Ülkeler yabancı sermayeye karşı korumacılık önlemlerini artırıyor
Ticaret savaşları ve artan korumacılığın etkisiyle birçok ülke stratejik öneme sahip yerel şirketlerini yabancı satın almalardan korumak için denetim yasalarını güçlendiriyor
Pandeminin beraberinde getirdiği ekonomik darboğazı aşmak için açıklanan ekonomik canlandırma paketleri tüm dünyada ciddi bir parasal genişlemeye neden oldu. Bu genişlemeyle beraber ülkelerin politikalarını da buna uygun şekilde düzenlemeleri elzem hale geldi.
Düşük faizli kredi ya da devletlerinden yardım alan yabancı şirketlerin yerel şirketleri satın almasını bir güvenlik sıkıntısı olarak gören ülkeler, fırsatçılık yapan yabancı satın almaları engelleme ya da sıkı bir denetime tabi tutma yoluna başvurdu.
Yabancı yatırımın ve özel sektörün bir güvenlik unsuru olarak görülmesi Huawei ve 5G altyapısının döşenmesiyle başlamış, Başkan Trump Huawei’nin ABD’nin güvenliğine bir tehdit olduğunu açıkça dile getirmişti.
Koronavirüs salgınının başlamasıyla stratejik öneme sahip ürünlerin ihracatına sınırlamalar ve yasaklar getirilmiş, çoğu ülke kendi kapasitelerini solunum cihazı, maske ve medikal ekipman üretimi için seferber etmişti.
Almanya ve İtalya Teknoloji Sektörlerini Korumaya Aldı
Bunu takiben birçok ülke yabancı satın almaları sınırlayan yasaları birbiri ardına çıkarmaya ya da bu yasaları çıkarmak için hazırlık yapmaya başladı. Almanya, Nisan başında, yerel firmalarını Avrupa Birliği dışındaki yatırımcılardan korumak için yabancı devralma kurallarını sertleştirme kararı aldı.
Almanya’nın bu kararı almasında Çin devletine ait firmaların yatırımlarının giderek artması ciddi bir rol oynadı. Almanya Ekonomi Bakanlığı ise yapay zekâ, robotik, biyo-teknoloji ve kuantum teknolojisi sektörlerinden %10 ve daha fazla hisse alındığında hükümetin izleme izni olmasını öngörüyor.
İtalya da Nisan başında yabancı satın almaları sınırlayıcı bir kararname yayınladı. Karar hükümete finans, kredi, sigorta, enerji, ulaşım, sağlık, yiyecek, robotik, yapay zekâ ve siber güvenlik sektörlerindeki satın almaları veto etme yetkisi veriyor.
Hükümete şirket hisselerinin %10’unu geçen satın almaları reddetme yetkisi de veren kararnamenin 2020 yılının sonuna kadar yürürlükte kalması öngörülüyor.
Macaristan Yabancı Satın Almalara Egemenlik Çerçevesinde Yaklaşıyor
Özel sektör yatırımlarını ulusal güvenliğin bir parçası haline getiren bir diğer ülkeyse Macaristan. Yasaya göre stratejik olarak önemli bir şirketten %10’dan fazla hisse almak isteyen yabancı yatırımcılar hükümet iznine başvurmak zorunda.
Bunu bir egemenlik meselesi olarak gören hükümet, bu yasayı bir hükümet kararnamesiyle yürürlüğe koydu. Bu koruma yasanın şu anlık geçici bir nitelikte olup, 2020’nin sonunda kalkması öngörülüyor.
Ortak Güvenlik Tehdidi Olarak Çinli Şirketler
Avustralya’nın değiştirdiği yabancı satın almalarla ile ilgili olan yasa, miktar ne olursa olsun tüm yabancı satın almaların ‘Yabancı Satın Almaları Denetleme Kurulu’ tarafından incelemeye alınmasını şart koşuyor.
Yasanın hangi sektörleri kapsayacağı konusunda ise hükümetten net bir açıklama gelmedi, korunacak sektörler sadece “hassas ulusal güvenlik sektörleri” olarak tanımlandı.
The Times İngiltere Başbakanı Boris Johnson’ın da yakın zamanda böyle bir yasa çıkarmayı planladığını söylüyor. Öngörülen tedbirlerde ise yerel şirketlerin %25’inden fazla hissesini devralmaya çalışan yabancı şirketleri hükümete bildirmesi ve kurallara uymayan şirket yetkililerininse çeşitli yaptırımlarla karşılaşması var.
Bazı ülkelerin hangi sektörlerin kapsama alınacağı konusunda kesin bir açıklama yapmaması stratejik sektörler kavramının muğlaklaşmasına ve ileride tüm sektörlere mi yayılıyor endişesine neden oluyor.
Bir diğer dikkat çeken durumsa, ülkelerin çoğunun bu yasaları kuvvetlendirirken Çin şirketleri üzerinden bir tehdit algılamasına sahip olması. ABD’den sonra Avrupa ve Pasifikten ülkelerin de Çinli şirketleri ya da yatırımları bir güvenlik tehdidi olarak tanımlaması, Çin’e karşı olan cephenin genişlediğinin ve konsolide olduğunun bir işareti.
Derleyen: Erol Oytun Ercan