Advertisement

12 Eylül’de TOBB ve TÜSİAD ev sahipliğindeki G-20 toplantısında emtia fiyatlarındaki dalgalanmaların makroekonomik istikrar üzerindeki olumsuz etkileri ve olası çözümleri ele alınacak. Değerlendirmeye çalışayım.

Oynaklık (volatilite) ve olumsuz etkisi. Fiyat oynaklığı verimli çalışan gıda Borsalarının ortak özelliğidir. Ancak oynaklık beklenmedik ölçülerde artarsa, tüketici, çiftçi ve tüm ülkeye olumsuz etkileri olur. 2007 yılından bu yana emtia fiyatlarındaki aşırı oynaklık (özellikle enerji ve gıda) küresel ekonomi için endişe veriyor. Piyasaların verimli çalışması için oynaklığın bir ölçüde gerekli olmasına karşı aşırı oynaklık belirsizliği artırır ve her kesimde ileriye dönük planlamanın yapılmasını zorlaştırır. Finansal emtia piyasalarında şeffaflığın eksik olması da belirsizliğin artmasına ve daha çok oynaklığa yol açıyor. Gıda fiyatlarında oynaklık, üreticiden tüketiciye ulaşan tedarik zincirinde hemen hissedilmez, ama şirketlerin karlılığını ve rekabeti etkiler. Son yıllarda birçok şirketin temettü ödemeleri bu yüzden aksıyor. Finansal piyasaların amacı tüketici ve üreticiyi bu oynaklığa karşı korumaya yönelik mekanizmayı işletmektir. Oysa, mekanizma piyasalarda işlem hacminin yükselmesine yönelik yapılandırılmıştır. Örneğin, enerji piyasalarında işlem hacmi spot piyasalara kıyasla 35 kat daha fazladır (teorik olarak ‘open İnterest’ sonsuza kadar gidebilir). Aynı şekilde,  CME borsasında tüm dünya üretiminden 46 defa daha fazla buğday işlem görmektedir.  G-20 üyeleri bu piyasaların önde gelen aktörleri olup küresel tarım alanlarının %65’ine sahipler.


Aşırı oynaklığın sebepleri. Küresel emtia piyasaları son derece oynak oldu ve bu durumun uzun süre kolayca değişmesi beklenmiyor. Birçok faktör sayılabilir. Enerji sektöründe maliyet ve fiyatın yükselmesi, politik belirsizlikler, doğal afetler gibi faktörler gıda arzını olumsuz etkiliyor. Öte yanda, finansal piyasaların gelişmesi ve spekülasyon, aşırı likidite ile hedge fon faaliyetlerinin artması dalgalanmaların daha da devam edeceğini gösteriyor. Bio-Yakıt üretiminin de oynaklığa etkisi büyük. ABD dünya’da en fazla mısır üreten ülke ve Ethanol çevrimindeki teşvikleri mısır arzının piyasadan çekilmesine neden oluyor. 2007 yılından sonra mısır üretiminin %30 kadarı gıda ve hayvan besisi yerine Ethanol üretimine ayrılıyor. Soya fasulyesi ve Avrupa’da Kanola üretimi de Bio-Yakıt’a kayıp veriyor. Buna ilave olarak Çin ve Hindistan gibi gelişen ülkelerde orta sınıfın palazlanması ve artan gıda talebi 2007/2008 gıda krizini hazırlayan mükemmel fırtınaydı.



Oynaklığın azalması için neler yapılabilir? Finansal emtia piyasalarında denetim ve yönetim iyileştirilebilir. ABD ve Avrupa’da bu yönde çabalar var ama maliyetleri artıracağından gönülsüz davranıyorlar. Denetim ve yönetim dengesini kurmak son derece hassas bir konudur ve uygulanması zordur. Bilinen örnekleri ile aşırı denetim süreçleri endüstriyi dar boğaza iterken, denetimsizlik yolsuzluklara yol açar. Fiziki emtia piyasalarında şeffaflığın artırılması, istatiksel arz ve talep raporlarına güvensizlik gerçek fiyatın oluşmasını engeller ve oynaklığı yol açar. Tabi, oynaklığın artması riskleri beraberinde getirdiği gibi fırsatları da oluşturur. Donanımlı ve hazırlıklı şirketler bu durumdan fayda sağlıyabililer, oynaklığı avantaj’a dönüştürebilirler. Oynaklığın aşırı yüksek olduğu süreçlerde şirketlerin geleneksel emtia yönetimi ya da maliyet düşürme politikaları yeterli olmaz. Bilgi ve güçlü bir analitik çaba ile  oynaklığı fırsata dönüştürecek stratejilerin geliştirilmesi gerekir. Satın alma, üretim, finansman, satış ve pazarlama, teknoloji kullanımı gibi faaliyetlerin entegre edilip holistik (bütüncül) strateji çerçevesinde yapılmalıdır. Oynaklığın getirdiği riskleri net bir şekilde tasarlamak ve uygulamaya geçirmek şirketler için pek kolay olmayan bir uğraşıdır.

Oynaklığın azalması için neler yapılabilir ? Finansal emtia piyasalarında denetim ve yönetim iyileştirilebilir. ABD ve Avrupa’da bu yönde çabalar var ama maliyetleri artıracağından gönülsüz davranıyorlar. Denetim ve yönetim dengesini kurmak son derece hassas bir konudur ve uygulanması zordur. Bilinen örnekleri ile aşırı denetim süreçleri endüstriyi dar boğaza iterken, denetimsizlik yolsuzluklara yol açar. Fiziki emtia piyasalarında şeffaflığın artırılması, istatiksel arz ve talep raporlarına güvensizlik gerçek fiyatın oluşmasını engeller ve oynaklığı yol açar. Tabi, oynaklığın artması riskleri beraberinde getirdiği gibi fırsatları da oluşturur. Donanımlı ve hazırlıklı şirketler bu durumdan fayda sağlıyabililer, oynaklığı avantaj’a dönüştürebilirler. Oynaklığın aşırı yüksek olduğu süreçlerde şirketlerin geleneksel emtia yönetimi yada maliyet düşürme politikaları yeterli olmaz. Bilgi ve güçlü bir analitik çaba ile  oynaklığı fırsata dönüştürecek stratejilerin geliştirilmesi gerekir. Satın alma, üretim, finansman, satış ve pazarlama, teknoloji kullanımı gibi faaliyetlerin entegre edilip holistik