Advertisement

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, emektar bir Çin Komünist Partisi üst düzey yetkilisinin oğlu olarak parti içinde daha çok yetenekleri ile yükselen bir karizmatik lider kimliğine sahiptir. 2012'de göreve geldikten 1 yıl sonra pek çok projenin startını vermiştir. Ülkenin enerji kaynaklarının yerlileştirilmesi, üretimin kırsal bölgelere kaydırılması, Hong Kong ile siyasi ilişkilerin "libere edilmesi" gibi adımları atarken, sessiz sedasız bir büyük "oyun değiştirici" projenin de temellerini attı. Bu proje, bilinen yaygın adıyla "Bir Yol Bir Kuşak", tarihsel gönderme yapılarak kullanılan ismiyle de "21. Yüzyıl İpekyolu" projesiydi.

Şimdi, bu proje ile ilgili biraz malumat verelim, aklınızda tutun çünkü yazının en sonunda bu bilginin uluslararası ilişkiler açısından ne kadar stratejik bir sürecin parçası olduğunu göreceksiniz.

Önce, 21. Yüzyıl İpekyolu projesinin kimlik kartı ile ilgili bilgileri aktaralım, sonra "proje nasıl yürüyecek ve projenin önündeki engeller neler" sorularına yanıt vermeye çalışalım.

Proje; finansman büyüklüğü, kapsamı, ilgili tarafların uzun vadeli çıkarları açısından sahiden "inanılmaz" ölçekleri barındırıyor. Pasifik ile Atlantik'i bir bölümü "hızlı", kalanı "yarı hızlı" veya "normal" demiryolu hatları üzerinden birleştirmeyi öngörüyor. Aşağıdaki haritadan da takip etmeniz mümkün: Hangshou-Pekin-Urumçi hattı üzerinden Çin'i geçiyor; oradan Özbekistan-Kazakistan-Tacikistan-Türkmenistan hattını izleyerek Ortaasya'yı katediyor; Pakistan-İran güzergahını takip ederek, Hazar Denizi'nin maden, doğalgaz ve petrol rezervlerinin her iki yöne(Avrupa ve Çin) taşıyıcısı olarak Türkiye'ye ulaşıyor. Buradan Balkanlar, Orta Avrupa, Amsterdam, Rotterdam'ı toparlayıp Madrid'de Atlantik'le buluşuyor. Bu yolculuk "toplam 16 gün"de tamamlanıyor. Proje tamamlandığında, Hangshou'dan yüklenen bir kargo 16 gün sonra Madrid'e ulaşacak.






Oysa, eski Tarihi İpekyolu hem zahmetli, hem uzun, hem de geçtiği ülkeler bakımından coğrafi sorunluydu. Karayolunu takiben Güney Çin Denizi, Hint Okyanusu, Kızıldeniz, Akdeniz'i geçip, karaya çıkıyor ve bu yolculuğu bugünün koşullarında bile en iyimser hesapla 40 günde tamamlıyor.

Aradaki farka dikkat çekelim: Kargo yükü 40 gün yerine 16 günde adresine ulaşıyor.

Yeni güzergâh, 68 ülkeyi katediyor. Elbet bir çizgi doğrultusunda değil. Ana eksenin kuzey ve güneye açılan kollarıyla 68 ülkeyi kapsıyor. Haritayı dikkatle incelerseniz, ana güzergâh, muhtelif bölgelerde kollar ve saçaklar oluşturarak, yol alıyor. Sonuçta, 4.4 milyar insanın yaşadığı coğrafyanın kan damarlarına dönüşüyor.

Türkiye'nin de yer aldığı "Orta Kuşak İpek Yolu" bölgesinde 21 ülke bulunuyor. Türkiye ise bu orta kuşağın adeta kilit ülkesi.

Proje, tamamlandığında Global GDP'ye 22 trilyon dolar ilave değer sunacak. Halihazırda Global GDP'nin 80 trilyon dolar olduğu tahmin ediliyor. Proje tamamlandığında bu GDP'ye %20'si kadar bir ilave gelecek. Ne kadarlık istihdam yaratacağı konusunda sağlıklı tahminler yapılamıyor ancak, bu stratejik yolun geçtiği bölgelerde ekonominin bir basamak yükseleceğini öngörmek mümkün.

Dünyanın en büyük üreticisi Çin, proje sayesinde Pasifik'ten Atlantik'e bir ürünü 16 günde ulaştırabilecek. Bilinen bir model yardımıyla söylemeye çalışalım: Diyelim ki, Zara'nın tasarımcıları 15 Mart'ta bir ürün yarattı. Ve sadece Nisan Yağmurları sırasında giyilmek üzere. Ürünün prototipinin online ortamda paylaşılmasından Barcelona'ya son ürün olarak ulaşması sadece 16 günde(1 Nisan'da) mümkün olabilecektir. Şaka gibi ama değil. Ürün "modası geçmeden", "moda merkezlerindeki vitrinlerde" yer alacaktır.

Bu kağıt üzerindeki projenin büyüme, yayılma ve tamamlanma durumuna dair bir çıkarsamadır.

Peki, gerçek hayatta neler oluyor?

Şimdi yazının bu bölümünde sizi sarsarak uyandıralım. 10 gün kadar önce, Sudan'da bir askeri darbe oldu. Sizce, darbenin sebebi neydi? Diktatör Ömer El Beşir'in baskıcı yönetimi mi? İkiye bölünen Sudan'da halkın birleşme çabası için verilmiş bir uğraş mı? Halkın, yoksulluğun pençesinden kurtuluş için can havliyle gerçekleştirdiği bir kitlesel eylem mi?

Hepsi... Ama aslında hiçbiri.

El Beşir'e yönelik askeri darbenin altında, Çin'in sessiz sedasız yürüttüğü "Bir Kuşak Bir Yol" projesi var dersek, ne dersiniz? Hemen bir kanıt sunalım ve yazıyı noktalayalım: El Beşir, uzunca bir süredir Çin devleti ile Uranyum Zenginleştirme çalışmaları yürütüyordu. Ülkenin önemli altyapı projelerini "yap-işlet-devret" yöntemiyle Çin devlet şirketlerine yaptırıyordu. Başka? Başka bir faktör daha var: El Beşir, yine Çin'le "Bir Kuşak Bir Yol" projesinin Çad-Sudan arasındaki bölümünün Sudan için son derece astronomik bütçeli demiryolu hattını tamamlamak üzereydi, devrildi.

ABD, kendi iradesi dışında dünyanın herhangi bir bölgesinde cereyan eden hiçbir oluşuma seyirci kalmıyor. Bir de, bu oluşumların altında Rusya veya Çin varsa, o zaman bir "aktivist" ülke görünümüne bürünüyor ve işlemi sonlandırıyor.

Peki, ABD'nin bu atakları projeyi akamete uğratır mı? Hayır.

Geciktirir mi? Evet