Advertisement

2015'i bitirdik. Bana göre "keçi boyunuzu" gibi bir yıl oldu. Sene bitti ama biz hala nasıl bir sene geçti anlayamadık! Üzüldüğümüz çok şey oldu. Mülteci krizi başta olmaz üzere yerin dibine girmek istediğimiz anlar yaşadık. Yine bombalar patladı, yine masum insanlar öldü. Diğer yandan önemli buluşlar oldu 2015'de. Mars'ta su bulundu mesala. Afrika'yı kasıp kavuran Ebola virüsüne çare bulundu.

Sonuçta bir seneyi daha geride bıraktık. 2016'da BloombergHT olarak dünya ve Türkiye özelinde siyasi gelişmeleri, küresel ekonomiyi ve bunların hepsini etkileyen ticaret savaşlarını sizin için izlemeye devam edeceğiz.

Yılın bu son yazısında , 2016'da cevaplarını arayacağımz soru başlıklarını yeniden bir hatırlayalım istedim. Tahmin ediyorum ki, bu konu başlıkları hem Türkiye için hem de küresel ekonomi ve siyaset için sene boyunca çok öne çıkacaklar.

AB mülteci krizi ve değişen siyasi iklim

2015 yılında toplam 1 milyon mülteci AB sınırıları içine girdi. Bunun yaklaşık 800 bini Almanya'da. Geri kalanı ise farklı AB ülkelerine dağılmış vaziyette. Mülteci akınının etkileri AB'de hissedilmeye başladı. Merkel'in içerideki anketlerde desteği yüzde 30'lara düştü. Avrupa'da bir çok başkette Almanya'nın kontrolünde olduğu düşünülen Brüksel ve onun aldığı kararlar protesto ediliyor. Yunanistan'ın ardından, İspanya'da, Portekiz'de anti AB partiler seçimlerde büyük başarı kazandı. İtalya'da bir başka anti AB parti 5 Star'ın ciddi yükselişi var. Fransa'da aşırı sağ parti ve lider Le Pen, ülkeye gelen mülteci akını ve terör sonrası ciddi oy patlaması yaşıyor. Doğu Avrupa'da hem Polonya'da hem de Macaristan'da muhafazakar ve anti AB partilerin başa geldiğini de untumayalım.  AB'de politik iklimin bozulmaya devam etmesi durumunda Türkiye için önemli olacak husular başta askıya alınabilecek Schengen kanunu, daha sonra da upgrade edilmesi ümit edilen "Gümrük Birliği'nin" sürümcemede kalması anlamına gelebilir

İngiltere AB'den ayrılacak mı?

2015'de seçimleri beklemeyen bir sürprizle açık ara kazanan muhafazakar parti lideri David Cameron, seçimlerde söz verdiği üzere İngiltere'yi AB'den ayrılma kararı almak üzere referanduma götürüyor. 2017'ye kalmadan referanduma gitmek isteyen Cameron, bir yandan AB'den istediği özdünleri kopartmaya çalışıyor bir yandan da içeride "gerekirse AB'den çıkarız" mesajı veriyor. Şuana kadar AB , Londra'ya istediklerini vermedi. Dolayısıyla İngiltere'nin BREXIT denilen AB'den çıkış senaryosu gerçek olabiliri. Anketler yüzde 43 kalma, yüzse 38 çıkma yönünde olsa da , AB'nin geleceği için ciddi bir risk 2016'da test edilebilir. Türkiye için İngiltere'nin AB'den çıkması birlikte içindeki çok önemli bir destekçinin kaybedilmesi anlamına gelecektir.

Suriye'de Esad rejimi devam edecek mi?

Batı için "gitmesi şart" denilen Esad, Suriye'de sınırlı bir alanda yabancı güçlerin desteği ile de olsa gücünü koruyor. Özellikle Rusya'nın Esad'ın çağrısıyla bölgeye yerlişmiş olması ve İran'ın da desteği mevcut Suriye hükümetinin gücünü korumasına neden oluyor. Diğer yandan ABD'nin önderliğinde diğer batılı güçlerin de IŞID karşıdı bölgede gerçekleştirdikleri mücadele devam ediyor. Bir başka ifadeyle Rusya'sı, ABD'si, Fransa'sı, İngiltere'si çok küçük bir bölgede kağıt üzerinde aynı düşmana (IŞID) mücadele ediyor gözükmekle beraber, Suriye'nin geleceği, Ortadoğu'da yeniden çizilecek haritalar dahil çok çetin bir pazarlığın içindeler. Türkiye açısında da durum kritik. Öncelikle bütün bu olup biten güney sınırımızı dibinde gerçekleşiyor. Diğer yandan düşürdüğümüz Rus uçağının ardından Rusya ile gerilen ilişkiler bölgede ayrı bir hassasiyet yaratıyor. Son olarak Esad rejimin devamı ancak kuzey Suriye'de oluşabilecek olan bir Kürt devleti Türkiye için ciddi bir güvenlik riski yaratabilir.  Bu açıdan Esad rejimi ve Suriye'ni geleceği konusu bizim açımzdan da son derece önemli.

Çin yuanı daha fazla devalüe eder mi?

2015 yılı boyunca Çin para birimi yuanın ABD doları karşısında değer kaybı yüzde 4 oldu. Aslında kulağa düşük gelebilir ama bu haliyle yuan, dolara karşı son 5 yılın en değersiz haline geldi. Önümüzdeki sene mimimum bir yüzde 5 daha bekleniyor. Eğer bundan daha fazla bir devalüasyon gerçekleşirse, başta Çin'e komşu Asya ülkeleri olmak üzere bir çok emtia üreticisi ülke kurunda ciddi sıkıntı yaşanacaktır. Olası bir devalüasyon yanında faiz inidirimi de olacağı için, ülkeden para çıkışı da devam edecektir. Bu durumda da Çin piyaaslarında yaşanacak olan paniğin diğer ülkeleri de etkilemesi büyük olasılık. Türkiye açısında yuanın devalüasyonu bizim onlardan yaptığımız ithalatı dengelemesi açısından  olumlu bir etki yaratabilir. Ancak, eğer yuan devalüasyonu sermaye piyaslarında "sert dalgalanma" yaratacak olursa bunun Türk varlıklarını da negatif etkilemesi kaçınılmaz olur.

ABD'de yeni başkan Donald Trump mı?

2016 sonunda ABD'de seçimler var. 8 yıllık Demokrat başkan Obama'nın görevi devredeceği lider kim olacak? Demokratların öne çıkan adayı Hillary Clinton. Eski Dış İşleri Bakanı ve bir önceki ABD Başkanı Bill Clinton'un eşi. ABD seçmenlerinin tercihleri bir yana, dünya için bakıldığında Hillary Clinton'un süpriz sayılabilecek bir ABD dış politikası izlemesi beklenmiyor. Ancak 8 yıl sonra Cumhuritetçiler yeniden göreve gelirse ve bir de kampanyalar sırasındaki söylemleriyle "tüyleri diken diken " eden Donald Trump'ın liderliği söz konusu olursa yerküre için her şey farklı olabilir!

ABD'nin Ortadoğu'daki siyasi tercihleri, İran P5+1 görüşmelerinin akibeti, Çin ile yaşanabilecek gerginlikler başta olmak üzere bir çok küresel konunun seyri değişebilir.

Türkiye'de Başkanlık tartışmaları

Son konu da Türkiye'den. Geçen yıl 3 seçim atlatan Türkiye'nin teoride önünde başka seçim yok. Ancak gelişmeler gösteriyor ki , 2016'da Anayasa değişikliği konusunda referandum söz konusu olabilir. Bu değişikliğin içinde "Başkanlık" maddesinin bulunması , konunun Meclis'te çözülup çözülmeyeceğini belirleyecek. Mevcut durumda 367 vekil Meclis'te bir arata gelirse "Başkanlık "mevzusu dahil Anayasa Değişikliği seçim olmadan yapılabilir. Ancak bu çok mümkün görünmüyor. Bu durumda da eğer Başkanlık konusu sabir kalacaksa Anayasa değişikliğinin 330 vekil ile referanduma gitmesi söz konusu olabilir. AK Parti'nin sandalye sayısı 330 vekil için yeterli değil. Bu durumda diğer partilerle nasıl bir çalışma yapılacak? Referandum olmadan eksik vekil sayısı tamamlanır mı? Referandumda gidilirse nasıl bir seçim dönemi bizi bekler?

İşte 2016 Türkiye'si için sene boyunca gözlerin Ankara'da olmasını gerektirecek sorular.

Türkiye'de olabilecek olan referandum ve yukarıda bahsettiğimiz diğer konular 2016'nin hem ekonomik hem de siyasi seyri için öne çıkacak başlıklar olacak. Umarım beraber yaşar ve yorumlar oluruz.

Sağlık ve huzur dolu bir sene olsun.