Advertisement
ENERJİ ABONE OL

Bloomberg NEF’in Avrupa’dan 21 yeşil hidrojen şirketiyle düzenlediği toplantıda gerçekleştirdiği ankette, şirketlerin neredeyse üçte biri Almanya’nın en büyük yeşil hidrojen pazarlarından biri olacağını düşünüyor. Şirketler Japonya’nın en büyük ikinci pazar olmasını beklerken İngiltere’nin de en büyük üçüncü yeşil hidrojen pazarı olacağını düşünüyor.

2021’in başına göre şu an hidrojen piyasası için daha iyimser olduklarını belirten şirketler, yine de hidrojenin yaygın kullanımının beklenenden daha yavaş gerçekleşebileceği ihtimalini de göz ardı etmiyor.

Amonyak, metanol ve petrol damıtma gibi halihazırda fosil hidrojen kullanan sektörlerin temiz hidrojene geçişinin daha kolay olacağını belirten şirketler, Avrupa rafinerilerinde temiz hidrojenin neredeyse bioyakıtlar kadar rekabetçi olduğunu vurguladı.

Çelik gibi sektörlerin hidrojene olan talepte önemli rol oynayacağını düşünen şirketler,hidrojen kullanımının çelik sektörünün karbon nötr hedeflerine ulaşması için en önemli mihenk taşlarından biri olabileceğini söyledi.

"Türkiye, Almanya için potansiyel tedarikçiler arasında"

Almanya’nın hidrojen üretimi için büyük ve çeşitlendirilmiş destekler sunmasının ve sektör için sübvansiyonlar vermesinin şirketlerin ülkeyi pazar lideri olarak seçmesinde etkili olduğu düşünülüyor.

Almanya-Türk Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Markus Slevogt, daha önce verdiği bir röportajda Türkiye’nin Almanya’nın yeşil hidrojen ithal edeceği potansiyel tedarikçiler arasında bulunduğunu belirtmişti.

"AHK olarak enerji sektöründeki oyunculara destek olduğumuz gibi yeşil hidrojende de Türkiye'ye aynı desteği vereceğiz." diyen Slevogt, Türkiye'nin ihracatının yüzde 50'den fazlasını Avrupa bölgesine yaptığını ve Türk endüstrisinin önümüzdeki yıllarda bu değişimden etkilenerek iklim dostu teknolojilere yönelebileceğini söyledi.

Türkiye'nin büyük bir yatırıma ihtiyacı var

GAZBİR-GAZMER Temiz Enerji Teknolojileri Merkezi araştırmacıları ise hidrojen üretimi konusunda Türkiye’nin büyük bir yatırıma ihtiyacı olduğunu ve devletin yol haritası oluşturması gerektiğini söylüyor.

Maliyet konusunda diğer ülkelere göre Türkiye’nin rekabetçiliğinin düşük olabileceğini belirten Temiz Enerji Teknolojileri Merkezi Ar-Ge Direktörü Mehmet Kürşad Marancı, “Güneş enerjisiyle üretim konusunda rekabet edebilirliğimiz bulunuyor. Türkiye’nin Avrupa’ya ihracat konusunda da taşıma avantajı var” diye belirtmişti.

İngiltere gibi Türkiye’nin de hidrojen üretimi için bir strateji planı ortaya koyması gerektiğini belirten Marancı, “Bizim de hidrojen üretimi ile ilgili bir strateji planımız olmalı. Hidrojen karbon salınımı açısından da çevreye duyarlı bir gaz” demişti.

En iyi senaryoda maliyet doğalgazın 5-6 katı

Temiz Enerji Merkezi’nin Ağustos ayında yayımladığı hidrojen raporunda yer alan en iyi üretim senaryosunda ise standart metreküp başına üretim maliyetinin 8,23 TL olduğu ifade ediliyor.

Marancı ise laboratuvardaki üretim maliyetinin standart metreküp doğalgaz fiyatının 8-10 katını bulduğunu, sahaya şu an çıksalar bile bu maliyetin en fazla doğalgaz fiyatının 5-6 katına inebileceğini vurguladı.

Yeşil hidrojenin üretiminde maliyetin yüzde 80’lik kısmını elektrolizör kurulum ve işletme maliyeti oluştururken yüzde 9-12’lik kısmını elektrik, yüzde 9’luk kısmını da su arıtım cihazı kurulumu oluşturuyor.