Advertisement

Uzun süredir beklenen AB Liderler Zirvesi dün başladı ve bugün sona erecek. Zirveden sızan ilk bilgiler de değerlendirilmeye başlandı. Anlaşılan o ki; 27 üye ülkesi olan Avrupa Birliği'nin, Euro para birimini kullanan 17 üye ülkenin ortak bir anayasa değikliğine imza atması söz konusu olacak.

Zirve öncesinde özellikle Almanya'nın 'bu iş böyle gitmez, bütün üye ülkelerin dahil olduğu AB Anayasası'nda değişikliklerin yapılması ve sonrasında herkesin ayağını yorganına göre uzatması gerekmektedir' şeklinde özetlenebilecek tavrı vardı. 100 milyar euroya yakın bir fonu EFSF 'e aktarmak durumda kalan Almanya, daha fazla fedakarlık yapmak için bazı şartlar öne sürmekteydi.

Finansal piyasalara daha yoğun bir regülasyonun uygunlandığı, üye ülkelerin borçlarının belirlenen sürede belli bir orana çekileceği taahhütü, daha sıkı bir para ve mali politikanın AB'de sürdürmesi, ilk etapta sayabileceğimiz şartlar arasında.

Bugün gelinen noktada görülüyor ki; başta İngiltere olmak üzere euro kullanmayan ülkeler, bu anlaşmanın altına imza atmak istemiyor. İngiltere ve Macaristan biz işin dışındayız derken, Polonya ve İsveç Parlamentoları'na sormak istiyorlar. Yani kısa vadede AB, euro kullanan 17 üye ülke ile yola devam edecek; eğer edebilirse.

Peki İngiltere niye karşı çıkıyor?

2008 krizinden bugüne yaklaşık 280 milyar poundluk İngiliz Gilt (Tahvili) alımı yaparak kendi piyasasını desteklemeye çalışan İngilizler, aynı zamanda son 3 yılda ciddi bir banka sermayelendirmesi yaptı. (Recapitilisation) RBS, Llyods gibi bankalar da dahil olmak üzere birçok bankaya para koyan İngiliz Hazinesi, sektörün %60'ını devleştirmiş oldu.

Şimdi aynı şeyı yapmak zorunda olan ve para arayan AB'nin İngiltere'yi ikna etmesi çok mümkün görünmüyor. Tabii finans ürünlerine uygulancak olan yeni regulasyonların kabulünün de başta Londra'yı vuracak olması, İngilizlerin keyfini kaçırıyor.

Dolayısı ile AB küçülüyor, sorunları ile baş etrmeye çalışıyor. Bence Almanya bu işe kendini adadığı sürece hala umut var; ancak AB'nin geleceği için çanlar daha bir yüksek çalıyor gibi.