Başbakan Erdoğan'ın ABD ziyareti piyasaların bir numaralı gündem maddesi olarak duruyor. Son zamanlarda bu kadar üzerinde durulan bir ziyareti daha hatırlamıyorum. Ne ABD'de artan faiz oranları ne de büyüme rakamları... Varsa yoksa Başbakanın ABD ziyareti.
ABD ziyaretinin gündeminde ne var?
Ziyaretin ajandasında hem Türk tarafı hem de Amerika için oldukça önemli konu başlıkları var. Biz bu konu başlıklarından özellikle ekonomi tarafı ağır basanları bugün ele alacağız.
ABD-EURO Bölgesi Serbest Ticaret Bölgesi antlaşması
Obama'nın II.kez Başkan seçilmesinin hemen ardından yaptığı konuşmada üzerinde durduğu bir konu vardı; Serbet Ticaret Antlaşmaları. İşte bu konuda iki büyük ticaret bölgesi, ABD ve AB arasında somut adımlar atılmaya başlıyor. Önümüzdeki ay Başkan Obama'nın yapacağı Avrupa ziyaretinde bu konunun daha detaylı işlenip büyük bir ortaklığa imza atılması bekleniyor.
Peki bu konuda Türkiye niye bu kadar duyarlı?
İşte bu noktada ayrıntılar devreye giriyor. AB üyesi olmayan ancak Gümrük Birliği'ne dahil olan Türkiye, AB'nin üçüncü taraflarla yapmış olduğu anlaşmalara otomatik olarak dahil oluyor. Yani AB eğer Fas ile bir ticari anlaşma yaparsa bu direkt olarak Türkiye'yi de kapsıyor ama bir farkla; FAS, AB ve Gümrük Birliği üzerinden Türkiye'ye mal satabilirken, Türkiye aynı yolla Fas pazarına giremiyor. Yani AB ticari antlaşma yaptığı ülkelere Türkiye'yi de dahil ettiği bir pazar sunarken, söz konusu ülke için geçerli olan avantajlı şartları Türkiye'ye kullandırmıyor.
İşte bu sebeple Türkiye, AB ile ABD arasında imzalanması beklenen serbest bölge ticaret anlaşmasının da dışında kalmak istemiyor.
Ancak şu ana kadar kamuoyuna yansıyan bilgilere göre Türkiye bu sefer de işin dışında kalabilir. Hatta ortaya atılan iddialarda Türkiye'nin, Kanada ve Meksika'dan oluşacak olan bir üçlü ile yeni bir ticaret antlaşmasına oturacağından bahsediliyor. Bu gelişme Türkiye'nin kayıplarını ne kadar karşılar? Benim bu konuda ciddi şüphelerim var.
Türkiye'nin toplam ihracatının % 35'ini yaptığı AB ile toplam 20 milyar $'lık ticaret hacmi bulunan ABD yeni bir "Ticaret Birliği" oluşturacak ve Türkiye bunun dışında kalacak. Üzerinde ciddi düşünülmesi gereken bir konu.
Türkiye ile Kuzey Irak arasında artan ticaret hacmi
Son zamanlarda bütün dünyanın peşinden koştuğu konuların başında bilindiği üzere ticareti artırmak ve büyümeye katkı sağlamak geliyor. Dolayısı ile Türkiye de benzer bir motivasyon ile Irak'ın kuzeyinde yer alan özellikle petrol şirketleri ile ciddi ticari aktivitenin içine girdi. Öyle ki Türk şirketleri oradaki şirketler ile ortaklık kurup ciddi yatırım planları yapıyor.
Ancak bu gelişmeler Bağdat 'ta kaygı uyandırıyor. Petrol gelirlerinin paylaşımı konusunda Kürt Bölgesi ile ihtilaf içinde olan Bağdat Yönetimi Türkiye'nin kendisini atlayarak Kuzey Irak'ya atmış olduğu ticari adımlardan rahatsız gözüküyor. İşte bu konu da Washington'da yapılacak olan Başbakan Erdoğan ile Başkan Obama arasındaki görüşmenin ana başlıklarından biri olmaya aday.
Not artırımı mevzusu
Piyasa oyuncularının bir kısmında bu görüşmenin ardından derecelendirme kuruluşlarından gelebilecek bir not artırımı beklentisi yüksek. Aslında ABD gezisi ile bir not artırımının aynı potada ertilmesi çok rastlanan bir gelişme değildir. Ancak geziden çıkacak notlar, özellikle Türkiye'nin dünya ticaretinde oluşan yeni gelişmelerden hangi pay alabileceği konusundaki açıklamalar, şüphesiz ki derecelendirme kuruluşları için de önemli olacaktır.