Advertisement

Bir önceki yazımın son paragrafını şöyle bitirmiştim: “GAFAM’lar finansal teknoloji alanının lideri olma iddiasını giderek güçlendiriyor ancak hepsi aynı başarıyı gösterebilecek mi? Örneğin Facebook’un ne yapmaya çalıştığı konusunda kararsızlık yaşadığını düşünüyorum.

Her ay yeni bir proje açıklayan Facebook’ta neler oluyor?

GAFAM olarak adlandırılan büyük teknoloji şirketlerinin 2020 yılı FinTech yatırımları raporuna göre; Facebook, geçen yıl FinTech şirketinlere diğer devler kadar yapmamış ancak kendi ürünlerinin yaygınlaşması için çalışmış. Örneğin, WhatsApp’ın gelişmekte olan ülkelerin dijital ödemelerindeki pazar payını artırmak için Hindistan ve Brezilya’da P2P para transferlerini başlatmış. Facebook ve Instagram’a mağazalar özelliği eklemiş ve Diem projesini duyurmuş.

2021 yılında çok daha fazla gelişme kaydeden Facebook, GAFAM* kulübü içinde en çok konuşulan şirketlerinden biri olmayı sürdürdü. O kadar çok yeni proje duyurdu ki hepimiz takip etmekte zorlandık. Üstelik açıkladıkları yeni projelerin isimlerini de o kadar sık değiştirdiler ki hangi isim hangi projeye ait diye geriye dönüp bakmaya başladık.

FinTech konusunda çok şey yapmak isteyen ve çeşitli atılımları da olan Facebook, yaptığı seçimler ve tercihlerde maalesef gerekli kararlılığı yakalayamadı. 2019 yılının haziran ayında duyurulan Libra, Facebook’un FinTech adımlarından ilki oldu. Libra tokenin. başlangıçta ABD doları ve euro gibi egemen para birimlerinden oluşan bir sepete bağlı evrensel tek bir para birimi olması amaçlanmıştı. Bu süreçte Facebook Libra için bir cüzdan oluşturmuş ve bu cüzdanın ismini Calibra olarak açıklamıştı. Libra, dünyanın dört bir yanındaki düzenleyicilerin güçlü muhalefetleriyle karşılaşınca projeyi denetleyen kuruluş Visa ve Mastercard dahil olmak üzere birçok büyük destekçisini kaybetti.

Calibra Novi, Libra Diem oldu

Oysa şirket, Calibra’yı sadece Libra için değil, farklı para birimleriyle de kullanılabilecek hatta WhatsApp ve Messenger ile entegre olarak çalışabilecek bir dijital cüzdan olarak tasarlamıştı. Libra’ya gelen tepkiler ve karşılaşılan bariyerlerin ardından Facebook; Calibra’nın adını, Latince’de novus - yeni ve via - yol kelimelerinin ilk iki harfinin birleşmesinden ortaya çıkan Novi olarak değiştirdi. Ve Facebook’un markalaşma sürecini başa sarma hamlesi kafalarda oldukça fazla soru işareti bıraktı.

Blokzinciri tarihinde örneklerine rastladığımız gibi; başarısız bir proje, yeniden markalaşma sürecini yaşıyor. Libra’nın yayına girmesiyle kullanıma sunulması amaçlanan Novi, WhatsApp ve Messenger’a bir buton olarak eklenerek hızlı para gönderme/alma yöntemi olarak kullanıcılara sunulacaktı.

Ardından ikinci “isim hamlesi” geldi ve bu kez de Libra’nın adı Diem olarak değiştirildi. Bu isim de Latince’den seçilmişti. Diem, bir sepete bağlı tek para birimine sabitlenmiş sabit paralar içerecek şekilde yenilendi ve Aralık 2021’de yani bu ay sınırlı sayıda kullanıcı için kullanıma açıldı. Ancak bu girişimin başarılı ol(a)mayacağına dair görüşlerin sayısı hayli fazla. Son olarak tüm bu istikrarsız ve kafa karıştıran adımlara liderlik yapan Facebook yöneticisi David Marcus da bu ay içinde ayrılacağını açıkladı.

Zuckerberg isim konusunda hızını alamadı ve…

Biz Diem hangisiydi, Nova neydi diye düşünürken Zuckenberg, çok radikal bir adım daha attı ve bu kez şirketin adını değiştirdi. Ekim ayında düzenlenen Facebook Connect etkinliğinde konuşan Mark Zuckenberg, şirketin adının “Meta” olarak değiştirildiğini, Facebook’un instagram ve WhatsApp gibi bir marka olarak kalacağını açıkladı. Ancak değişen sadece isim olmadı, Facebook pardon Meta artık yepyeni bir alana “Metaverse”e odaklanacaktı. Hatta bu toplantıda bir isim değişikliği daha duyuruldu. Oculus VR olarak bilinen kulaklık markasının adı Meta Quest yapılıverdi.

Metaverse konusunu yakından takip ediyor ve sanal gerçekliğin geleceğini oldukça merak ediyorum.

Facebook’un Metaverse planını duyurmasıyla özellikle Batı dünyasında çok ciddi eleştiriler de gelmeye başladı. Başta ABD’li siyasetçiler olmak üzere, akademisyenler, araştırmacılar Facebook’un bu adımlarını “halkla ilişkiler” projesi olarak gördüklerini söyledi. Hatta daha ileri giderek şirketin bugüne kadarki kullanıcı hakları ile ilgili karnesinin zayıflarla dolu olduğunu ve kişisel verilerin büyük risk altına gireceğini iddia edenler de vardı.

Facebook’un başı sık sık ABD ve birçok ülkenin kurumlarıyla derde girdi ve gerçekten de üzerine yapışan olumsuz bir yaftaya sahip. Yeniden markalaşma süreçlerinden geçen Facebook’un sık sık kendini revize etme ihtiyacının arkasında bu etiketin yanı sıra FinTech alanında verdiği kararların zayıflığı yatıyor diyebilirim.

FinTech yatırımlarındaki bu ‘iştahı’ uzun vadeli bir strateji oluşturamamasına bağlı, özellikle de hakkında bu kadar iddia ve şikâyet varken. Kısaca FinTech alanında birçok şey yapmaya çalışan Facebook, diğer teknoloji devlerinin arasında sınıfta kalıyor. Tüm bu hızlı değişimin altında gündem olma stratejisi yatıyor olabilir ama bu hamlelerin negatif sonuçlar da yaratabileceğini düşünüyor ve gelecekteki atılımlarını merakla bekliyorum.

Facebook’un metaverse projesini duyurduğu günlerde ilginç bir haber gözüme takılmıştı. Yapay zekâ odaklı yatırım firması Qraft, Borsada işlem gören iki fonundaki Facebook hisselerini satarak enerji sektörüne yatırım kararı almış. Sanırım yapay zeka da Facebook’a benim kadar kuşkuyla bakıyor!

*GAFAM: Google, Apple, Facebook, Amazon ve Microsoft