Advertisement

Elektrik 4.0 sayfası Schneider Electric Türkiye’nin destekleriyle hazırlanmaktadır.

HABERLER ABONE OL

Unilever'in Türkiye'de 100 yılı aşkın bir geçmişi olduğunu belirten Şenel Erim, sürdürülebilir yaşam pusulası ile iklim krizinin yıkıcı etkileri ile mücadele etmek, atıklarla mücadale etmek ve döngösel ekonomiye katkıda bulunmayı amaçladıklarını aktardı.

Enerji konusunda hem güneş hem de rüzgar enerjisi ile ilgili çalışmaları olduğuu bilgisini veren EBru Şenel Erim, "Unilever olarak 2020 yılı itibariyle şebekeden aldığımız enerjiyi yenilenebilir ve yerel kaynaklardan elde etme kararlılığını ortaya koyduk. 23 ülkede Unilever testislerin güneş enerjisinden elektrik üretme şansı var. Konya'da iki fabrikada çatı ve bahçeye panel yerleştirme işi hızlı ilerliyor. Çorlu'da rüzgar türübini inşa etmek üzere kolları sıvadık" diye konuştu.

2010 yılında çıkılan sürdürülebilir yaşam yolunda üç ana net söz verildiğini. 2020 yılına gelindiğinde önemli başarılara imza atıldığını dile getiren Ebru Şenel Erim, "2020 yılına çok hızlı gelindi. Fazla şey öğrendik. 'Her şeye rağmen büyüme diye model olmaz' bunu gördük" ifadelerini kullandı.

İklim değişikliği ile mücadele, eşitlik, pozitif ve çeşitli beslenme konusuna doğru bir tavır göstermenin en değreli şey olduğunu aktaran Erim, amacı olan şirketlerin ve markaların büyüyeceğine inandıklarını belirtti.

"Amacı olan şirketler kalıcı oluyor"

Ebru Şenel Erim, sürdürülebili yaşam pusulasına ilişkin görüşlerini şöyle özetledi:

"Unilever olarak iklim dönüşüm eylem planını yayınladık. Ana hatları ile Paris iklim hedefini kapsıyor. Kullandığımız malzemelerin temininden satış ağına 2030 yılına kadar net sıfır hale gelmiyi taahhüt ediyoruz.

Sürdürülebilir üretim noktasında yarının gıdaları diye bir insiyatif başlatıldı. Bu büyük bir vizyon. Küresel gıda zincirinin çevre üzerindeki etkilerini azaltmaya çalışıyoruz.

Ürünleri sürdürülebilir tarımdan elde edilmesi hedefleniyor. Besleyici gıdaların herkes için erişilebilir olmasını istiyoruz. Tüm ürün gruplarında şeker ve tuz gibi unsurları azaltmayı ve en önemlisi de gıda atığını yarı yarıya indirmeyi hedefliyoruz."

Ambalajdaki plastik miktarını 2025'e kadar yarıya indirin hedefi olduğunu ifade Ebru Şenel Erim, "Amacı olan şirketlerin ve markaların kalıcı olacağına inanıyoruz. Markalarımızın mutlaka sürdürülebilirlik hedeflerimizle uyumlu işler, projeler ve kampanyalar yürüttüğünden emin olmak istiyoruz. Bu nedenle ürün dizaynından hammadde tedarikine, ambalajdan fabrikada üretim süreçlerine, ürünlerimizin raflara taşınmasından tüketicilerimizle buluşmasına, tüketici kullanımından atık noktasına ve geri dönüşüm, yeniden kullanıma kadar süreçlerini değer zincirinde izliyoruz." ifadelerini kullandı.