2010 yılında piyasalarda bilinen en kesin olgu, paranın gelişmiş ülkelerden çıkıp  Türkiye’nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkeler (EM) hisselere akmasıydı. Nitekim Türk Borsası yılı % 25 yukarıda bitirirken Avrupa ve ABD’de de borsaların yılı aşağıda bitirmesine yol açtı.

Buraya kadar anlattıklarımız, bilinen hikayenin tekrarı. Ancak resim 2011 yıl başı itibariyle değişmeye başladı. EM’den yılın ilk 1,5 ayında 7 milyar dolar para çıkıp orjinal piyasasına, yani ABD ve Avrupa'ya dönmeye başladı. Aslında 2010 yılı içinde gelişmekte olan ülkelere akan paranın 90 milyar dolar seviyesinde olduğu düşünülürse şu ana kadar çıkan paranın çok küçük kaldığını söyleyebiliriz.

Ancak paranın miktarından ziyade trendi ortaya koyması açısından para çıkışının yakından takip edilmesi gerekiyor.

Peki para hangi hisselerden çıkıyor ve hangi hisselere giriyor? Burada grafikte de net bir şekilde görüldüğü gibi EM bankaları satılıyor ve para özellikle Avrupa Bankaları'na geri dönüyor. Avrupa Bankacılık hisselerinde gelinen seviye son 10 ayın zirvesine çıkarken, EM  bankacılık endeksi yıl başından beri ortalama % 5 aşağıda.

Belki konuyu daha iyi anlamamız için bir iki banka hissesi üzerinden gidebiliriz. Problemli Yunanistan’ın en büyük bankası NBG, yıl başından beri % 25 yukarıda, krizden çıkamayan İspanya ekonomisinin iki büyük bankası Banco Bilbao % 23 ve Banco Santander % 17 yukarıdayken, Türkiye’de yılbaşından beri Akbank -% 7, İş Bankası -% 2,5 ve Garanti Bankası -% 1,8 aşağıda.

Sonuç olarak, gerek artan enflasyon riski, gerekse Orta Doğu’da düşmeyen gerilim 2011 yılında paranın ürkmesine yol açabilir.



Advertisement