Advertisement

Geçtiğimiz yılın en ses getiren kitaplarından biri, Facebook'un COO'su Sheryl Sandberg'in "Lean In" adlı kitabıydı. Kendi kariyer yolculuğunu anlattığı kitabında Sandberg, tüm dünyada artık yadsınamaz bir tartışma olan "cam tavan" sendromuna da değiniyordu. Kitabın ses getirmesinin en önemli sebebi de buydu...Facebook gibi dünyaca ünlü üstelik yeni dünyanın iş modeli çerçevesinde iş yapan bir şirketin üst düzey yöneticisinin bile bir kadın olarak iş hayatında zorluk yaşıyor olması...Sheryl Sandberg'in kitabı ne ilk ne son... Cam tavan gerçeği de öyle.. Bu konuda daha çok konuşacak, daha çok kitap okuyacağız. Neden mi?

Rakamlara bakın:

Uluslararası danışmanlık ve araştırma şirketi Grant Thornton, üst düzey rollerde kadın çalışanların oranına yönelik 2004 yılından bu yana araştırma yapıyor. Kurum son raporunu bu yıl mart ayında yayınladı ve rapora göre söz konusu oran yüzde 24 düzeyinde. Yani tüm dünyada üst düzey kadın yöneticilerin oranı sadece yüzde 24. Üstelik bu rakam 2007 yılından bu yana değişmiyor.
Bir başka rapor, yönetim kurullarına çıktığınızda oranın yüzde 12'ye gerilediğini gösteriyor. Toplam işgücüne katılım tarafında da durum çok farklı değil. Kadınlar tüm dünyada erkeklerden çok daha az bir oranda işgücüne katılımda. Oranlar dğeişiyor elbette ama gelişmiş, az gelişmiş, gelişmemiş fark etmiyor, her ülkede durum böyle.

Avrupa son yıllarda kotayı tartışıyor. Üst düzey yönetimlerde kadın katılımının belli bir oranda zorunlu olması öngörülüyor. Henüz fikirbirliğine varılamadı ama "bu iş başka türlü olmayacak" diyenler son derece kararlı. Tartışmalar sürüyor.

Örnek girişim

Dünyanın gerikalanında da münferit çalışmalar var. Türkiye'deki girişimlerden birine dün akşam şahit oldum ve çok etkilendim. "Yönetim Kurulunda Kadın" adı altında hayata geçirilen bu girişim, aslında bir şirketler arası mentorluk programı.

Mentiler, hali hazırda Türkiye'de faaliyet gösteren yerli yabancı şirketlerin kadın yöneticileri. Bu yöneticiler, Türkiye'nin güçlü profesyonellerinden mentorluk alıyorlar. Amaç herbirinin bir yönetim kurulu üyesi olabilmesi. Programı hayata geçiren Praesta ve Forbes Türkiye. Praesta'nın kurucu ortağı, insan kaynakları danışmanı ve yönetici koçu sevgili Hande Yaşargil Ateşağaoğlu, uzun yıllara dayanan tecrübesini adeta bu projede taçlandırmış. Forbes Yayın Yönetmeni meslektaşım Burçak Önder ile birlikte müthiş bir proje hayata geçirmiş. Bu yıl ikinci dönemi başlayacak olan programın, bu hafta  2. dönem mentor menti eşleşmeleri vardı.

"50 süper kadın", aralarında Murat Ülker, Cem Kozlu, Aclan Acar, Ömer Aras, Süreyya Ciliv, Ümran Beba, Suzan Sabancı Dinçer gibi dev isimlerin olduğu mentorlarıyla biraraya geldi. Bu ilk buluşmanın ardından 18 ay boyunca 6-10 kez biraraya gelecekler.  

Geçtiğimiz yılki programın sonucunda 10 menti kadın yönetici, yönetim kurullarında göreve başlamış. Mesela mentorlardan Murat Ülker, önceki dönem mentorluğunu yaptığı Lale Develioğlu'nu Ülker Grubu'nda hem işe hem yönetim kuruluna almış.

Lider Suzan Sabancı

Programın her yıl bir lideri var. Önce yola Cem Boyner ile çıkılmış, ardından Turkcell eski CEO'su Muzaffer Akpınar liderlik yapmış. Bu yıl ise bayrağı Suzan Sabancı Dinçer devralmış. Suzan hanımın liderliğinde programın çok daha fazla ses getireceğini düşünüyorum. Nihayetinde o, kadın yöneticilerin taşınmak istediği koltukta 1995 yılından bu yana yani neredeyse 20 yıldır oturuyor. Suzan Sabancı Dinçer ile menti-mentor eşleşmesinden önce sohbet etme imkanı bulduk. Programa liderlik etmekten büyük heyecan duyduğunu gördüm, kendisi de bunu dile getirdi. "Bu programı Anadolu'ya da taşıyacağız" dedi.

Suzan Sabancı Dinçer'in yönettiği Akbank'ta bugün kadın-erkek çalışan sayısı neredeyse eşit. Suzan Sabancı Dinçer, "Bizde de üst düzeye çıktıkça kadın yönetici sayısı azalıyor. Ama yine de karşılaştırdığımızda pekçok şirketten daha iyi rakamlarımız. Örneğin 14 genel müdür yardımcımızın 3'ü kadın, orta kademe yöneticilerimizin yüzde 35'i kadın. Kadınlar üst düzeye çıktıkça ve orada başarılı oldukça bu oranlar daha da artacaktır" diyor.

Programın amacı kadınları yönetim kurullarına daha fazla taşımak olduğu kadar orada başarılı olmaları için de yol göstermek. Bu noktada Sheryl Sandberg'den örnek verip Suzan Sabancı'ya soruyorum: "Siz de zorlandınız mı? En çok nerede zorlandınız?"

Yanıtı şöyle oluyor:

"Zamanlamada. Kadınlar için üst düzey poziyonlarda en kritik olan zamanlama. Zamanınızı çok iyi yönetmek zorundasınız. Erkekler için de geçerli bu ama kadınlar için biraz daha fazla. Sonuçta kadınların zaman alan daha fazla sorumluluğu var."

Biraz başka boyuttan bakalım...dünyada bugün savaşlar, kavgalar, anlaşmazlıklar var..para kazanmak zor, ekonomiler durağan...her türlü mücadele etmek gerekiyor. Mücadele için de eril enerji gerekiyor. Ama başa dönecek olursak eğer, ihtiyacımız olan denge. Yani eril enerji kadar dişi enerjiye de ihtiyacımız var. Sadece bu yüzden bile kadınlar cam tavanı kırmalı.

Buna yardımcı olan her projeyi destekliyor, Yönetim Kurulunda Kadın gibi iyi örneklerin hem sayıca hem etkinliğinin artmasını temenni ediyorum.