Advertisement

Konuya yakın olanların malumu, son SPK kararı ile kaldıraçlı işlem piyasasında bir buhran yaşanıyor. Kaldıraç oranı 25 kat & 50 kattan 10'a inerken başlangıç teminatına ise alt limit geliyor: 50 bin TL.

Konuya farklı açılardan yaklaşmak mümkün. Ben de düzenlemenin ardından sektörün geldiği yerin dünya ile kıyaslamasını yapacağım. Ardından sektörün durumuna bakıp olası etkileri dile getirmeye çalışacağım.

DÜNYADA NASIL?

Foreks piyasasında işlem yapanların önemli bölümü para kaybediyor. Dünyanın en büyük fiyat sağlayıcı gruplarından biri olan FXCM'ye göre bu oran tüm trader grubu içinde %83. Bütün işlemlere bakıp bunları karda kalma ya da kazançta ısrar ağırlığı ile çarpınca oran ortalama %94'e çıkıyor. Şirket bu oranı tüm dünyada birkaç çeyrek boyunca işlemcilerin yaptığı ve toplamda 43 milyon adeti bulan açılan & kapanan işlemlerden hesaplamış*. Ayrıca ABD için de bir rapor mevcut**.

Dünyada kayıp / kazanç oranlarını araştıranlar için peşinen söylemek isterim ki bu kolaylıkla ulaşılan bir veri değil. Oysa Türkiye'deki güçlü regülasyon sayesinde bizim her kurumumuzda bu bilgiyi görmek mümkün. Türkiye'de bu oran son 3 çeyrekte sırasıyla %65, %60 ve %79 seviyesinde***. Bu oranlar ile karşılaştırılınca makul sayılabilir. Üstelik Türkiye'de düzenlenmiş ve legal şekli ile foreks sadece 6 yıldır var.

Katıldığım seminerlerde ilk yorumlarım 'foreks yapmayın, bu bir hobi değildir ya da boşu boşuna işlem yapmayın' demek olan ben piyasanın da işlemcilerin de öğrenmek için çok zaman ihtiyaçları olduğunu dile getiriyorum ancak tüm sistemi yıkmak doğru çözüm değil. Burası sürekli spekülasyon yapan bireysel yatırımcı için oldukça tehlikeli bir pazar. Çünkü önemli bölümü para kaybediyor. Ne var ki son düzenleme kurumsal ve bireyseli bir tutuyor, piyasayı kullanmak isteyen yatırımcı için eksik kaldıraç sunuyor ve 50 bin TL'ye kadar her sermayeyi eşit sayıyor. Bunlar değişmeli.

SEKTÖR AÇISINDAN

2012 yılına kadar 4 bin civarı çalışanı olan sektör şimdilerde 7 bine doğru ilerliyor. Ancak aracı kurumlardaki bu artışın önemli bölümü foreks iş kolundan kaynaklanıyor. Aşağıdaki tabloda kurumların sermayelerinden kazandıkları faiz bölümü ve kaldıraçlı alım satım karlarını verdim. En sağda ise kurumların dönem sonu **** kar / zarar durumları mevcut. Fazla söze gerek yok. Aracı kurumların önemli bölümü için bu gelirler kritik. Bunu gelirlerin artışı cinsinden incelemek de makul sonuçlar getirecektir. Ben uzun analizlerden kaçıyor ve bu kadarlık bir tabloyu veriyorum.



OLASI ETKİLERİ

İstanbul'u finans merkezi yapmaya çalışma atağımız sürüyor. Ne var ki riskli olan alanları eleyip yerine sadece katılım bankacılığı yapan ya da sermayenin her formunu sunmadan öne çıkabilen bir merkez pek yok. Dünyada 1'e 400 dahi kaldıraç oranları bulmak mümkün. Kaldıraçlı alım / satımları tamamen bitirecek bu düzenleme kimi 'kumarbaz' bireyler için bir ilaç; bunu kabul etmek gerekir. Diğer yandan, tam anlamıyla 'işlemci' diyebileceğimiz hesaplar için ne yazık ki tek yol yurt dışına gitmek olacak. Bu paralar dolar cinsinden gidecekler, sektörün istihdamı büyük ihtimalle birkaç ay içinde %40'a varan azalış gösterecek. Oysa yapılması gereken güçlü regülasyonumuz ve Takasbank gibi önemli bir destek varken buraya daha fazla kurumsal yatırımcı, işlemci ve aracı kurum açmaya gelmiş yabancılar bulmak olmalıydı.

Aracı kurumlarda ve finansal piyasada yaprak dökümü devam edecek.

OLMASI GEREKEN

Bunca incelemeden sonra birşeyler önermeden bırakmak istemem.

Elbette uzun uzadıya tartışılabilecek bir konu ancak ben kısaca üstünden geçmek niyetindeyim. 100-200 dolarlık hesapların kurumlar tarafından B-book edilerek sürekli kaybetme girdabında tutuldukları bir gerçek. İlk aşamada bu hesaplara 1'e yakın kaldıraçlar sunarak ya da minimum işlem limitleri getirerek 'gelmeyin' denebilir. Zaten 100 dolarlık işlemcilerin hayalperest girişimleri ile sermaye piyasalarının gelişmesi hiç makul değil. Ardından giriş bariyerleri (3-5 bin dolar) oluşturulabilir ve artan oranlarda kaldıraç sunulabilir. Kurumsal yatırımcılar ve nitelikli yatırımcılar da bir ayrıma tabi tutulmalılar. X aracı kurumuna ya da işi tam da bu olan finansal hizmetler erbabına aynı elbiseyi giydirmek hiç makul değil. Son olarak B-book yapan kurumların bu işlemleri belli limitlere tabi tutulabilir.

Zaman içerisinde, zaten azalmakta olan şikayetlerin daha da düşeceği ve başarı oranının artacağını düşünüyorum. Bununlar birlikte, Borsada veya VİOP'ta yapılan spekülatif amaçlı işlemlerin kaçta kaçının başarı ile sonuçlandığının açıklanması da piyasalar arasında adilane bir rekabet için de şeffaflık için de doğru bir yol olabilir.

Zaten kör topal gelişen finansal piyasalarımızın bir darbe daha almasındansa gelişme sürecinde bir koluna girilerek ilerletilmesinin daha doğru olacağı kanaatindeyim.

* https://www.fxcm.com/insights/make-money-trading-online/

** ABD'de 2015 boyunca karlılık %30'lar civarında / http://www.financemagnates.com/forex/analysis/exclusive-q4-2015-us-retail-forex-profitability-report-shows-improved-trading/

*** https://www.tspb.org.tr/tr/kaldiracli-islem-bildirimleri/

**** 2016 3. Çeyrek sonu TSPB verileri