Bloomberght
Bloomberg HT Görüş Gökhan Şen İstanbul Finans Merkezi

İstanbul Finans Merkezi

Giriş: 28 Mart 2017, Salı 20:58
Güncelleme: 28 Mart 2017, Salı 20:58

Türkiye'nin finans alanında ortaya koyduğu en önemli vizyon belki de 'İstanbul Finans Merkezi'.

Bilmeyenler için kısaca, finansal işlemlerin rahatlıkla yapıldığı, derinliğin ve diğer merkezlerle kolay ilişkilerin tesis edilebildiği, düzenlemeleri ve hukuki altyapısı ile anlaşmazlıkların kolaylıkla çözüldüğü, yaşama ve iş yapma konforu sunan şehirlere finans merkezi diyoruz. Hangileridir dünyanın en büyük finans merkezleri? İlk akla gelenler Londra, New York, Tokyo gibi şehirler. Bir de son yıllarda yükselen Singapur, Hong Kong ve Dubai gibi merkezler var.

İşte ülkemizin en büyük milli hasıla yaratan kendi İstanbul da bu adaylar ile yarışmak üzere kolları sıvadı.

DÜNYA LİGİ VE İSTANBUL

Kısaca GFCI olarak kısaltılan ve küresel finans merkezlerini sıralayan endeksin Mart sonuçları elimize ulaştı. Buna göre ABD seçimlerinde karmaşa, İngiltere ile AB'nin boşanma süreci gibi değişimler zirvedeki ikiliye zarar vermiş ve notlarında sert düşüşler olmuş ancak sıralama değişmemiş. Singapur, Hong Kong, Tokyo peşi sıra gelen finansal merkezler. Onları Chicago, Sidney, Boston, Toronto ve Zürih takip ediyor.

Pekin'in hızlı yükselişine karşın Güney Kore'de son yaşanan skandaldan sonra Seul epey sıra düşmüş. Yine son yılların modası olan 'verginin ve mükellefinin peşine düş' mottosu sebebiyle off-shore merkezlerinde düşüşler olduğunu gördük.

İstanbul içinse haberler iyi değil. 66. sıraya düşen şehrimiz böylece 9 sıra birden kaymış. Sadece 1 yılda İstanbul neredeyse 20 sıra çakılmış.

NELER OLUYOR?

Açıkçası, İstanbul için kısa ve özel bir bölüm açılmış raporda. Bu sert düşüşün sebebi olarak politik belirsizlik ve sermayenin gelmesini engelleyen uzlaşmazlıklar gösterilmiş.

Elbette tarih burada sonlanmıyor. Yeni endeks puanları ve yeni günler önümüzde. yani yükselmek için ve daha iyisini yapmak için şans var. Diğer yandan, eksikleri tamamlamak için bu uyarıları görmek ve ilerlemek gerekiyor. Vizyonumuzu açık tutmak için. Üstelik, geçtim Londra ya da başka bir Avrupa ile rekabet etmeyi, henüz Doğru Avrupa liginde çok müstesna bir yerimiz yok. Grafik aşağıda. İstanbul'da son yıllarda gerileme var ve Varşova, Talinn, Riga gibi şehirler bizim üzerimizde görünüyor.

NELERİ EKSİK YAPIYORUZ?

Öncelikle, yatırımı yapacak tasarruf sahibi ya da fon yöneticisi için en iyi ortamı kurmakla mükellefiz. Bu sadece derin piyasalardan ya da çok paranın buraya akmasından geçmiyor. Öyle olsaydı Estonya da Letonya'nın başkentleri İstanbul'umuzu geçemezdi zaten.

Yatırım ortamını iyileştirecek her türlü hamlede kararlı olmalıyız. Biliyorum, referandum gibi bir engel var ancak 2014'ten bu yana seçimler bir türlü bitemedi. Bu koca 3 sene demek. Diğer yandan, güvenlik endişeleri de işin önemli bir kısmı. Burada gelip çalışacak yabancılar güvenlikleri için endişe duyarlarsa gelmezler. Bu hayati önemde.

Hukuka ilişkin sorunları da görmezden gelemeyiz. Önce kendi hukukumuzu çözmeliyiz ki sonra yabancı yatırımcılar için çözümler üretelim. Sıcak bir karşılama ve yatırımcıya kırmızı halı sermek yetmez. Küresel şirketlerin yönetim kurulu sunumlarında bunlar izah edilemez kavramlardır ne yazık ki. Somut çözümler ve hukuki altyapı gerekiyor.

Tüm finansal işlemlere eşit mesafede ve özendirici olmalıyız. Ben İslami Finans konusunda çok heyecanlıyım. Türkiye'nin hem burada hem de katılım bankacılığında gerçekten gidebileceği çok mesafe var. Ancak buraya fazladan mesai harcayıp foreksi bitirmek ya da türev ürünleri görmezden gelmek hatalı bir tutum. Bir finans merkezi süpermarket gibi olmalı. Her rafı dolu. Ondan sonra isterseniz manav bölümünü ya da et reyonunu diğerlerinden daha şık yapabilirsiniz. Ama gelen müşteri aradığını bulamıyorsa gider, sizin sattığınız ürünü de satın almayabilir.

Bilgi paylaşımı ve doğru akışın olması, bununla birlikte bilgiyi aktarma sektöründe rekabet olması da oldukça önemli bir konu. Bir şirket temettü dağıtmıyorsa bunu hemen bilmek hakkım. Hükümetin aldığı tedbirlerin bütçeye yük getireceğini savunan bir ekonomisti okuyup Türkiye aleyhine pozisyon alabilmeliyim. Enflasyon kötüleşecekse Türk Lirası'nı satmak yönünde raporlara hemen hızlıca ulaşabilmeliyim. Bunlar sağlanmalı ki pazar oluşsun, alıcı satıcıyı bulsun. Kötü zamanlarda kötü, iyi zamanlarda iyi. Yoksa bir reforma imza attığımızda bunu kim yazacak? Yatırımcı nasıl öğrenecek?

Finans merkezimiz olacak Ataşehir'den küçük Riga ve Talinn ile rekabet edebilmek için çalışmalıyız. Eksiklerimizi gidere gidere ilerlemeliyiz.

İstanbul Finans Merkezi olabilssin diye...