Advertisement

Türkiye ekonomisinin kronik sorunlarından biri cari açıkta 2012 Aralık ayı rakamı açıklandı. Türkiye Aralık ayında piyasa beklentisinin yaklaşık 1.3 milyar $ altında 4,7 milyar $’lık cari açık verdi. Böyle 2012 yıl sonu itibari ile cari açık 48.9 milyar $’a düştü. Güzel haber değil mi?

2008 Lehman krizi sonrası cari açık çok konuşuldu

2008 Krizi öncesinde Türkiye yıllık ortalama 30-35 milyar $’lık cari açık veriyordu. 2008 yılında bu rakam 40 milyar $’ın üzerine çıktı ve biz Lehman krizine tarihimizin en büyük cari açığı ile yakalandık. Kriz sonrası 2009’da ekonomide yaşanan  % 4,7’lik daralma ve arkasında cari açığın  13 milyar $’a düşüşü gerçekleşti. 2009 ‘da yaşanan ekonomide ki şok küçülme arkasından 2010 ve 2011 yıllarında Türk ekonomisi arka arkaya % 10’un üzerinde büyüyerek  2008 yılında 740 milyar $’a çıkartmayı başardığı toplam GSYH’ı 2 sene sonra tekrar aynı seviyelere geri getirdi. Ancak tahmin edebileceğiniz gibi cari açık da boş durmadı. 2010 yılında 46 milyar $, 2011 yılında da 77 milyar $’lık açık verdik.

Kritik sene  2012

Lehman krizi arkasından yaşanan ve son derece dalgalı geçen 3 senenin ardından 2012 herkes için son derece önemliydi. Seneye ‘yumuşak iniş’ iddiası ile başladık. 2012 sene sonu için büyüme hedefimiz % 4 olarak belirlendi daha sonra ise % 3'e revize edildi. Cari açık için ise yıl başında hedeflenen rakam GSYH’nin % 7,3 ‘ü yani yaklaşık 56-57 milyar $ olarak belirlenmişti. Bugün açıklanan rakamlarda görüyoruz ki cari açıkta hedefin yaklaşık 8 milyar $ daha altında bir gerçekleşme var. İyi haber. Ancak büyüme tarafında da ( her ne kadar resmi rakamlar açıklanamamış olsa da) yıl sonunu hedefin altında % 2-2,5 banında kapatma olasılığı yüksek. Yani cari açığı fazlası ile tutturduk ama karşılığında büyümeden ciddi fedakarlık yaptık.

2013 yılı cari açığın nasıl küçüldüğünü ispatlamamız için önemli olacak

Bu sene büyüme hedefimiz % 4. Cari açıkta da beklenti % 6,5’lar seviyesinde kalmak. Yani 55-57 milyar $’lık carı açık 2013 yılı için kabul edilebilir olacak. Ancak bu noktada 2 kritik sorun var.

İlk sorun sanayi üretim rakamlarına baktığımızda büyümede sanayinin katkısının yavaş kaldığını görüyoruz. Üstelik ihracatta da ivme kaybı söz konusu. Dolayısı ile bu sene büyümede iç tüketim öne çıkacak. Son açıklanan bankaların kredi büyüme verisi de bu savı destekliyor. 2013 yılında eğer bu gerçekleşecek olursa yani geçen sene eksi çeken iç tüketim canlanırsa cari açıkta şaşmaya sebep olabilir. Üstelik eğer büyüme ilk çeyrekte böyle zayıf gitmeye devam ederse, TCMB’nin üzerindeki baskı artacaktır. Bu durumda da faizlerin daha aşağıya çekildiği ve tüketimin daha da körüklendiğine şahit olabiliriz.

İkinci sorun enerji fiyatlarında. Geçen sene Brent petrol fiyatının ortalaması 111 $ oldu. Bu fiyat bize 48 milyar $ cari açığımızın hemen hemen tamamının enerji ile ilgili açık olmasına neden oldu. Bu senenin ilk 1.5 ayında da durum farklı değil. Hatta ilk 1.5 ayın Brent petrol  fiyatı ortama 113 $'a çıktı. Dolayısı ile artan bir enerji ile alakalı cari açık vermemiz söz konusu.

Sonuç

Cari açık azaldığı için sevinmekte bir beis yok. Ancak bu düşüşün büyümede frene bastığımız için mi yoksa attığımız bazı yapısal adımların etkisi ile olduğunu yada cari açığımızın enerji fiyatları ile olan duyarlılığı anlamak için bu seneyi görmemiz lazım.

Moody’s de aynı şeyi yapıyor.