Advertisement
SEKTÖR HABERLERİ ABONE OL

KPMG Yeniden Yapılandırma Lideri Orhan Turan yeniden yapılandırmalara ilişkin torba yasadaki düzenlemeleri Bloomberg HT'deki Fokus programında Güzem Yılmaz'a değerlendirdi. Geçen seneki düzenlemelerden sonra bu yıl sistemdeki en önemli revizyonun özellikle finans sisteminden talep edilen değişikliklerin uygulanmaya başlanması olduğunu vurgulayan Turan, bankaların yetkilerinin artması ve yapılandırma kapsamındaki vergi düzlenmelerinin önemine dikkat çekti.

Torba yasa ile yeniden yapılandırmalara ilişkin 3 önemli değişiklik yapılmıştı,

- Bankalar kanununda kalıcı değişiklik yapılarak, alacak tahsil kabiliyetini kaybetmiş alacakların kayıttan silinmesi belli koşullar dahilinde bankalar yetkisine dahil edildi

- Yeniden yapılandırmalarda yasal alt yapı tamamlanarak, bankalar kanunu düzenlendi ve yeniden yapılandırmanın tarifi yapıldı

- Yeniden yapılandırma ile doğacak vergiler ve borçlar istisna kapsamına alındı ve yapılandırmalarda hem şirket hem de alacaklar zimmet kapsamında olmadığı kesinleşti.

Peki tahsili gecikmiş alacaklar bilançolardan nasıl temizlenecek?

Hem batık krediler yani Grup 3 kredileri, hem de Grup 2’ye de dahil olan tahsili geçmiş alacakların (TGA) bilançodan temizlenmesi için sektör 3 çözüm yoluna işaret ediyor;

  • Gerçek satış yöntemi: yani varlık yönetim şirketlerine satış yapılır, örneğin en son Yapı Kredi, 529 milyon TL tahsili gecikmiş alacağının, 16 milyon TL bedelle varlık yönetim şirketine satması.
  • Platform yöntemi: Bankalar yine TGA’ları bilanço dışına çıkarır ancak yatırımcı ile birlikte tahsilat yükünü kendi üzerinde tutarlar fakat Türkiye’de bunun pek örneği yok.
  • Seküritizasyon: Devlet garantisi bazı tahsili gecikmiş alacaklarının menkul kıymetleştirme (seküritizasyon) şirketlerine daha yüksek fiyattan aktarmasına imkan verecek. Fakat Orhan Turan “Muhakkak kamunun dahili gerekli ama şu ana kadar açıklamalarda kamu doğrudan sorumluluk alan taraf olmayacağını söylüyor” yorumunda bulundu.

Sektör temsilcileri bu 3 çözümden en makul olanın 1. ve 2. Yöntem olduğuna, öte yandan yeniden yapılandırmalarda önceliğin erken başvuranlar ve yaşayabilir şirketler olması gerektiğine vurgu yapıyor.

Orhan Turan konu ile ilgili; “Türkiye’de 'şartları değiştir vadeyi uzat' en sık kullanılan yöntem. Fakat şirketin borçları asla kendi varlıklarıyla ödenmeyecekse ancak yine de şirketin işi değerli ve katma değerliyse, ekonomik faydası varsa; borcun sermayeye çevrilmesi, alacak ve faizin bir kısmından vazgeçilmesi gibi daha ileri yapılandırma yöntemi şart. Bu da olmuyor ve batık durumdaysa TGA satışı veya yasal süreçlerle tasfiye edilmeli” açıklamasında bulundu.

Kamunun üzerine düşen…

Öte yandan kamunun da sorumluluğunun yüksek olduğuna dikkat çeken Orhan Turan “Bankalar ve kamu doğruyu bir seferde bulamaz, örneğin kamu vergiyi teşvik edecek düzenlemeler yapmasına rağmen kamu alacakları bu yapılandırmaların kapsamında değil, orn. Teşvikler ve KGF kapsamındaki kredileri devlet uzatıyor ama vergi ve SGK alacakları için henüz yapılandırma yok ve kamu borcu önemli bir risk unsuru olarak duruyor. Kamunun yapması gerekenler var.” diye konuştu.

Bir diğer konu da yabancıların Türkiye’deki TGA’ları satın alması. Yabancıların borçlarını alması için illa seküritizasyona ihtiyaç olmadığı görülüyor ve son dönemlerde yabancılar Türkiye’de fırsat gördüklerini dile getiriyor. Şirket özelinde bu kredileri almak isteyenler olsa da sektör temsilcileri şuan bankaların bunu satmaya çok niyetli olmadığını ve 2020 itibari ile bunun olabileceğine dikkat çekiyor.

Konutta yeniden yapılandırmaya çözüm aranıyor

Konut sektörü ile ilgili olarak yapılandırma sürecinde dikkat çekilen en önemli nokta sadece bankaların ve şirketlerin olmadığı, bireylerin de zarar gördüğü. Bir sürü kişi tapuyu almıyor, taşeronlar alacaklarını tahsis edemiyor fakat KPMG Yeniden Yapılandırma Lideri Orhan Turan; fon kurulup devrolmasının kısa süreli biz çözüm arayışı olduğunu ve o kadar kolay olmayacağını vurguluyor. Orhan Turan; “Hem banka hem alacaklar için ekonomik fayda gözetilmediği surece hiç bir banka bu fona devretmez.”  dedi.

Konu ile ilgili görüş bildiren Dr. Can Fuat Gürlesel şunları söyledi; “Önce konut sektörünün bankalara olan borçların yapılandırılması için çözüm arandı, fakat bu formülde mesafe kaydedilmedi. Ancak  şu an bu firmaların nakit akışını rahatlatmak adına çözüm arıyoruz ve işin talep tarafına yoğunlaşıyoruz. Burada kamunun ne kadarlık bir fon yaratacağı ve hangi firmaların olacağı çok önemli, bunun açıklanması gerekiyor.”

Mithat Yenigün “Yarım kalan daireler fona aktarılmalı”

TMB Başkanı Mihat Yenigün ise “Bitmiş dairelerden ziyade yarım kalan daireleri kastediyorum, daire sahiplerinin de mağdur olmaması için hazır Emlak Katılım faaliyete geçti böyle bir imkân doğabilir mi diye konuştuk. Bu konutlar Türkiye’nin varlığı sadece şirketler üzerinde düşünülmemeli, fon için uygun bir fiyata satılır ve oluşan nakit ile yarım kalan daireler bitirilir. Bu fonda kısa vadede olmasa bile orta vadede tekrar bu konutları satarak iyi bir gelir sağlayabilir. Yılbaşından bugüne emlak konut ve markalı projeler arasında fiyat pazarlığı devam ediyor. Konut sektörünün tasfiye kararnamesinin eksik çıktığını düşünüyoruz, orada 6000 dosya bekliyor fakat tasfiyeye pek yanaşılmayacağı izlenimi var. Temmuz sonunda haber bekliyoruz.” şeklinde yorum yaptı.