Advertisement

Dün Merkez Bankası Başkanı Erdem Başcı ve kurmayları ekonomi kamuoyunu bilgilendirme çerçevesinde İstanbul'da yerli ve yabancı bankaların ekonomistlerine sunum yaptı. Sunumun ardından yapılan soru cevap kısmı ile de ekonomistlerin merak ettikleri noktalara değinildi.
 
Dünkü toplantıda konuşulan ve genel olarak katılımcıların hemfikir oldukları noktaları ele alacağız ancak öncesinde bu toplantı biçiminin de TCMB için yeni olduğunu belirtelim. Daha önce yerli ve yabancı bankaların ekonomistlerinin Merkez Bankası'nın aldıkları randevular dahilinde Ankara'da kurum bazında yad aküçük gruplar olarak ziyaret ettiklerini biliyoruz.

Erdem Başçı ile bu gelenek de değişmiş durumda. Bu ziyaretlerin yerine Enflasyon raporunun ardından 3 ayda bir olmak şartı ile İstanbu'da ve yine daha küçük olmak şartı ile ayda bir Ankara'da piyasaları bilgilendirme toplantıları yapılacak. Sonuçta Başçı döneminde TCMB'nin şu meşajı verdiğini görüyoruz;"Merkez Bankası piyasa oyuncuları ile aynı anda ve tek bir agızdan iletişim kuracak." Ben de bunun daha sağlıklı olduğunu düşünüyorum.
 
Diğer yandan toplantıdan çıkan ekonomistlerin Bloomerg HT 'ye vermiş oldukları röportajda öne çıkan nokta, "Merkez Bankası'nın  bu toplantıda yeni bir şey söylemediği ve şu ana kadar ladığı önlemlerden ve bunların ortaya çıkamay başlayan sonuçlarından memnun olduğunu" şeklinde özetlenebilir.

Erdem Başçı şu an uyguladıkları politika karışımından ( Artan zorunlu karşılıklar + sabit / düşük politika faizi) memnun olduklarını ve 2. çeyrek sonuna kadar bunu izleyeceklerini söylüyor. TCMB'nin işaret ettiği 2. çeyrek zamanlaması zaten piyasaların kafasında olan" seçimlere kadar ekstra yeni  önlem olmaz" mesajını pekiştirdi.
 
Toplantıdan çıkan diğer bir sonuç da Merkez Bankası'nın faiz artırımları konusunda ser verip sır vermemesi. Toplantı sonrasında yerli ve yabancı ekonomistlerin ifadelerinde "Merkez Bankası'nın faiz arttırmak için aceleci olmayacağı ve şu ana kadar kullandığı politika karışımı ile devam etmek istediği ' olgusu öne çıkıyor. Birçok ekonomist toplantı sonrasında birbirine "acaba Merkez Bankası 2011'de faiz artışı yapamaycak mı?" sorusunu soruyordu.

Bu konuyu sanırım seçimlerden sonra daha çok konuşacağız ama daha kısa vadeli etkilerini kurda ve tahvil faizlerinde gözlemleyebiliriz.
 
Grafikte de görüldüğü gibi piyasanın elinde olan bilgilerle kredi portföyündeki artış hızı ve cari açık, hâlihazırda alınan önlemlere net bir cevap vermiş gibi durmuyor. Hatta  Nisan ayı ticaret açığı gösteriyor ki; cari açıkta aylık bazda genişleme devam ediyor. Diğer yandan son gelen enflasyon rakamlarında çekirdek enflasyondaki artış da yavaş yavaş bizde de enflasyonun ısınmaya başladığını gösteriyor.

Bu noktada TCMB'nin elinde daha yakın zamana ait veri seti bulunduğu bilgisi ve onlarda bir düzelme olduğu ümidi ile Merkez Bankası'nı izlemeye devam ediyoruz. Eğer durum böyle ise bizde bu düzelmeyi 2 aya kadar görüyor olmamız lazım. Aksi takdirde şairin dediği gibi 'Yeni bir şeyler söylemek lazım' noktasına gelebiliriz.