Advertisement
HABERLER ABONE OL

Hükümetin hazırladığı Toplam 62 maddeden oluşan yasa taslağı farklı konularda düzenlemeler içeriyor. Düzenlemeleri BLoomberg HT'ye değerlendiren Avukat Çiğdem Şelli Dilek, çok olağanüstü dönemlerden geçtiğimizi belirterek "hükümet art arda aksiyonlar alıyor, torba teklifte emredici maddeler var, iş kanunu kapsamında pandemi zorlayıcı neden sayılıyor, zorlayıcı sebepler çıktığı zaman da işveren işçinin iş akdini haklı nedenle feshedebiliyor, bu bir kanun maddesi, dolayısıyla bunun değiştirilebilmesi için de tekrar bir kanun düzenlemesi gerekliydi, bu yüzden de bir torba kanun düşünüldü.

Bu düzenlemenin geçici olması çok önemli. Hukuk öncelikle adaleti ve güveni sağlamalı,bunu sağlayan düzenlemelerin getirilmesi
gerekli. Bu süresiz bir şekilde kaldırılırsa hukukun adaleti ve güveni sağlama fonksiyonu bertaraf edilmiş olur. Dolayısı ile bu günlerin herkes için zor günler olduğunu göz ardı etmemek gerekli. İşçinin de işverenin de devletin de kusuru yok.
Bu nedenle işçiyi koruduğumuz kadar işvereni de korumamız gerekli. Çünkü bu ülkenin lokomotifi aslında işverenler yani firmalar. Bu düzenleme 3 aylık şimdilik, dolayısı ile süreli bir kanun maddesi. Bunun süreli olması çok önemli, uzun bir süreye yayılamaz. İşçiler korunduğu gibi işveren de korunmalıdır. Eğer bu süre çok uzarsa o zaman da farklı yollara gidilecek, işçinin kendi isteğiyle istifasına zorlanması gibi durumlar meydana gelecek. Dolayısı ile geçici bir süre olması çok önemli" dedi.

Kar payı dağıtımında bağlayıcılık konusunun da torba yasada gündemde olduğunu ifade eden Dilek; "Şirketlerin kar payı dağıtımı da yasaklanacak, bu da daha önce bir öneri olarak Ticaret Bakanlığı tarafından getirilmişti ama o zaman da bunun bir kanun maddesi ile düzenlenmesi gerektiğini belirtmiştik. Kamu şirketleri hariç olmak üzere sermaye şirketlerince 2019 yılı karlarının dağıtımı yasaklanacak en fazla yüzde 25'ine kadar dağıtımları gündeme gelecek, bunun dışındaki kar payı dağıtımları yasaklanıyor. Bu da ekonomik olarak alınan bir tedbir, bu da geçici bir dönem olması kaydı ile uygundur. Çünkü sermaye şirketlerinin varlıklarını korumaları gerekiyor. Burada devlet 'bir dönem dur, kar payını dağıtma, şirketini güçlü tut, işçilerine ödeyebil ve ayakta kal' diyor" şeklinde konuştu.

 

Bloomberg HT'ye konuşan Sosyal GÜvenlik Uzmanı Okan Güray Bülbül ise Torba kanunu teklifinde iki tane çok önemli madde olduğunu belirterek "Bunlardan ilki 16 Mart 2020 ve sonrasında yani ilk kez koronavirüs vakası görüldükten sonra kamu
otoritesinin aldığı ilk tedbirler olan bazı işyerlerinin kapatılması, özel okulların, kreşlerin akabinde işten çıkartılan ancak son 3 yıl içerisinde 600 günü olmadığı için işsizlik sigortasından maaş alamayan kişileri kapsıyor. Bu kişiler işten çıkartıldılar, eğer işveren tarafından çıkartıldıktan sonra son 3 yıl içerisinde en az 600 günleri yoksa işsizlik maaşı alamıyor durumdalardı, bu kişilere
1ay boyunca aylık 1168 TL ödenecek, bu rakam damga vergisi düşüldükten sonra aylık ödenecek rakamdır. 3 ay boyunca bu kişilere bu tutar ödenecektir. Bu kişiler dışında ikinci grupta bu kanunun resmi gazetede yayınlanması ile birlikte 10 Nisandan itibaren 3 ay süreyle işverenler fesih Hakkı'nı kullanamayacaklar. İşveren işyerinde hiçbir işçisini işten çıkaramayacak, bunun tek bir istisnası işçinin koronavirüse yakalanması ve iş yerinde çalışmasında sakınca bulunmasıdır. Bir tek bu durumda işveren fesih hakkını kullanabilir, bunu dışında hiçbir gerekçe ile işçilerin iş sözleşmesini feshedemez. Böyle bir fesih gerekliliği söz konusu olursa ücretsiz izne gönderecek. Normalde iş kanununda ücretsiz izin ile ilgili bir düzenleme bulunmamaktadır, bunu düzenleyen bir kanun maddesi yoktur, normalde ücretsiz izin her iki tarafın anlaşması ile yani tek bir tarafın istemesi ile ücretsiz izin gerçekleşmez. Fakat bu bir istisna, bu durumda 3 ay boyunca az önce belirtilen fesih süreçlerinden herhangi biri gerçekleşirse işveren isçisini işten çıkartamayacak, ücretsiz izne gönderebilecek. Ücretsiz izin süresi boyunca da, şu an için 3 ayla sınırlı, aylık yine 1168 TL ödenecek.İlk başta işverenler kısa çalışmaya yönlendirildi, normal bir süreçti, kısa çalışmanın şartları esnetildi, 600 gün şartı 450 güne indirildi fakat yine de 450 günü olmayanlar var. Bu kişilerin iş yerlerinde kısa çalışmaya gidilmiş olması halinde eişverenler bu kanun resmi gazetede yayınlanınca bu kişileri ücretsiz izne göndermeye başlayacak çünkü artık bu kişiler
de en azından 1168 TL Alabilecek durumdalar" dedi.Önemli kritik bir hususun ise ücretsiz izne gönderildiği belirtilen çalışanın işyerinde çalıştırılması söz konusu olursa 35 bin 316 TL'lik idari para cezasın doğacağını belirten Okan Güray Bülbül;
"İşverenlerin bu dönemde işçilerin gelirlerinin bir nebze olsun korunması amacıyla çıkarılan bu düzenlemeyi suistimal etmemeleri çok önemli. Bu 35 bin liralık ceza bir kişinin bir ay boyunca çalıştırılması nedeni ile ödenecek bir cezadır. İşverenin
suistimal etmeden yalnızca kısa çalışmaya gidilen işyerlerinde kısa çalışma ödeneğine hak kazanamayan kişiler için ve yine işyerinde çalışmasında sorun olan kronik  rahatsızlıkları bulunanlar, 65 yaş üzerinde olanlar için kullanmaları yerinde
olacaktır. Aksi takdirde yüksek idari para cezaları söz konusu.

Bu iki düzenleme de son derece yerinde ve çalışanların bir nebze gelirlerini korumak için getirilen düzenlemelerdir" açıklamasında bulundu.