Advertisement

2011 yılı başladığında genel kanı şu şekildeydi; aynı geçen sene olduğu gibi gelişmekte olan ülkeler (EMerging Markets) hisse senetleri bu sene de yine gözde olur. İMKB'nin % 25 prim yaptığı, gelişmekte olan ülke endeksinin (MSCI EM) % 18 yükseldiği geçen senenin ardından bu sene de yine gözler bu ülkelerde. Ancak bu sene para, yüzünü bu bölgelerden başka yerlere çevirecek gibi görünüyor.
 
Başta Çin, Hindistan ve Brezilya olmak üzere (görülüyor ki uzun süre iddia edilenin aksine Türkiye'nin de sorunuymuş) birçok ülke son 6 aydır hızla faiz artırıyor. Hem politika faizleri, hem de zorunlu karşılık artışları ile enflasyon artışına önlem alınmaya çalışılıyor. Brezilya politika faizlerini % 12'ye çekti. Enflasyon ise % 6 seviyelerinde. Çin, % 5,3'a yükselen enflasyonla mücadele için 1 yıllık faizlerini % 6,31 seviyesine çekerken zorunlu karşılıkları büyük bankalar için % 20'lere taşıdı.
 
Bu önlemlerin çok da işe yaradığını söyleyemeyiz. Yukarıdaki üç ülkede de enflasyon ciddi şekilde artmakta. Özellikle petrol, bakır gibi artan emtia fiyatları ve buğday, şeker, mısır gibi tarım emtia fiyatlarındaki rekor seviye gelişmekte olan ülkeleri sert şekilde vuruyor. Brezilya'dan gelen son açıklamalar göz önünde bulundurulduğunda önlemlerin artarak ve kapsamı da genişletilerek devamı bekleniyor.
 
Peki yatırımcının buna tepkisi ne? İşte bu noktada geçen yıl buralara akın eden yatırımcı artık gelişmekte olan ülkelere mesafeli davranıyor. Brezilya'da yıl başından beri hisse senetleri piyasasından çıkan yabancı miktarı 2,5 milyar doları buldu. Brezilya bankaları yıl başından beri ortalama % 10-15 aşağıda. Diğer taraftan Çin'de de benzer şekilde yatırımcıların yavaş yavaş hisse senetlerinde satışa geçtiği görülüyor. Sebep daha da artarak devam edecek olan önlemlerin kârlılıkları vuracak olması.
 
Türkiye'de enflasyon artık Merkez Bankası tarafından resmen yukarı revize edildiğine göre ve yeni önlemler de yolda olduğuna göre bu ülkelerde olan biten bizdeki yabancı yatırımcı için önemli bir gösterge olacaktır.