Advertisement

Boris Johnson'ın başbakanlığı ile başlayan İngiltere&AB süreci konusunda kafalar karışık. Biraz ışık tutmayı deneyeceğiz bu aşamada. Sterlin nereye gider; İngiltere ekonomisi sarsılır mı, sarsılırsa bunu ne zaman atlatır; AB dağılır mı?

Dikkatli Bloomberg HT izleyiciler hatırlayacaktır: İngiltere Brexit için referanduma giderken 6 ay öncesinden "İngiltere AB'den tıpış tıpış ayrılıyor" tezinin sahibi olarak, bundan sonrasına dair görüşlerimizi ifade etmeye çalışacağız.

İngiltere AB'den ayrılıyor; üstelik sert bir Brexit ile. Nerden biliyoruz bunu? Başbakan Boris Johnson'ın kabinesindeki "kimya"ya bakarak ve Brexit için ayrılan bütçenin 2 katına çıkmasından.

İngiltere, sıradan bir ülke değildir. Halkı karar verdi ve AB'den çıkıyor. Çünkü, İngiltere AB içinde "küçük ve sıradan bir faktör" olmaktan "usandı".

Şimdi İngiltere, yeryüzünde kendine yeni bir mevzi ayarlıyor.

Boris Johnson'ın yeni kabinesine baktığımızda, bu iradeyi açık seçik görüyoruz.

Kabine, olağanüstü düşünülmüş ve ince ayarları yapılmış bir bileşimi yansıtıyor: İngiltere'nin 19. yüzyıldaki ruhunu temsil ediyor. Peki 19. yüzyıldaki İngiltere neydi? Dünya Lideriydi, sonra bu liderliği ABD'ye devretmek zorunda kaldı. İki dünya savaşı sonrasında İngiltere bayrağı ABD karşısında yarıya indirdi. Teslim değil ama profili düşürülmüş bir İngiltere ile bugüne gelindi. Şimdi, İngiltere eski ihtişamlı günlerine dönüş için bir çıkış peşinde.

Kabineye gelelim: Yeni İngiliz kabinesi İngiltere'nin "muhteşem yüzyılı"nın tüm DNA'sını taşıyor.

İngiltere nedir? Bugünkü "ada"ya sıkışmış bir "tıfıl" ülke değil elbet. 50'den fazla üyesi bulunan Commonwealth(İngiliz Milletler Topluluğu) kümesinin lideridir. Bu liderlik neye tekabül ediyor? Guyana'dan Hindistan'a, Kenya'dan Malawi'ye, Yeni Zelanda'dan Avustralya'ya, Güney Afrika'dan Sri Lanka'ya, Uganda'dan Tanzanya'ya, Bangladeş'ten Kanada'ya uzanan Commonwealth ülkelerinin "açık", "örtük" veya "zımni" desteği İngiltere'den yanadır. BM, WTO, OECD, FAO, WHO ve benzeri uluslararası örgütlerde Commonwealth ülkeleri oy kullanırken, karar alırken, görüş bildirirken İngiltere'nin "temel çıkarları"nın aksine davranmamaya özen gösterirler. Commonwealth ülkelerinin önemli bir bölümünde "devlet başkanlığı" makamı yoktur. Örneğin; Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda vs. Bu makam Birleşik Krallık Kraliçesi tarafından "sembolik" olarak doldurulmuş durumdadır. Bu geçmişteki "tarih birliği"ne dayalı bir geleneğin hala capcanlı yaşadığının kanıtıdır.

Dağınık sarı saçlı, uçarı, haşarı, ele avuca sığmaz bir görüntü veren İngiltere'nin yeni Başbakanı Boris Johnson, tüm bu gerçeklerin farkında olarak "esaslı bir takım/kabine" oluşturdu.

Mesela; İçişleri Bakanı Priti Patel Commonwealth'in bir parçası Hindistan orijinlidir. Patel Ailesi, Hindistan'da 3. kastın üyesidir. Bu kast, tacirdir ve dünyanın heryerinde otel, motel. tatil köyü, yerleşke sahibidir.

Mesela; Maliye Bakanı Sajid Javid Commonwealth'in eski parçalarından Pakistan orijinlidir. Müslüman bir göçmen aileden gelmektedir ve bir önceki hükümette etkin bir bakanlığı yönetmiştir ayrıca.

Mesela; Dışişleri Bakanı Dominic Raab bir önceki hükümette Brexit Bakanı olarak görev yapmıştır ve Brexit'in(güçlü İngiltere'nin) savunucusudur. Çekoslovakya orijinli bir Musevi aileden gelmektedir.

Mesela; Kuzey İrlanda Bakanı Juilian Smith Birleşik Krallık'ı oluşturan 4 bölgeden tarihsel misyonu bakımından her an İngiltere'den ayrılmaya meyyal İskoçya'dandır ve yeni hükümette "zamk" işlevi görecektir.

Mesela; Adalet Bakanı Robert Bucklana tahtın güçlü varislerinden Gal Prensi Charles'ın ülkesindendir.

Mesela; Uluslararası Ticaret Bakanı Elizabeth Truss, "solcu" bir aileden gelmekte ve İşçi Partisi'nin tezlerini hükümet içinde savunma misyonunu temsil etmektedir.

Başka ayrıntılar da var: Mesela; Eğitim Bakanı Gavin Williamson, Kültür, Medya ve Spor Bakanı Nicky Morgan Theresa May tarafından görevden alınan iki bakandır ve Boris Johnson tarafından kabineye alınarak itibarları iade edilmiştir.

Resim bu: Birleştirelim kareleri; Boris Johnson'ın kabinesi; İngiltere'nin 19. yüzyıldaki köklerini temsil eden, Commonwealth ülkeleri ile genetik ve organik ilişkileri olan, Theresa May döneminin küskünlerini biraraya getiren, Birleşik Krallık'ın tüm bölgelerini temsil eden, Muhafazakar Parti'nin alternatifi İşçi Partisi'nin tezleri ile uyumlu isimleri de barındıran ve son tahlilde İngiltere'yi AB'den hızla uzaklaştırma ve 19. yüzyıl özlemlerine taşıyan bir karakter arzetmektedir.

Bir yol kazası olmadığı takdirde, İngiltere'nin dünya sahnesine(21. yüzyılda) 5. Element olarak dönmesini sağlayacak bir alaşım sözkonusudur yeni kabinede.

5. Element ne?

ABD, Çin, Japonya ve Almanya'nın ardından dünyanın 5. ekonomik gücü.

 

*Yazının başlığında geçen Sterlin yazıda geçmemektedir. Onu da okuyucunun yerleştirmesine bırakıyorum.