Çin hükümetinden Türkiye'ye üç mesaj
Dünya gündeminden ABD-Çin ticaret savaşı görüşmeleri bir türlü düşmüyor.
ABD, Çin'e karşı hamlelerini sertleştirirken, Çin hükümeti, tüm dünyada gücünü artırmanın peşinde.
Çin, 2013 yılında açıkladığı "İpek Yolu Ekonomik Kuşağı ve 21. Yüzyıl Deniz İpek Yolu" projesiyle etki alanını genişletme çabasında.
Asya’yı, Avrupa’yı, Afrika’yı ve hatta Güney Amerika’yı birbirine bağlama hedefiyle yola çıkan girişimin toplam değeri 3.67 trilyon dolar düzeyinde. Geçtiğimiz ay Pekin'de düzenlenen 'Kuşak ve Yol' Forumu'nda 64 milyar dolarlık anlaşmaya imza atılmıştı.
Çin, ulaşım ve altyapı tarafındaki hamlelerini son dönemde hızlandırdı. Deniz İpek Yolu üzerinde bulunan stratejik limanlara yatırım yapan Çin, Yunanistan, Portekiz ve son olarak İtalya limanlarına yatırımlarıyla gündeme geldi.
Orta koridorda yer alan Türkiye, projede kritik konumda bulunuyor.
2015 yılında Kumport Limanı'nı satın almasının ardından Türkiye'de de ulaşım ağları tarafındaki yatırımlarıyla etki alanını genişletmeye çalışıyor. Son olarak geçtiğimiz hafta Türkiye Çin arasında demir yolu hatları için finansman anlaşması imzalandı.
Çin'in şu an Türkiye'deki yatırım miktarı 2,8 milyar dolar seviyesinde fakat 2021 yılına kadar yatırım hacminin 6 milyar dolara çıkarılması hedefleniyor.
Geçtiğimiz hafta Çinli yetkililerden gelen açıklamalar, iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlenmesini temenni eder nitelikteydi.
"TÜRKİYE'NİN ÇOK TARAFLILIĞI SAVUNMASI ÇİN'E DESTEK VERİR"
Bir grup Türk gazeteci heyeti olarak Çin'de temaslarda bulunduk. Kuşak ve Yol Girişimi'nin önemli çıkış noktaları olan Fuijan ile Xiamen eyaletlerini ziyaret ederek, Çin Dışileri Bakanlığı yetkililerini dinledik.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lu Kang, Üçüncü köprünün Çinli yatırımcılara satış sürecinin yeniden hızlandığını doğrulayarak olumlu haberler beklediklerini belirtti. ABD-Çin ilişkisinde artan tansiyonun Türkiye-Çin ilişkisini etkilemeyeceğini kaydeden Kang, bölgede oldukça etkili bir pozisyonda olan Türkiye'nin bağımsız bir politika izlediğini söyledi.
Kang, Haziran ayında Japonya'da düzenlenecek G-20 Zirvesi'nde Türkiye'nin duruşunun önemine dikkat çekerek Türkiye'nin bu platformdaki etkisinin büyük olduğunu ve bu tür uluslararası platformlarda Türkiye'nin çok taraflılığı savunmasının Çin tarafı için büyük bir destek olacağını ifade etti.
"BASKILARIN ARTTIĞI BU DÖNEMDE DAYANIŞMAYI GÜÇLENDİRMELİYİZ"
Çin Dışişleri Bakanlığı Batı Asya ve Kuzey Afrika Müdürlüğü Müdür Yardımcısı Qian Minjan ise Türkiye ve Çin üzerindeki baskıların arttığı bu dönemde dayanışmanın güçlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak Koordinasyon Merkezi kurma çalışmalarına hız verilmesi gerektiğini ifade etti.
Son dönemde Çinli firmaların Türkiye'deki yatırımlarını hızlandırdığını kaydeden Minjan, üçüncü nükleer santral projesi görüşmeleriyle ilgili "Üçüncü nükleer santralle ilgili hükümetler arası müzakereler yapıldı, anlaşmazlıklar da gideriliyor. Bu stratejik ve ekonomik bir projedir. Hükümetimiz bu konuda yeterince siyasi niyeti gösterdi. Sorumluluklar artık firmalarda geri kalan işleri onlar yapmalıdır" açıklamasında bulundu.
"ÇİN, TÜRKİYE'YE KARŞI TEK TARAFLI TİCARET FAZLASI PEŞİNDE DEĞİL"
Yatırımlar cephesinde yetkililerden gelen mesajlar bu yöndeydi. Türkiye-Çin arasındaki diğer önemli bir konu da ticari ilişkiler. İki ülkenin ticaret hacmi 24 milyar dolar seviyesinde. Geçtiğimiz sene Türkiye'nin Çin'e ihracatı 3 milyar dolar olurken, ithalatı 21 milyar dolar olarak gerçekleşmişti. Çin, en büyük ikinci ithalat pazarımız. 2021'e kadar Çin’e ihracatın 8 milyar dolara çıkarılması hedefleniyor.
Minjan'a bu açığın kapatılması için önümüzdeki dönemde nasıl bir yol izleneceğini sorduk. Minjan, Çin'in Türkiye'ye karşı tek taraflı olarak ticaret fazlası peşinde koşmadığının altını çizerek dengeli ve sürdürülebilir bir yapının daha sağlıklı olduğunu söyledi. Türk tarafının ticaret açığının 2 ülkenin ekonomik yapısından kaynaklandığını kaydeden Minjan, Türkleri 5-10 Kasım'da Şanghay'da ikinci kez kapılarını açmaya hazırlanan Çin Uluslararası İthalat Fuarı'nda yer almaya çağırdı.
Türkiye'nin özellikle hangi alanlarda Çin'e ihracatını güçlendirebileceği sorusunun cevabı Çin’in en önemli eyaletlerinden Fujian eyaletinin Dışışleri Ofisi Başkanı Wang Tianming'den geldi. Geçen sene Türkiye ile 10 milyar RMB ticaret hacminin yaratıldığı eyaletin temsilcisi, Türkiye'den ağırlıklı olarak mermer ithal ettiklerini kaydederek Çin'de hayvancılık, et ve süt ürünleri, dericilik ve gıda alanlarında Türkler için büyük potansiyel olduğunu söyledi.
"LİMAN KOALİSYONUNA TÜRKİYE DE DAHİL OLMALI"
Tianming, gelecek deniz ipek yolunun uzamasında Türkiye'yi önemli bir noktada gördüğünü kaydederek kurulan girişim kapsamında Malezya, Sri Lanka,
Singapur, Endonezya ve Maldivlerin dahil olduğu liman koalisyonuna Türkiye'yi de dahil etmek istedikleri mesajını verdi. Görüşmelerden çıkan bir diğer önemli mesaj ise Kuşak ve Yol Girişimi'nde Türkiye'nin daha aktif rol alması gerektiği yönündeydi.
Xiamen Limanı Isletme Sorumlusu Chen Wez, her Çarşamba Ambarlı'dan Xiamen bölgesine sefer olduğu bilgisini paylaştı. İstanbul'dan ürünlerin Çin'e 1 ayda ulaştığını kaydeden Wez, sürenin kısalacağını belirtti. Standardizasyona gidileceğini bildiren yetkili, 'Deniz ipek yolu' ismiyle sefere çıkacak gemiye öncelik verileceğini, bu gemi aracılığıyla yapılan ulaşımda maliyet ve sürenin azalacağı bilgisini verdi. Liman ve arkasındaki hizmetlere de standart getirileceğini dile getiren Wez, şirketleri başvuru yapmaya çağırdı. Şimdilik sadece Katar serbest ticaret bölgesinden başvuru geldiğinibildirerek Türkiye'den henüz başvuran şirketin olmadığını söyledi.
Önümüzdeki dönemde Türkiye'nin stratejik sayılabilecek projelerinin Çin sermayesinden daha fazla pay alacağını düşünürsek Türkiye'yi ikili ilişkiler tarafında daha etkin olmaya çağıran bu açıklamalar kayda değer. Türkiye'nin ihracatta yeni rekorlar peşinde koştuğu dönemde, en çok dış ticaret açığı verdiğimiz ülke olan Çin'e ihracatı artırma yolunda daha hızlı koşmak gerekiyor.