Direktörü Mehmet Kürşad Marancı, “Güneş enerjisiyle üretim konusunda rekabet edebilirliğimiz bulunuyor. Türkiye’nin Avrupa’ya ihracat konusunda da taşıma avantajı var” dedi.

İngiltere gibi Türkiye’nin de hidrojen üretimi için bir strateji planı ortaya koyması gerektiğini belirten Marancı, “Bizim de hidrojen üretimi ile ilgili bir strateji planımız olmalı. Hidrojen karbon salınımı açısından da çevreye duyarlı bir gaz” dedi.

Hidrojen miktarının artırılması güvenlikle ilgili sorunlar yaratabilir

Şu ana kadar doğalgazın içine yüzde 20 hidrojen karıştırarak laboratuvardaki ev testlerinde kullandıklarını söyleyen Marancı, hidrojen miktarının neden daha fazla artırılamadığına ilişkin soruya şöyle cevap verdi:

“Türkiye’deki doğalgaz altyapısının büyük bir kısmı çelik ve polietilen. Polietilende bir sıkıntı yok ama çelik borular hidrojenin doğalgaza karıştırılması konusunda sıkıntı yaratabiliyor. Hidrojen miktarının artırılması güvenlikle ilgili sorunlar da yaratabilir. Doğalgazın yanma-patlama aralığı yüzde 5-15 aralığında bulunurken hidrojen için bu yüzde 4-70 aralığında.”

Evde kullanılan kombi ve ocak gibi ekipmanların da bu parametrelere göre yavaş bir değişim gösterdiğini belirten Marancı, ekipmanlardaki değişimin güvenliği artırarak hidrojen karıştırılma oranının da artırabileceğini belirtti.

Türkiye’deki doğalgaz altyapısının büyük bir kısmı çelik ve polietilen. Polietilende bir sıkıntı yok ama çelik borular hidrojenin doğalgaza karıştırılması konusunda sıkıntı yaratabiliyor.

En iyi senaryoda maliyet doğalgazın 5-6 katı

Temiz Enerji Merkezi’nin Ağustos ayında yayımladığı hidrojen raporunda yer alan en iyi üretim senaryosunda ise standart metreküp başına üretim maliyetinin 8,23 TL olduğu ifade ediliyor.

Marancı ise laboratuvardaki üretim maliyetinin standart metreküp doğalgaz fiyatının 8-10 katını bulduğunu, sahaya şu an çıksalar bile bu maliyetin en fazla doğalgaz fiyatının 5-6 katına inebileceğini vurguladı.

Yeşil hidrojenin üretiminde maliyetin yüzde 80’lik kısmını elektrolizör kurulum ve işletme maliyeti oluştururken yüzde 9-12’lik kısmını elektrik, yüzde 9’luk kısmını da su arıtım cihazı kurulumu oluşturuyor.

"Yüzde 5 hidrojen karıştırmak istesek 2,4 milyar metreküplük hidrojen ihtiyacı doğuyor"

Temiz Enerji Teknolojileri Merkezi Proje ve Uluslararası İlişkiler Müdürü Mehmet Şerif Sarıkaya ise üretim ölçeğine asıl sorunun elektrolizör tedariki olduğunu ve elektrolizör üreticisi olmanın önemli olduğuna dikkat çekti.

1 megawattlık elektrolizörle saatte 250 metreküp hidrojen üretilebildiğini belirten Sarıkaya, “Türkiye’de bir yılda tüketilen doğalgaza yüzde 5 hidrojen karıştırmak istesek 2,4 milyar metreküplük hidrojen ihtiyacı ortaya çıkıyor bu da yıllık 7-10 terawatt saatlik bir yenilenebilir enerji ihtiyacını doğuruyor. Türkiye’nin yıllık elektrik tüketimi 300 terawatt saat civarında.” dedi.

İngiltere'den 4 milyar sterlinlik hidrojen planı

İngiltere, 2050 yılına kadar enerji tüketiminin yüzde 35’e kadarını mavi hidrojenden karşılamak için 2030 yılına kadar hidrojen üretimine 4 milyar sterlin yatırım yapacaklarını ve 9 bin kişilik istihdam yaratacaklarını söyledi.

İngiltere Hidrojen ve Yakıt Hücresi Derneği Başkanı Chris Jackson ise mavi hidrojenin en iyi ihtimalle pahalı bir avuntu olacağını, en kötü ihtimalle ise fosil yakıt kullanımına bağımlılığın devam etmesini sağlayacağını söyleyerek görevden ayrıldı.

Mavi hidrojen daha çevreci değil

Yeşil hidrojen suyun elektrolize edilmesi ve hidrojen atomlarının oksijen atomlarından ayrılmasıyla üretilirken mavi hidrojen metanın yüksek sıcaklıklarda hidrojen ve karbon monoksite ayrıştırılmasıyla elde ediliyor.

Yeşil hidrojen suyun ayrıştırılmasıyla üretildiği için daha çevre dostu olarak biliniyor fakat elektroliz işlemi için yenilenebilir enerji kaynakları kullanılmadığında karbon salınımı çok yüksek miktarlarda olabiliyor.

Energy Science & Engineering dergisinde yayımlanan bir rapor ise mavi hidrojenin üretiminde salınan sera gazı miktarının ciddi derecede yüksek olduğunu ve net sıfır karbon salınımına sahip bir yakıt olamayacağını söylüyor.

Türkiye'de Temiz Enerji Merkezi'nin laboratuvarında ise yeşil hidrojen üretimi için çalışmalar yürütülüyor.

Çin dev yeşil hidrojen projesini onayladı

Çin, İç Moğolistan bölgesinde güneş ve rüzgar enerjisiyle üretim yapacak büyük bir yeşil hidrojen tesisi kurulmasını onayladı. Tesis 1,85 gigawatt güneş enerjisi ve 370 megawatt rüzgar enerjisiyle yıllık 66 bin 900 ton yeşil hidrojen üretecek. Projenin Ekim ayında başlaması ve 2023’ün ortalarına doğru operasyonel hale gelmesi planlanıyor.

Bloomberg NEF Analisti Xiaoting Wang’a göre, burada üretilecek hidrojen miktarıyla yıllık 180 milyon galon benzinin kullanımı kompanse edilebilir. Fakat Çin’in yükselen hidrojen endüstrisinin hala yakıtın nasıl depolanacağı ve kullanılacağıyla ilgili sorunları var.

İç Moğolistan’da kurulacak tesislerle beraber üretilen elektriğin yüzde 20’den azının şebekeye verilmesi beklenirken geri kalanı tamamen hidrojen üretimi için kullanılacak. Çin’de yenilenebilir enerji ve hidrojen üretimiyle ilgili çoğu projenin ana amacı aslında elektrik üretimini artırmak. Hidrojen üretimiyse bunun yanında sadece onay için bir kılıf olarak görülüyor.

Küresel piyasanın ürettiğinden daha fazla elektrolizöre ihtiyaç var

Tesisin söylenen miktarlarda hidrojen üretebilmesi için en azından 465 megawattlık elektrolizöre ihtiyacı var. 2020 yılında küresel elektrolizör ticareti ise yaklaşık 200 megawatt değerindeyken 2021 yılında bunun 400 megawatta ulaşması bekleniyor. Wang ise bu projenin küresel piyasanın ürettiğinden daha fazla elektrolizöre ihtiyacı olduğunu söylüyor.

Çin’deki büyük hidrojen projelerinin önemli bir kısmı Sinopec ya da Ningxia Baofeng Energy gibi sektör devleri tarafından yönetiliyor.