UNDP/Vinton: Deprem bölgesinde küçük işletmelerin kapanması önlenmeli
Bölgede insanların büyük oranda geçimini küçük işletmelerden sağladığını belirten Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton, ilk rakamlara göre, bölgede 150 bin küçük işletmenin depremden büyük ölçüde etkilendiğini ve bu işletmelerin iflas etmesini veya kapanmasını engelleyecek mekanizmaların devreye girmesi gerektiğine dikkat çekti.
Uluslararası kuruluşların temsilcileri, deprem bölgesinde sürdürülebilir toparlanmanın enkazın geri dönüşüme uygun şekilde kaldırılmasıyla başlaması gerektiğini belirterek, bölgedeki küçük ve orta ölçekli işletmelerin uzun vadeli sürdürülebilir finansman mekanizmalarıyla desteklenmesine ihtiyaç duyulduğunu ifade etti.
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton, yaptığı açıklamada, deprem bölgesinde yeniden toparlanma çalışmalarının hayatın normale dönmesi açısından kritik önemde olduğunu vurguladı.
Felaketin boyutlarının benzeri görülmemiş bir seviyede olduğunu ifade eden Vinton, "Geride enkazda insanların evleri, hayalleri, anıları, her şeyi kaldı. Ama öyle büyük bir felaket ki 100 milyon metreküp enkaz oluşturdu ve bu çok büyük bir miktar. 1999 depreminden öğrenilen derslerden biri enkazın kaldırılması konusunda olmalı. Bu enkazın hızla göz önünden kaldırılması için herhangi bir yere boşaltılmaması gerekiyor. Bu, sonrası için daha fazla maliyet ve zorluk oluşturacak bir durum. Özellikle hassas doğal alanlar ve kritik su tedariki sağlayan bölgeler olmamasına dikkat edilmeli" diye konuştu.
Vinton, enkazın büyük bir kısmının geri dönüştürülebilir olduğunu belirterek, "Şu anda verilen kararlar on yıllarca insanların hayatını etkileyecek" dedi.
"150 bin küçük işletme depremden büyük ölçüde etkilendi"
Louisa Vinton, enkaz kaldırma ve yeniden toparlanma çabaları sürerken, bölgede "normale dönüş" hissiyatını sağlayabilmek için çalışma hayatı ve iş yerlerinin yeniden açılmasının önemine işaret etti. Vinton, şöyle devam etti:
"Uluslararası camiaya bizim mesajımız, bu felaketin boyutunun ne kadar büyük olduğunun anlaşılması. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in de söylediği gibi, Türkiye'nin yıllardır Suriyelilere gösterdiği cömertliği, şimdi Türkiye'ye gösterme zamanı. Bu, sadece bölgedeki fiziki altyapının yeniden inşasının finanse edilmesi veya desteklenmesi açısından değil, toplumun normale dönmesi açısından çok önemli. Bölgenin yeniden kalkınmasını desteklemek için birçok finansal mekanizma da mevcut. Uluslararası Çalışma Örgütü'nden öğrendiğimiz ilk rakamlara göre, bölgede 150 bin küçük işletme depremden büyük ölçüde etkilendi. Türkiye'de ve özellikle bu bölgede, insanlar genelde aile işletmeleriyle geçimini sağlıyor. Bu açıdan, bu işletmelerin iflas etmesini veya kapanmasını engelleyecek mekanizmaların devreye girmesi gerekiyor. Süreçlerin basitleştirilmesi ve finansman musluğunun olabildiğince hızlı ve yaygın şekilde açılması gerekli."
Vinton, deprem bölgesinde yeniden toparlanmanın kadınların liderlik ettiği işletmeler ve kadın girişimciler başta olmak üzere kapsayıcı şekilde sağlanması gerektiğini vurguladı.
"Yeniden yapılanma maliyetli olabilir"
Dünya Bankası Kıdemli Ekonomisti Sibel Kulaksız ise genelde afetler sonrası fiziksel hasar, ekonomik kayıplar ve kurtarma ihtiyaçlarının maliyetlerini belirlemek için afet sonrası ihtiyaç değerlendirmesi analizi yapıldığını ve bu analizin kısa sürede tamamlanmasının ardından yeniden yapılanma aşamasına geçildiğini anlattı.
Bir sonraki aşamada yeniden yapılanma için stratejiler geliştirildiğini aktaran Kulaksız, "Depremin fiziksel etkileri, hasar ve kayıpların ekonomik değeri, etkilenen nüfusun yaşadığı insani problemler ve bunun sonucunda ortaya çıkan kısa ve uzun vadeli ihtiyaçlar değerlendirilir. Öncelik elbette acil insani çağrıya cevap verilmesidir. Bunun yanı sıra kısa ve uzun vadeli sektörel müdahaleler belirlenir. Yeniden yapılanma maliyetli olabilir" dedi.
DB'nin finansmanı acil durum inşası, iklim ve afete dirençli şehirler için
Sibel Kulaksız, Dünya Bankası'nın diğer üye ülkelere olduğu gibi Türkiye'ye de deprem ve doğal afetler konusunda ciddi destek sağladığını kaydetti.
Banka'nın depremden hemen sonra 1,8 milyar dolarlık paket açıkladığını anımsatan Kulaksız, "Bu miktarın 780 milyon doları, Türkiye'de devam etmekte olan iki projenin bütçelerinden gelecek. Bu projeler; Türkiye Deprem, Sel ve Orman Yangınları Acil Durum Yeniden İnşa Projesi ve İklim ve Afete Dirençli Şehirler Projesi. Bütçenin bu kısmı, temel altyapının yeniden inşası için kullanılacak. Ayrıca, Dünya Bankası depremden etkilenen insanları doğrudan desteklemek için ek 1 milyar dolarlık paket hazırlıyor" diye konuştu.
Deprem bölgesinde yeniden kalkınmanın sürdürülebilir şekilde sağlanması için çeşitli finansal araçlar ve teknik destek sağlanabileceğini belirten Kulaksız, yeniden kalkınma sürecinde küçük işletmeler için atılabilecek adımları şöyle anlattı:
"Deprem bölgesindeki küçük işletmelerin büyük çoğunluğunun neredeyse sıfırdan başlaması gerektiğinden bu konu öncelikli programlardan biri olmalı. Dünya Bankası, KOBİ'lere büyük destek veriyor ve bu işletmelerin finansmana erişimini iyileştirmek için çalışıyor. Diğer taraftan, uluslararası kabul gören en etkili mali politika, depremden etkilenen küçük işletmelere ve hane halklarına doğrudan nakit desteği sağlamaktır. Bu, genel bütçeden mali transferler yoluyla yapılabilir. Afetlerden en çok etkilenen kişiler her zaman düşük gelir grubuna mensup olduğu için bu kişileri doğrudan hedefleyen sosyal koruma politikaları uygulanmalıdır."