Lisanslama sistemimiz üzerine...
Yurdumuzda yıllardır düzenlemekte olmalarına rağmen hala bir sistematiğe bağlanamamış olan, sürekli değişen ve yüksek oranda hatalar içeren sınavlar öğrencilerimizi, öğretmenlerimizi ve velileri büyük ölçüde mağdur ediyor.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın yıllardır deneme-yanılma yöntemiyle, bilimsellikten uzak yaklaşımlarla doğruyu bulmaya çalıştığı sınav sistemimiz maalesef bu sene de büyük skandallara imza attı.
Lise çağında iki çocuğu olan ve biri geçen sene, biri de bu sene Anadolu liselerine ve özel okullara giriş sınavlarına katılmış olan bir baba olarak yapılan yanlışları yakından izleme fırsatım oldu. MEB, TEOG adını verdiği bu seneki deneyinde bir çok soruda hata yaparak onbinlerce öğrencinin adil bir şekilde sınanmasını yine beceremedi.
Benzer hatalar üniversite giriş sınavlarında ve KPSS adı verilen kamuya memur alım için yapılan sınavlarda da sürekli gözleniyor.
Ben eğitimci değilim ve bu konuda yorum yapmak yetkisini kendimde görmüyorum ama sermaye piyasalarında yıllardır görev yapan birisi olarak sektörümle ilgili bu konudaki gözlemlerimi yazmaya hakkım var diye düşünüyorum.
Bilindiği üzere, sermaye piyasasında çalışmak isteyen uzmanların belirli lisanslara sahip olmaları gerekmektedir. Hemen hemen dünyanın her ülkesinde düzenleyici kurumlar yatırımcılara daha iyi ve adil hizmet verilmesini sağlamak için bu tür lisansların alınmasını zorunlu tutarlar ve bu konuda detaylı düzenlemeler yaparlar.
Yurdumuzda da lisanslama sınavları 2011 yılında kurulmuş Sermaye Piyasası Lisanslama ve Eğitim A.Ş. (SPL) tarafından veriliyor. Kuruluşu üzerinden üç yıl geçmiş olmasına rağmen SPL’nin bu konuda standardizasyonu henüz sağlayamamış olması sermaye piyasamızın geleceği açısından sıkıntı yaratmaktadır.
25 yılı aşkın bir süredir sermaye piyasasında görev yapan birisi olarak sektörümüzün en zayıf yanının insan kaynaklarındaki yetersizlik olduğunu düşünüyorum. Bu konuya ayrı bir yazıda daha detaylı değineceğim, ancak halihazırdaki kadrolarıyla yatırım kuruluşlarımız Türkiye Sermaye Piyasası'nı hükümetin koymuş olduğu 2023 yılı hedeflerine taşıyabilecek düzeyde değillerdir. Uluslararası standartlarda temel ve teknik eğitimlerden geçmiş, evrensel etik kuralları ve mesleki prensip ilkelerini benimsemiş kadrolara büyük ihtiyaç vardır. Yeni yetenekleri, uzmanları sektörümüze kazandırmazsak 2023 yılı hedefleri hayal olmaktan öteye gidemez.
SPL sınavlarında ortalama başarı yüzdesinin %10 seviyesinin altında hatta bir çok sınavda %3'ler civarında olması sistemdeki yanlışlığın ve tıkanıklılığın en önemli göstergesidir. Sektörümüzde çalışan kadroların eğitim ve zeka düzeyleri çok düşük seviyede olmadığına göre bu derece düşük bir başarı oranı sadece ve sadece sınav sisteminin zayıflığı ile açıklanabilir. Sınav hazırlık materyallerinin son derece yetersiz olması, ölçüm sisteminin belirsizliği, sınavlardaki soruların alınacak lisans alanıyla ilgili olmaması ve çok sayıda hatalı soru çıkması (bazı sınavlarda %20’ye varan oranda) başarı yüzdesi düşüklüğünün temel nedenleridir.
Bu arada belirtmem gerekir ki, SPL Sermaye Piyasası Kurulu'nun (SPK) girişimiyle kurulmuş ve ağırlıklı olarak SPK tarafından yönetilen bir şirkettir. Bir önceki SPK yönetimi şirketin organizasyonunu yanlış oluşturmuş ve kurumsallıktan uzak, iyi işlemeyen bir yapı kurmuştur. Yeni SPK yönetimi bu zaafların farkında olup, gerekli önlemleri almaya başlamıştır. Lisanslama konusunda yeni bir düzenleme yapılmakta olup, önümüzdeki dönemde sorunların nisbeten azalacağını öngörmekteyiz.
Dünyada sermaye piyasası alanındaki lisanslama sınavlarının "altın standardı" CFA Institute adlı kuruluş tarafından verilen Chartered Financial Analist (CFA) sınavıdır. 1963 yılından beri düzenlenmekte olan bu sınav 150'ye yakın ülkede yapılmakta olup, yaklaşık 200,000 kişi her yıl bu sınavlara girmektedir. Üç seviyeden oluşan ve herbiri 6 saat süren sınavları geçen katılımcılar mesleki tecrübe şartlarını da yerine getirmeleri durumunda CFA ünvanına hak kazanırlar. Dünyada halihazırda 100,000 civarında CFA ünvanlı yatırım uzmanı bulunmaktadır. Aralarında SPK'nın da bulunduğu 19 ülkenin düzenleyici kurumu CFA ünvan sahiplerini yerel sınavların çoğundan muaf tutmakta ve eşdeğerlik vermektedirler. Aralarında New York University, Oxford Business School, INSEAD, Peking University ve yurdumuzdan Koç, Sabancı, Bilkent Üniversitesi gibi 125 değerli eğitim kurumu CFA Programını kendi müfredatlarına katmışlardır.
1994 yılında beri CFA Institute'ta çeşitli gönüllü görevlerde bulundum ve üç yıldır yönetim kurulu üyesi olarak görev yapmaktayım. Bu yirmi yıllık süre içinde bu sınav sisteminin CFA Institute yöneticileri tarafından neredeyse kutsal bir emanet gibi korunduğunu ve sürekli geliştirildiğini gözlemledim. Bugüne dek yapılan bunca sınavda ne bir skandal oldu, ne de yanlış bir soru veya sınava girenler aleyhine gelişen bir haksızlık gözlemledim. Bu mükemmele yakın organizasyonu böyle bir kısa yazıda hakkıyla anlatmak pek mümkün olmasa da ancak yine de prosesi kısaca özetlemeye çalışacağım.
CFA sınavları CFA ünvanına sahip gönüllülerden oluşan bir Sınav Danışma Kurulu'nun (Education Advisory Committe) gözetiminde geliştirilir. Her yıl dünyanın çeşitli ülkelerinde tecrübeli yatırım uzmanları ile yapılan uzun toplantılar sonucunda sermaye piyasalarındaki gelişmeler belirlenir ve sınav içeriği bu gelişmeler doğrultusunda dinamik olarak her yıl geliştirilir (Global Practice Analysis). Örneğin, son yıllarda türev ürünlerdeki gelişmeler bu konudaki soruların ağırlığını bir derece arttırmıştır. 2008 krizi ise etik kurallar ve mesleki çalışma prensipleri ile ilgili soruların ağırlığının bir derece arttırılmasına neden olmuştur. Geçtiğimiz sene bu toplantılardan birisi çeşitli portföy yönetim şirketi ve aracı kurum yöneticilerinin katılımıyla İstanbul'da da yapıldı. Bu toplantıların yanısıra değişik coğrafyalarda yapılan ve sermaye piyasanın değişik paydaşlarına yönelik anketlerle sınav içeriği ve yöntemleri sürekli olarak geliştirilmektedir. (Bugüne 16,100 değişik anket yapılmış.)
Bu çalışmalar ışığında sınavlama konusunda uzman danışmanların ve eğitimci kadroların işbirliği ile dinamik ve güncel bir bilgi seti (Candidate Body of Knowledge) oluşturulur. Bu bilgi seti yatırım uzmanlarının kariyerlerinin çeşitli aşamalarında ihtiyaçları olacak temel kavramları ve bilgileri içerir. İstatistik, Ekonomi, Finansal Analiz, Hisse Senedi Yatırımları, Sabit Getirili Yatırım Araçları, Türev İşlemler, Portföy Yönetimi, Etik Kurallar gibi konularla ilgili materyaller elektronik ortamda sınav tarihinden bir yıl önce adaylara ulaştırılır. Geçmiş yıllarda sınav hazırlık malzemeleri piyasada satılan kitaplardan oluşuyordu. Bugün itibarı ile sınav hazırlık malzemelerinin %90'ı içeriğin hedeflenen bilgi setine daha yakın olması amacıyla CFA Institute uzmanları tarafından hazırlanmaktadır. Birinci seviye sınavı çoktan seçmeli olup, daha çok temel kavramları ölçer. İkinci ve üçüncü seviyede ise gittikçe yoğunlaşan ağırlıklarda uygulamaya yönelik bilgiler ölçülür. Sınav kalitesini yükseltmek için sınavların yöntem ve içerikleri test ve ölçüm konularında uzman bağımsız kadrolar (pyschometricians) tarafından da denetlenir.
Sınav kitapçıkları basıldıktan sonra CFA Institute çalışanları tarafından detaylı kalite kontrol yapılır ve kitapçıklar sınav tarihine kadar güvenli bir ortamda saklanırlar.
Sınavlar öncesinde uzman CFA Institute personeli sınavların verileceği ülkelerdeki sınav mekanlarını kontrol ederler, yerel gözetmenleri eğitirler ve sınavın sorunsuz geçmesi için gerekli önlemleri alırlar.
Sınavlar bittikten sonra tüm kitapçıklar ve cevap formları güvenli bir şekilde CFA Institute’un Charlottesville’deki genel merkezine getirilir. Çoktan seçmeli sınav sonuçları elektronik ortamda değerlendirilir. Diğer bölümler ise her yaz Charlottesville’de toplanan yüzlerce gönüllü CFA tarafından büyük bir disiplin içerinde notlanır. Bu proses hakkında başlı başına bir yazı yazılabilir. Sınava giren her adayın adil ve doğru değerlendirilmesi bir numaralı düsturdur.
Tüm değerlemeler defalarca kalite kontroldan geçtikten sonra sonuçlar CFA Institute uzmanlarından ve bağımsız danışmanlardan oluşan bir ekibe iletilir ve Angoff metodu adlı bir yöntemle her sınav için en düşük başarı notu (minimum passing score - MPS) belirlenir. MPS’in belirlenmesinde geçmiş sınav sonuçları ve çeşitli istatistiki veriler gözönüne alınır. Sınav geçiş yüzdeleri geçmişte tüm seviyelerde %38-42 arasında dalgalanmıştır.
Her seviye için MPS belirlendikten sonra sonuçlar CFA Institute Yönetim Kurulu’na sunulur ve MPS’ler yönetim kurulu tarafından onaylanır ve sınav sonuçları adaylara duyurulur.
Her aşamasında yoğun kalite kontrol yöntemleri uygulanan bu sınav sisteminin yanlış ölçüm yapması veya sınavlarda hatalı soru çıkması ihtimali sıfıra yakındır. Buna rağmen tüm sınav prosesi sürekli geliştirilmeye çalışılır.
CFA sınavları 1963 yılından beri yapıldığı için SPL sınavlarını onlarla kıyaslamak büyük bir haksızlık olur. Ancak, bu konuda daha fazla zaman kaybına ne sektörün, ne de SPK’nın tahammülü olduğu ortadadır. Umarız SPK’nın yeni tebliği ve SPL bünyesindeki reorganizasyon lisanslama sistemizi kısa zamanda daha iyi bir seviyeye getirir. Sektörün ve Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği’nin de bu şirketin gelişmesi yönünde çaba sarfetmeleri şarttır.
Attila Köksal, CFA