Advertisement

MİLYARDERLER SATIYOR

Son açıklanan fon pozisyonları kuvvetli altın yatırımcılarının ellerindeki altınları sattıklarını gösteriyor. Dünyanın en büyük fiziki altına dayalı fonu SPDR’de Soros’un satışları dikkat çekiyor. Pozisyonunun yarısını satan Soros’a diğer bir büyük fon yöneticisi Bacon da katıldı. Moore Capital üstünden satış yapan Bacon’un da fondaki tüm paylarını sattığı görülüyor. Fonun en büyük yatımcısı konumundaki Paulson ise pozisyonunu korumaya devam ediyor. Kriz zamanında mortgage piyasasının çökeceğine dair yaptığı bahislerle milyarder olan Paulson’un fonu bir süredir düşen altın fiyatları sebebiyle kötü peformans gösteriyor. Büyük fon sahiplerinin ellerindeki altını bozdurmaları varlıkların daha kuvvetsiz ellere geçeceği gerçeğiyle piyasaya satış getiriyor. Dünden bu yana yaşanan hareketin önemli bir kısmı buna bağlanabilir.

BAŞKA NE VAR?

Son zamanların kısa vadeli trade hikayesi ise kur savaşları ve ABD bütçe görüşmeleri. Bütçe tavanının ertelenmesi ve kısa vadeli stresin ortadan kalkması altında alınan korku pozisyonlarının geri çevrilmesine sebep oluyor. Uzun pozisyonların çözülmesiyle altın fiyatları geriliyor. Son haftalarda görülen bir başka eğilim ise fiziki altın yatırımcılarının da yavaş yavaş rekor düzeydeki dağılımlarını azalttıklarını gösteriyor. Aşağıdaki grafikte hem spekülatif –kısa vadeli- hem de fon cinsinden –kısmen uzun vadeli- pozisyonlarındaki düşüş görülüyor. Altın fiyatının da bu satışlarla uyumlu olarak gerilediği görülüyor.

 




 

GENİŞ RESİM

Daha uzun vadeli fiyatlamalarda ise ilk öne çıkanın reel getiriler ve dolayısıyla getiri beklentileri olduğunu görüyoruz. Ekteki grafikte ABD bonolarının başa baş (break-even) getirileri var. Görüldüğü üzere, Mayıs ayında negatif ekstra faize razı olan o yatırımcıların yerlerinde yeller esiyor.

 


 

Bana TÜFE (Tüketici Enflasyonu) üstüne ‘şu kadar’ faiz ver diyen yatırımcıların ‘şu kadar’ beklentileri yükseliyor. FED’in yıl sonundan sonra bono alımlarını düşürebileceği yönündeki hakim beklenti, ABD ekonomisinde devam eden toparlanma ve global aşırı risk senaryolarının vukubulmamış olması gibi sebepler küresel faiz açığının kapanması talebini doğuruyor. Krizden çıkarken ‘yeter ki paramın bir kısmını geri alayım’ ya da benim aldığım bononun para birimi değer kazanabilir ve böylece bir opsiyon satın almış olurum diyen yatırımcılar artık eski taleplerinden vazgeçtiler. Son olarak da, her ne kadar korkutucu olmasa da çıktı açıklarının kapanmasının kısmen enflasyon üretebileceğini düşünen yatırımcıların alımları ile faizler yükseliyor. Faizlerin dibe doğru yarışında getiriler sıfıra doğru giderken hem para birimlerine olan güven azalıyor hem de düşen faizler sebebiyle bonolara alternatif aranıyordu. İşte bu ortamda, kendisi de faiz vermeyen ve fiyatı merkez bankalarınca belirlenmediğine inanılan altına talep artıyordu. Görünüşe göre, artık getiri vaad etmemek para etmiyor. Yatırımcıların risk skalası yavaş da olsa pozitife kayıyor. Bakalım bu hareket devam edip altında 1.500’lerin yolunu mu açacak yoksa risk alanlar yanılıp da yine son 12 yılın kazananı altın sahneler geri mi dönecek?

 Kendi cevabınızı vermeden aklınızda tutmanızda fayda var, riskler elendikçe altın geriledi. Risklerin arttığı her dönemde altın yükseldi. Korkuya inanıyorsanız altına, umuda inanıyorsanız pozitif getiri yapabilecek riskli varlıklara yönelmeniz gerekiyor. Seçim sizin…