Bloomberght
Bloomberg HT Görüş Cüneyt Başaran Piyasalar tekrar FED'i göreve çağırıyor

Piyasalar tekrar FED'i göreve çağırıyor

Giriş: 03 Ağustos 2011, Çarşamba 10:54
Güncelleme: 03 Ağustos 2011, Çarşamba 11:31

ABD'nin son dakikada temerrüt durumundan kurtulmuş olması ve borçlanma limitinin artırılmış olması kısa bir nefes aldırdı piyasalara. Ancak bu rahatlama 24 saat bile süremedi ve gerçekler tekrar piyasanın yüzüne çarptı. Bir numaralı gerçek; dünya ekonomilerinin çok büyük bir borç sarmalı ile başbaşa kaldığı bir noktada, her türlü parasal teşviğe reğmen soğumaya başlaması.

Arka arkaya gelen düşük PMI (Satın alma yönetcileri endeksi) ve beklenenden kötü gelen büyüme verileri, piyasanın zaten kırılgan yapısının bir kez daha çökmesine neden oldu. Dün ABD borsalarında yaşanan % 2'nin üzerindeki satışlarla, yıl başından beri bütün kazanımlar geri verilmiş oldu. Sadece ABD değil Avrupa ve Asya'da da bir çok endekste yıl başından bu yana oluşan kayıplar %15'i buldu. Herhangi bir problemi olmayan Almanya'da dahi hisse senetlerindeki kayıp, yıl başından bu yana %3 seviyesine ulaştı.

Diğer yandan piyasaları asıl endişelendiren konu, hisse senetleri değil bence. Netice, hisse senetlerinin daha rahat beklenti yönetiminin uygulanabildiği, sürü psikolojisinin daha fazla hissedildiği piyasalar.

Ancak derinliği ve büyüklüğü çok daha büyük olan tahvil ve bono piyasası, ekonomilerde soğuma ve sonucunda olşabilecek olan deflasyon riskini çok net bir şekilde fiyatlıyor.

Grafikte görüldüğü gibi, 10 yılık ABD tahvil faizi % 2.60 ile son 9 ayın en düşüğüne geldi. Hem de çekirdek enflasyonun son dönemlerin en yükseği % 1.6'ya çıktığı noktada. Avrupa'da da durum farklı değil. Euro Bölgesi'nin güvenli limanı olan Almanya'da 10 yıllık tahvil faizleri % 2.40 seviyesine geriledi. Peki Almanya'da enflasyon ne? O da % 2.40. Yani Almanya'da negatif bir reel faiz var.

Her iki fiyatlamada da piyasaların ciddi bir resesyon ve sonucunda oluşacak bir deflasyon riskinden endişe eden yatırımcıların fiyatlamasını görüyoruz. O kadar para harcanmasına rağmen kimse yatırım yapmak istemiyor; riskli sayılabilecek varlıkları almak istemiyor. Bu da tahvil ve bono piyasasına para akışını artırıyor. Ancak bu dünyanın geri kalanı için hiç de iyiye alamet değil.

Peki nasıl çıkacak bu durumdan dünya ekonomileri?

Sanırım bir başka isimle ama nette piyasalara para verilemk suretiyle FED'i tekrar başrol kahramanı olarka görebiliriz. Bunun detaylarını da yarın tartışalım.