Euro'nun kaderi liderlere, onlarınki seçmenlere bağlı
Yunanistan, İrlanda ve muhtemelen şimdi de Portekiz, Avrupa Merkez Bankası'nın desteğini alacak ve EFSF denilen fon sayesinde kurtarılacak. Nedir bu fon ? 'Avrupa Finansal İstikrar Fonu' adı verilen, Mayıs 2010'da ilk etapta 440 milyar euro'luk bir kaynak ile desteklenen EFSF, aslında 27 üye ülkenin katılımıyla oluşturulmuş bir kurtarma fonu. Yani Yunanistan ve İrlanda kurtarılırken piyasadan alınan tahvillerin kaynağı bu fon. Şimdi bu fonun toplam büyüklüğünün 500 milyar euro'ya çıkartılması bekleniyor. Çünkü başta Portekiz olmak üzere trene binecek daha yolcu olduğu görülüyor.
Peki bu fona para aktaran ülkeler kimler? 27 üye ülke. Ancak her ülkenin bütçesinden ayıracağı kaynak aynı değil. Örneğin, Almanya 120 milyar Euro ile en fazla kaynağı aktaracak ülke. Fransa ise 90 milyar euro ile ikinci en fazla katkı yapacak ülke. Sonra sırasıyla 80 milyar euro ile İtalya ve 50 milyar Euro ile İspanya geliyor. Görüldüğü gibi bütçenin neredeyse yarısı Almanya ve Fransa'nın üzerinde.
Zaten bu yazının konusu ve sorunun da kaynağı orada başlıyor. Almanya'da Angela Merkel'in aldığı son seçim sonuçları, lideri olduğu Hristiyan Demokrat Parti için tam bir şok. 50 yılı aşkın süredir Hristiyan Demokratların yönettiği Baden- Württemberg eyaletinde % 39 oy oranına düştüler ve Yeşiller Partisi Sosyal Demokratlar ile bir koalisyon kurarak eyalette kendilerinden bir başbakan çıkartabilir. Burada ilginç olan ülkenin güneyindeki Baden Württemberg eyaleti Almanya'da işsizliğin en düşük ve büyüme oranının en yüksek olduğu eyaletlerinden. Euro bölgesindeki kriz durumundan en az etkilenen Almanya'da hem de en müreffeh eyaletinden seçmenin Merkel'e bu yenilgiyi tattırması 2013 seçimlerinde Merkel'in iktidarı kaybedebileceği şeklinde yorumlanıyor. Bu seçim şokuna sebep olarak da Merkel'in nükleer enerjiye verdiği destek ve Almanya'nın özellikle Yunanistan'a geçen sene verdiği mali yardım öne çıkıyor.
Fransa'da da Sarkozy benzer bir şoku haftasonu yaşadı. Ülkede ikinci turu yapılan kanton seçimlerinde ilk turda olduğu gibi Nicolas Sarkozy'nin Halk Hareketi Birliği (UMP) partisi % 20 ile ana muhaleffeteki Sosyalistlerin %35'lik oy oranının oldukça altında kaldı. Sarkozy'nin de 2012'de yapılacak seçimlerde şansının oldukça azaldığı artık çokça konuşuluyor.
Şimdi olayın piyasalar boyutuna bakalım. 2012-13 sonrasında özellikle Almanya ve Fransa'da oluşabilecek olan bir iktidar değişikliği ve Yeşiller, Sosyalist Parti gibi alternatiflerin iktidara gelmesi halinde piyasalarla hükümetlerin arası daha da açılacaktır kanaatindeyim. Daha önce üye ülkelerin kurtarılması konusunda yaşanan tartışmaları hatırlarsak, bu konularda çok daha sert çizgileri olan yukarıda saydığımız partilerin alacağı kararlar Euro'nun kaderini belirleyecek.