Advertisement

Yazının başlığına bakarak, "Pirelli Takvimi" gibi bir beklenti içine girenlerden peşinen özür diliyorum. Konumuz basit ama bir o kadar da çetrefilli VW yatırımı ile ilgili. Aylardır tartışılan "Volkswagen'in Almanya'dan kaydırılan içten patlamalı motor(otomobil) yatırımı hangi ülkeye gidecek" sorusuna yanıt vermeye çalışalım bir kez daha.

Nisan ayında yazdığımız yazı bu sitede duruyor. Merak edenler bakabilirler.

Şimdi, virajdan sonraki en son düzlükteyiz.

Takvim şöyle:

12 Temmuz'da VW yönetimi yatırımcı ülke ile ilgili kararı almak üzere konuyu yönetim kuruluna götürecek. Bilindiği gibi, VW 2. Dünya Savaşı'nın ayak seslerinin hissedilmeye başlandığı 1935 yılında Hitler'in talimatıyla "Rusya steplerinin dondurucu soğuklarında dahi motoru çatlamayacak ve çalışır vaziyette kalacak" bir araç olarak üretildi. Volks(Halk)+Wagen(Araç, Yürüyen Şey) olarak Porsche markasının yaratıcısı Ferdinand Porsche tarafından yaratıldı.  Logosundaki simgeler ise "Kale Kadar sağlam, Kurt Kadar Sadık, Su Kadar Akışkan" nitemlerini barındırıyor.

Halen; VW'in çatısı altında Audi, Seat, Bentley, Skoda, Ducati gibi değişik markalar bulunuyor. 

VW markası altında halen; İsveç, Norveç, Danimarka, Rusya, İngiltere, İrlanda, İskoçya, Hollanda, Avusturya, İsviçre, Güney Afrika, ABD ve Arjantin'de üretim yapılıyor.

Bir önceki yazımda belirttiğim gibi, VW'in yeni yatırımının yapılacağı 5 ülke elemeden geçirilerek 2'ye indirildi hatırlayacaksınız: Bulgaristan ve Türkiye.

Tekrar başa dönelim: 12 Temmuz'da VW Yönetim Kurulu toplanarak yatırımcı ülkeyi belirleyecek. Türkiye'nin şansı %50 doğal olarak. Ancak, arada küçük detaylar var, Türkiye'nin şansını azaltan/artıran faktörler olarak.

Şöyle ki;

VW'in hisselerinin %20'si Alman devletine aittir. Bu hakların kullanımı Niedersachan Eyaleti'ne, dolayısıyla bu eyaletin parlamentosuna aittir. Bu ayrıntıyı niçin vurguluyoruz? Şundan: VW yönetimi yatırım için bir ülkeyi işaret edip kenara çekilecek ve eyalet parlamentosunun onayını bekleyecek. Bu yetmez. Oradan Federal Parlamentoya gelecek karar taslağı. İşte, iş tam da burada çatallanıyor. Çünkü, Federal Parlamento'daki Sosyal Demokratlar(SPD) ve aşırılar(AfD) yatırımın Türkiye'ye gitmesine net biçimde karşı çıkıyorlar. CDU-CSU(Hıristiyan Demokratlar ve Hıristiyan Birlik) bloğu ise tamamen "nötr" bir pozisyon almış durumda, Türkiye konusunda.

Aynı prosedürün eyalet parlamentosunda da geçerli olduğunu unutmayın bu arada.

Diyelim ki; VW yönetimi "Türkiye" dedi. Eyalet Parlamentosu "Bulgaristan" dedi. Bu iki aşama federal parlamentoda kesinleşecek veya yok hükmünde kabul edilecek.

VW yönetiminin verdiği karar da, eyalet parlamentosunun kararı da sonuç doğurucu bir etki yaratmayabilir. Ya da tersine yaratabilir. Şöyle: VW "Bulgaristan" dedi. Eyalet Parlamentosu da "Bulgaristan" dedi. Bu durumda Bulgaristan'ın şansı federal parlamentoda yükselecek. Tersi de sözkonusu,  Türkiye'nin şansı da aynı sistematik içinde artabilir/azalabilir.

1.3 milyar Euro'luk bu yatırımın hangi ülkeye gideceği ile ilgili süreç Almanya ile sınırlı değil elbet. Muhatap ülkelerin VW'e vereceği tavizler(teşvikler diyelim) de önemli. Bulgaristan'ın neler taahhüt ettiğini bilmiyoruz şimdilik. Ama Türkiye'nin "3 haneli doğrudan veya dolaylı destek sözü verdiği" Alman basınında yazılıyor. 3 haneli teşvik 100-999 milyon Euro aralığı demektir.

Şimdi hep birlikte ertelenmediği takdirde VW yönetim kurulunun 12 Temmuz'daki toplantısını, ardından eyalet parlamentosundaki oylamayı, nihai olarak da Federal Parlamentodaki oylamayı takip etmeliyiz. Biz takip ederiz ama hükümetin sadece takip etmekle yetinmeyip "lobi-kulis-diplomasi" faaliyetleri de yürütmesi gerekir.

Karar Kasım ayında açıklanacak. Şansımız sürüyorVakit ise daralıyor.