Advertisement

Pazartesi günü akşam saatlerinde ECB'nin kapalı kapılar ardında yaptığı toplantıdan bazı bilgiler piyasaya akmaya başladı. Normal ve rutin bir toplantı olması beklenirken, içeriden gelen bazı duyumlar Draghi'nin piyasalarda şok etkisi yaratacak bazı kararlar almanın eşiğinde olduğunu söylüyordu.

İspanya ayak diremeye devam edince, ECB formül yaratmak zorunda kaldı.

3. eyaletin de merkezden yardım istemesi ile iyice zorlanan Madrid, uluslararası arenada kuyruğu dik tutmaya devam ediyor. Bahsi geçen 3 eyaletin toplam 9 milyar euroyu bulan yardım taleplerine rağmen, merkezi hükümet hala dünya kamuoyuna 'Benim toptan bir bailout (kurtarma) paketine ihtiyacım yok' mesajını vermeye devam ediyor. Rajoy önündeki Yunanistan örneğini çok yakından takip ediyor.  ECB'nin önerdiği yardım paketine 'EVET' demenin bedelinin kamu harcamalarında ciddi kesintiye gidilmesi, sosyal güvenlik harcamalarının önemli oranda tırpalanması ve kamu maaşlarında kesintiye gidilmesi anlamına geldiğini biliyor. Böyle bir projeye evet derse, bunun siyası anlamda da sonu olacağını kestirebiliyor.  Dolayısıyla ECB'ye dönüp; 'Önce yardım paketi için sen ne istiyorsun onu söyle, sonra ben ESM'ye başvurup vurmayacağıma karar vereyim' diyor.

Normal şartlarda 12 Eylül'de Alman Anayasası'nın onaylamasından sonra işlerlik kazanması beklenen ESM fonuna 18 Eylül tarihine kadar başvurması beklenen İspanya'nın 'çark ediyor' izlenimi vermesi, ECB'yi, özellikle de Mario Draghi'yi endişelendirmiş durumda. Piyasalara "Euro Bölgesi'ni bir arada tutabilmek için ne gerekiyorsa yapacağız" diyen Draghi, bu sözünü tutabilmek için başka bir formül yaratmış gözüküyor.

'Kısa vadeli İtalyan ve İspanyol tahvillerinin teminatı, benim'

Daha önce üye ülkelerin fonlanması anlamına gelecek ikinci piyasadan devlet tahvili alımına mesafeli duran ECB, bulduğu yeni (!) formülle bu  konuyu aşmış görünüyor.

3 yıla kadar olan ülke tahvillerindeki farklı faiz oranlarının Euro Bölgesi'ndeki (ECB'nin denetiminde olan) para piyasalarının (money markets) işleyişini ve dengesini bozduğunu söyleyen Draghi, bu farklı faiz oranlarının ortadan kalkması gerektiğini söylüyor. Yani "Almanya 2 yılda negatif faiz ile borçlanırken, İspanya %3; İtalya %2,7 borçlanırsa, ben Euro Bölgesi'ndeki ne enflasyon beklentilerini kontrol edebilirim ne de para akışını" diyor. Dolayısıyla da İspanya ve İtalya'nın 3 yıla kadar olan tahvilerinde ikinci piyasada alım yaparak bu 'DENGESİZLİĞİ' ortadan kaldıracağını ifade ediyor.

Draghi'ye göre bu durum ECB Anayasası'na aykırı bir durum değil. Çünkü amaç ülkeleri fonlamak değil; aksine Euro Bölgesi'nin içindeki dengesizlikleri ortadan kaldırmak.

Yersen....